Siz gerçekten de aklınızı yemişsiniz

Melis Alphan Hürriyet’te yazıyor... Okumadığım için, ne yazdığını ve meselelere nasıl yaklaştığını bilmiyorum. Lütfen istihfaf olarak görülmesin, gerçekten okumadım.

İyi şeyler yazıyor ve kendisini “vazgeçilmez” kılmış olacak ki, Hürriyet’te yazmaya devam ediyor...

Hayırlı olsun...

Dün, matbuat alemi, Melis Alphan’a ait bir mesajla çalkalandı.

Hanımefendi (maden kazası mağdurlarına yapılacak yardımdan bahisle) şu mesajı vermiş: “Bu yardım kampanyalarına destek olmayın şimdilik. Deprem gibi değil, insanların evi barkı var. Yapacağınız yardımlar sadece hükümetin ekmeğine yağ sürüyor. Ve uzun vadede mağdurlara zararı dokunacak.”

Pekala “Bu da bir görüş” deyip geçiştirebilirsiniz...

Nitekim okuduğumda, “geçiştirilmesinde hayır olacak bir görüş” diye düşündüm ve üzerinde durmadım. Bir zihniyeti ve kavrayışı ele vermesi bakımından öğreticiydi ama bunun için Melis Alphan örneğine (Melis Alphan’ın tanıklığına) başvuracak halimiz yok. Mal meydanda...

Belki olayın şu yönü kurcalanabilirdi:

Melis Alphan, bir gazetede 
yazdığı için, görüşleriyle kanaat oluşturan ve kitleleri etkileyen bir isim. Doğal olarak böyle...

Bir iddiada bulunuyorsa, ki ciddi iddialarda bulunuyor, önce iddiasını 
kanıtlamalıydı...

Mesela, maden kazası mağdurlarına yapılacak yardımlar hükümetin ekmeğine nasıl yağ sürüyordu?

İkincisi... Yapılacak yardımların “uzun vadede” mağdurların zararına 
olduğuna (olacağına) Melis Alphan 
nasıl hükmetmişti?

Üçüncüsü... Mağdurların yardıma muhtaç olmadığını nasıl anlayacaktık? Evi barkı olmak yeterli karine miydi?

Melis Alphan “yardım kırıcı” tavrını gerekçelendirseydi, daha saygıdeğer bir iş yapmış olacaktı. Biz de yazdığı mesajı,“patolojik hal”le izah etmeyecektik. Sadece gülüp geçecektik.

Dün, internet sitelerinde, Melis 
Alphan’ın savunusuna dair bir haber 
okudum.

Kızımız, mesajının speküle edilmesine (yani, bazı haberlere konu edilmesine) çok bozulmuş; sağa sola laf sokuyor... Herhalde,“Niçin beni faş ettiniz?” demeye getiriyor

Bozuk attığı mecralardan biri de Milliyet’in internet sitesi...

Şöyle yazmış Melis kızımız: “Milliyet sitesinin porno site olduğunu biliyorduk da, artık yandaş olduğuna da şüphe yok...”

Peki, merkez medyamızın güllerinden olan Milliyet, “yandaş” suçlamasını hak edecek ne yapmış, Melis Alphan’ın mesajını nasıl haberleştirmiş ve kızımızda rahatsızlık oluşturacak hangi “haksız” tanımlamalarda bulunmuş?

Milliyet’in internet sitesini açıyoruz, ilgili haberi buluyoruz ve okumaya 
başlıyoruz.

Haberin başlığı şu: “Hürriyet yazarından tepki çeken mesaj.”

Gayet normal bir ifade...

Bir suçlama, bir istihfaf ya da bir 
kınama yok.

Başlığın altında da şunlar yazıyor: “Hürriyet Gazetesinde çoğunlukla magazin üzerine yazılarıyla bilinen Melis Alphan mağdur ailelere yapılan yardımların hükümetin elini güçlendirdiğini savunarak, yardım kampanyalarına bir süre destek olunmaması gerektiğini belirtti.”

Bu...

Hepsi bu...

Kupkuru bir dille yazılmış, kupkuru bir haber... Yine bir suçlama, bir istihfaf ya da bir kınama yok.

Melis kızımız bu kadarına bile tahammül edemiyor, hemen “yandaş” etiketini çıkarıyor çekmecesinden.

Bu küçücük ve kayda değmez olayı niçin bu yazıya konu ettim?

Dün, bir sınıfın “topyekûn çıldırdığını” yazmış, saygıdeğer bir psikiyatrdan örnekler vermiştim.

Bir kesim, gerçekten de aklını 
yemiş durumda...

Bu görülsün ve daha iyi anlaşılsın diye Melis Alphan’la bu kadar vakit 
kaybettim.

HAMİŞ:

Ünlü psikiyatr, mesleğinin konusu olabilecek “marifetlerine” bugün de 
devam etmiş... Normal bir insan
“Terbiyesiz ve ağzı bozuk bir adam olduğum yüzüme vurulmuş, varıp özür dileyeyim” der.

Hiç değilse nedamet getirir ve susar...

Bizimki susmayı “mevzi kaybetmek” olarak görüyor.

Herhalde böyle görüyor ki, daha müddei ve bıçkın havalarında sağa sola laf yetiştirmeye (küfretmeye) devam ediyor.

Entelektüel kavrayışı yüksek bu insana ne diyeceğimi bilemiyorum.

Diyecek bir şey yok aslında.

İçinde bulunduğu “durum” meseleyi gayet iyi özetliyor.