Siz hepsiyle gurur duyabilirsiniz

Akýl alýr gibi deðil; vandalizm, anayasal düzeni tehdit, iþgal, saldýrý, yakýp yýkmak, cana ve mala kast, hükümeti çalýþamaz hale getirmek gibi bir dizi suçun ayný anda oluþtuðu ve terör oluþumlarýnýn baþý çektiði Gezi kalkýþmasý davasý beraatla sonuçlandý. Kendileri bile “Mesele aðaç deðil sen daha anlamadýn mý?” diyerek gerçek niyetlerini izhar ederken mahkeme meselenin aðaç olduðuna hükmetti.

***

Ýnsan gerçekten hayret ediyor! Sadece ilk mahkemenin verdiði bu toptancý karara deðil, hayret etmesiyle meþhur Abdullah Gül’ün “Gezicilerle büyük gurur duyuyorum” sözü de hayretlik... Madem o kadar gurur duyuyordun neden o günlerde desteðe gitmedin?

Ahmet Davutoðlu ise maðdur sýfatýyla düne kadar müdahil olduðu davadan ismini çekiðini açýkladý. Yani “artýk ne maðdurum ne de müdahil” demiþ oldu. Ýnsan gerçekten hayret ediyor ama hayretlik olan bu þahýslarýn dün kara dediklerine bugün ak demeleri deðil... Sonuçta bir týynet meselesi bu... Lakin memleket meselelerinin siyasi ikbal hesaplarý için bu kadar kolay harcanmasý ve ‘sinyal’ mesabesinde ele alýnmasýna hayret ediyor insan...

Ellerinden tutularak biri baþbakan, diðeri cumhurbaþkaný yapýlmýþ kiþiler bunlar... Öyle olsa da; o olaylar sýrasýnda devletin egemenliðinin ve anayasal düzenin hedef alýndýðýný pek tabii biliyorlar.

AK Parti’yi kendi dümenlerine sokmayý baþaramayýnca yeni siyasi oluþumlara giriþtiler. Ellerinde Türkiye’yi yeniden Batý’nýn söz dinleyen uydusu yapmak ve Erdoðan karþýtlýðý dýþýnda vaat ve siyasi motivasyonlarý olmadýðý için söz konusu beraat kararlarýyla eþ zamanlý olarak Gezi’ye selam çaktýlar.

***

Meselemiz bu isimler deðil lakin ortada mesele etmemiz gereken bir siyaset biçimi var.

Gezi kalkýþmasýndan bugüne yedi sene geçti. Hani þair diyor ya “Her þey biz yaþarken oldu.” Bu yedi yýlda neler neler yaþadýk. Bilanço ortada; Türkiye'nin tüm ekonomik deðerlerinin en üst seviyede olduðu -hala o rakamlara eriþebilmiþ deðiliz- bir dönemdi. Borsa coþmuþ, faizler ve döviz en aþaðý seviyelerde, IMF’ye olan borç ödenmiþ... Ýþte böyle bir dönemde, Türkiye'yi Arap Baharý'nýn kuyruðuna takmak isteyen Gezi kalkýþmasý yaþandý ve sürecin o günden bugüne Türkiye'ye dolaylý, doðrudan toplam maliyeti 150 milyar dolarý buldu.

Ama bu birileri için gurur vesilesi...

Ýki hafta süren eylemler sýrasýnda oluþan toplam zarar ise o günün rakamýyla 140 milyon lira. Eylemler sýrasýnda 58 kamu binasý, 337 iþyeri, 214 özel araç, 240, polis aracý, 90 belediye otobüsü, 68 mobese kamerasý ve 45 ambulans tahrip edilerek kullanýlamaz hale getirildi.

Ne kadar gurur duysanýz az...

Kaldýrým taþlarýný söküp barikat yapanlarca Taksim meydaný resmen iþgal edildi.

Gurur duymanýz için bir sebep daha...

***

Bugün hala ceremesini çektiðimiz kutuplaþma siyaseti o günlerde baþlatýldý. Çapulcular eliyle zerk edilen nefret dili siyaseti zehirledi. Tek vaadi Erdoðan’ý devirmek olan bir siyasetsizliðe mahkum etti ülkeyi. “Gezi zekalýlarýn” yakýp yýktýklarý arabalara, binalarýn duvarlarýna yazdýklarý küfür ve hakaretlere eleþtiri muamelesi yapýlmaya baþlandý.

Davos’ta baþlayan, Mavi Marmara ve MÝT kriziyle devam eden, Uludere’deki bombalama ile iyice kendini hissettiren, Gezi kalkýþmasýyla ciddiyet kespeden, 17-25 Aralýk’ta kimler eþkal veren, Kobani ayaklanmasý, DEAÞ ve PKK’nýn canlý bomba eylemeleri ile ülkeyi sersemleten ve nihayet 15 Temmuz’da son darbeyi vurmak isteyen bir kaos ve iþgal giriþimine maruz kaldý Türkiye...

Her þey biz yaþarken oldu...

Biz müþtekiyiz.

Siz hepsiyle gurur duyabilirsiniz.