Siz kimin erketesisiniz?

Hükümeti, “Bayır” ve “Bucak” havalisinin yardımına koşmamakla suçlayan muhalefet sözcüleri, Türkiye’nin yardım girişimlerinin nasıl, hangi “mutemet” ellerle engellendiğini (daha da kötüsü “ihanet” terimleriyle yargılandığını da) hatırlamalıdırlar. 

Kolay yolu seçip, “MİT TIR’larına yapılan operasyonu desteklerseniz, sonuç böyle olur” demeyeceğim.

Bunun böyle olduğu Sağır Sultan’ın bile malumu...

Evet, desteklediler.

Evet, paralel organizasyonun sahnelediği ihanet oyununun parçası oldular.

Evet, Bayırbucak Türkmenlerini silahsız bıraktılar...

Daha ötesini söyleyeceğim:

Bugün Bayır ve Bucak havalisinde yaşananlar, bir “sonuç”tur aynı zamanda.

Salih Müslim’e ve onun YPG’ye verilen ölçüsüz desteğin sonucu...

HDP’nin, CHP’nin, paralelcilerin, liberal görünümlü çakalların desteklediği YPG, hayatta kalma mücadelesi verdiği en zor döneminde, nasıl oluyorsa Kobani’de (liberal görünümlü çakalların ifadesiyle) DAEŞ’e karşı “destan yazıyor” ve bütün dünyanın hayranlığını kazanıyor... (Türkiye’ye “iç savaşın kanlı cehennemini” reva gören bir zat böyle diyordu: “Ey Kürtler, Kobani’de destan yazarak bütün dünyanın hayranlığını kazandınız. Türkiye’yle yapacağınız dar çerçeveli barış size bir şey kazandırmaz, daha büyüğüne talip olun, bağımsız bir devlet kurun...”)

Bu hayranlığı “anında” paraya ve silaha tahvil eden örgüt önce “Amerikan’ın kara ordusu” olduğunu ilan ediyor, sonra fikir ve ahlak değiştirip “Demokratik Suriye Güçleri” adı altında Esed’in ordusuna katılıyor...

Bugüne kadar hiçbir farklılığa hayat hakkı tanımamış Esed...

Kürt gördüğünde hafakanlar geçiren Esed.

Kürtleri kimliksiz ve yurtsuz bırakmış Esed...

Bitti mi?

Kobani’de destan yazan ve bol silahla ödüllendirilen YPG, aynı destanı DAEŞ’in çekildiği Tel Abyad’da da yazmak istiyor ama mukavemet göremiyor. Kazandığı “bedava zafer”in üzerine, bir de bölgede etnik temizliğe girişiyor. Arapları ve Türkmenleri Kuzey’e sürüyor.

Bitti mi?

Baas’a asker yazılan ve Esed’in “etnik temizlik aracı” olarak hizmet gören YPG’yi bu kez, “Rusya’nın kara ordusu” olarak görüyoruz. Şaşırmıyoruz...

Örgüt, şimdi, yeni müttefikleriyle (Amerika, Rusya, İran, Suriye ve Hizbullah’la) birlikte, Halep ve Lazkiye civarında konuşlanmış durumda... Görünüşte DAEŞ’e karşı savaşıyor ama bu savaşta en çok Bayırbucak Türkmenleri zarar görüyor.

Peki, bu nasıl oluyor?

Hükümeti Bayır ve Bucak havalisinin yardımına koşmamakla suçlayan muhalefet sözcüleri, “DAEŞ’e karşı yürütülen savaş, nasıl olur da, Türkmenlere yönelik etnik temizliğe dönüşür?” diye sormayacak mı?

Bunu sorsunlar...

MİT TIR’larına yapılan operasyonun hangi kapıya çıktığını kurcalasınlar...

Salih Müslim’e verilen ölçüsüz desteğin neye yol açtığını merak etsinler...

HAMİŞ:

Bugün olup bitenlere bakarak, şu çıkarsamayı yapabiliriz: Türkiye’de muhalefet partileri ve bir kısım basın, yabancı güçlerin hem sözcülüğünü, hem “erketeliğini” yapıyor. Gizli servis operasyonunu faş eden paralel savcılara verilen destek bunun en büyük kanıtı... Muhalefet partileri MİT TIR’larına yapılan operasyonu savunurken, paralel organizasyonun yönlendirdiği basın da, hâlâ “Türkiye DAEŞ’e silah gönderiyor” kampanyasına içerik ve malzeme üretiyor... Paralel suç örgütüne yönelik operasyon çerçevesinde, bu basın faaliyeti de mutlaka teşrih masasına yatırılmalıdır.