CHP Esenyurt Belediye Baþkan adayý Ahmet Özer...
Sözde kent uzlaþýsý ile meþrulaþtýrýlmak isteniyor.
CHP, etnisiteyi merkeze alan sosyolojik muhayyileyi her fýrsatta dile getiren Ahmet Özer'e perde yapýldý.
Fikirlerini herkes biliyor:
Ýki dilli eðitim istiyor.
Anayasanýn ilk dört maddesinin deðiþmesi, Türk Milleti ifadesinin çýkarýlmasý onun en önemli politik hedefi.
"Yerel yönetimler kendi parlamentolarýyla idare edilmeli, kendi güvenliðini, asayiþini kendi saðlamalýdýr." diyor.
Aleni etnik bölücülük bu.
Zülfü Livaneli tarafýndan hareket ordularý komutanlýðýna atanan CHP'li Ekrem Ýmamoðlu'nun, bütün bunlar ortada yokmuþ gibi her fýrsatta Özer'in ve DEM'lilerin kefilinin kendisi olduðunu söyleyip durmasýna ne demeli?
Ucuz siyaset iþte.
Yanký odalarýndan cehalete övgü...
Her þeyin aþikâr olduðu bir zeminde hala delil arayanlarýn yeþerttiði...
Popülist söylemin kemikleþtirdiði bir güruh.
Etnikçi siyaset tam da böyle bir zeminde kendini gösterir.
Etnikçi stratejiyi baþlattýðýný göre göre dün Kýlýçdaroðlu'na politik destek veren kimilerinin, nedamet gösterme gereði bile duymadan, hafýzasýz siyasete yaslanýp CHP-DEM/PKK iþbirliðini eleþtirmeleri baþka bir trajedi olsa gerek.
Milliyetçilik perdesini kullanarak bu sürecin taþlarýný nasýl döþediklerini hepimiz hatýrlýyoruz.
Özgür Özel günah keçisi deðil ya, selefi Kýlýçdaroðlu'nun açtýðý yolu takip ediyor sadece...
Hedef belli...
Türkiye'ye etnikçi siyaseti dayatmak.
Üstelik bu oyun ýsýtýlýp ýsýtýlýp önümüze konuyor.
Tabii taþeron olmaya hazýr bir güruh var ülkede.
Doksanlý yýllarda resmen örümceðin aðý gibi ülkeyi saran ve Batýlý devletler tarafýndan fonlanan Non Governmental Organization'lar yani -güya- hükümet dýþý organizasyonlar maharetiyle çoðulculuk, çok kültürlülük adý altýnda sinsi bir strateji hayata geçirildi.
O zamanlar, neoliberal mantýðýn þekillendirdiði sosyal mühendislik doludizgin uygulanýyordu.
Etnikçi, mezhepçi, sonrasýnda da cinsiyet üzerinden söylemlerle Türk milletini ayrýþtýrmak istediler.
Özellikle, vekâlet savaþýnýn psikolojik boyutunda mahir olan sol liberaller bu noktada teorik zemin oluþturdu.
Nerede bir bölücülük varsa...
Nerede bir ayrýþtýrýcý söylem yükseliyorsa, emin olun orada bu fonlanan taþeronlar vardýr.
CHP'nin yeni siyasetinin akýl hocasý da iþte bu sol liberal tayfa.
Ama bir mesele var ortada.
Herkesin 2028'e hazýrlandýðý bir zeminden geçtiðimiz deþifre oldu.
Ýmamoðlu popülizmi siyasetin krizini gösteriyor.
Þu an çevirdiði dümenlerle nereye kadar gideceði belli olmaz ama ben, bütün bunlarýn Arjantin'den, Ukrayna'dan, Hollanda'dan farklý geliþmeler olmadýðýný düþünüyorum.
Etnikçi Ahmet Özer'i kent uzlaþýsý perdesiyle öne çýkarmasý, Afyon'da kendisi gibi bir il belediye baþkan adayý olan Burcu Köksal'a "Ya kendine baþka iþ bulacak ya da baþka parti..." diyebilmesi, her sýkýþtýðýnda popülizme sarýlmasý ve bunu yaparken de insanlarý küçümsediðini gizlemesi tam da bahsettiðimiz ülkelerdeki siyasetçileri hatýrlatýyor.
Ben biraz daha ileri gideceðim...
Ýmamoðlu, kendisine "sen kimi kandýrýyorsun" sorusunu sormanýza fýrsat bile vermeden, piþkinlikle "zaten ben sizi kandýrýyorum" diyebilecek kadar, en azýndan kendi partisinin içindeki figürlerin açýklarýný, zaaflarýný bilen biri.
Bu, kiþilerin elini, kolunu, beynini zaaflarýyla baðlamak anlamýna gelir.
Cehaletle yoðrulmuþ narsist bir figürün ülkeyi faþizme sürükleme süreci bu.