Bir hamburger zinciri.
Adýný hepinizin bildiði, hani en çok þubeye sahip olanlardan.
Üst katta tam köþede bir genç gördüm. Bir duvarýn dibinde bir sandalyeye oturmuþ, suçlu gibi saðýný solunu kolluyor.
“Ne oldu?” diye sordum.
“Mesai saati boyunca oturmamýz, dinlenmemiz yasak. Kameralarýn görmediði tek kör nokta da burasý, birkaç dakika gizli gizli burada dinleniyorum” cevabýný aldým.
Alt kata inip diðer çalýþanlarýn yüzlerine baktým, hayattan býkmýþ, gözünün ýþýðý sönmüþ gençler içeri bütün gücüyle baðýrýyordu “Bir xburger lütfeeen”.
Bütün gücüyle baðýrmazsa sertçe uyarýlýyor zira. Bayýlmak üzereyken bile o insaný zerre kadar umursamayan Amerikan tarzý “yüzün gülecek, enerjin yüksek olacak” diye fýrçayý atýveriyor.
Gözümde canlanan sahne ayaklarý prangalý kölelerin küreklere asýlarak gemiyi hareket ettirdiði, baþlarýnda duran eli kýrbaçlý askerin arada kýrbacýný þaklattýðý 1700’lerde bir geminin içi. Belki de Speilberg'in Amistad filminden bir kare.
Bu çocuklar oradan kazanacaðý saatlik 4.5 TL ye ihtiyacý var. Belki okumak için, belki de okumadýðýndan dolayý baþka iþ bulamadýðý için.
Bu iþi boykot etme þanslarý yok, çünkü baþka iþletmeler de pek farklý deðil.
Özellikle üniversite okumamýþ, bir mesleði de olmayan gençlerin iþ bulabilmesinin zaten çok zor olduðunu düþünürsek, bulabilen þanslý azýnlýða da köle muamelesi yapýlýyor. Adeta “ceza kesiliyor” o çocuklara.
Hayattan umudunu 19 yaþýnda kesmiþ, yüzünün en son ne zaman güldüðünü unutmuþ bir sessiz ordu var.
Tacize uðruyorlar, ses çýkaramýyorlar.
Hakaret iþitiyor, iþten ayrýlamýyorlar.
Dayak yiyor, cevap bile veremiyorlar.
Ailelerine bile söyleyemiyorlar, çünkü aileleri de onlara tepkili, konu dönüp dolaþýp “Okumadýn, adam olmadýn, bak komþunun oðluna..”lara gidiyor. Aileleri tarafýndan da horlanýyorlar, azarlanýyorlar.
Bir okur mektubu þöyle diyordu :
"Tecrüben yok, o yüzden en fazla stajyer olarak alabiliriz" diyorlar. "Peki ne kadar sürecek bu staj? Sonraki süreç nasýl iþliyor?” diye baþlarda anlamaya çalýþarak sordum hep. “Baþlarsýn þimdi, 1 sene deneriz seni, ufak iþlere bakarsýn sonra memnun kalýrsak eðer, iþe alýmý gerçekleþtiririz." cevaplarýndan ise yýldým artýk. "Peki ufak iþler ile tecrübe edinemeyeceðim tamam, iþe alýp almayacaðýn da belli deðil, her gün full time çalýþan gibi gidip geleceðim, yemek ücretim sizden o da tamam. O zaman son bir soru, Türkiye koþullarýnda bana nasýl yaþanacaðýný anlatýr mýsýnýz?" diyorum. Yine çok tatlý bir gülümseme ile “Kabul edersen seninle baþlamak isteriz“ diyor.
Soruyorum, sýrf tecrübesi olmadýðý için bir genci bir yýl boyunca stajyer diye çalýþtýran bir þirkete hangi kurumumuz engel olacak?
Allah’tan korkmayan, kulundan ise hiç utanmayan bu iþletmeler, yöneticiler ne zaman ve nasýl karþýlarýndakinin bir insan olduðunu, üstelik bu ülkenin geleceði olduðunu fark edecek?
Tacize uðrayan genç kýzlar iþlerinden olma korkusu ile, adlarýnýn çýkmasý endiþesi ile sesini bile çýkaramýyor. Bu gençlere kim sahip çýkacak?
Hukuk yolu diyeceksiniz belki.
Ama bu çocuklarýn ne avukat tutacak, ne dava açacak ne de davanýn sonucunu 2 yýl bekleyecek tahammülü de, enerjisi de, morali de yok.
Bu gençlere sahip çýkalým. Kârýný arttýrmak için excel tablosundaki deðiþkenlerden biri olarak görülen bu gençlerin haklarýný, ücretlerini, staj sürelerini kafalarýna göre sürükleyip, býrakamasýnlar.
Buradan bütün gençlere sesleniyorum, içinden çýkamadýðýnýz, dile getirmek istediðiniz adýnýzý vererek ya da vermeden, firma adý vererek ya da vermeden yaþadýðýnýz bütün sorunlarý [email protected] a yazýn. Yayýnlanmasýný istemezseniz sadece size cevaplayayým, “yayýnlansýn, emsal olsun” derseniz cevabýyla beraber burada yayýnlayayým.
Çalýþtýðýnýz kurumlarda yaþadýðýnýz sorunlarý da gücümüz yettiðince, dilimiz döndüðünce duyurayým. Gerekirse telefonunu yazýn, patronunuzu arayayým. (Þaka deðil)
Sizi sahipsiz sanmasýnlar.
Bu ülkenin esas sahiplerini, sahipsiz sanmasýnlar.
Ýmza
Sizi sahipsiz býrakan bütün büyükleriniz adýna size karþý mahçup bir köþe yazarý.