Siz yine olaðan þüphelileri suçlamaya devam edin, ama...

Her gün birden fazla ses kaydý internete düþüyor; herbiri dikkat çekiyor, konuþuluyor, kulaktan kulaða çoðaltýlýyor. Kimsenin aklýna “Bunlarýn kaynaðý ne?” diye sormak gelmiyor...

Gelmiyor, çünkü hemen herkes kaynaðý bildiðini sanýyor...

Ben ise baþtan beri ‘olaðan þüpheli’ olarak gösterilen adresin derin kulak olduðundan kuþkuluyum... Husumeti çoðaltan irili ufaklý haberlere, adresle irtibatlý bilinen medya organlarýnýn yapýlaný benimseyip savunmalarýna raðmen...

Teknoloji baþkalarýnýn konuþmalarýna kulak vermeyi kolaylaþtýrýyor; piyasada satýlan basit cihazlarla bile hedef seçilen kiþileri dinlemek mümkün bugün... Kaldý ki, ‘olaðan þüpheli adres’ dediðim kesimin merakýný gidermek için yürütebildiði çabalara yasal dayanak bulmasý da mümkün ülkemizde... Daha bir hafta önce, bir savcýnýn, elindeki dosyayla, 2000’den fazla kiþiyi dinlettiði ortaya çýkmadý mý?

Çýktý...

Ancak dedim ya, ben yine de kuþkuluyum.

Kuþkumun temelinde, internet kullanýlarak gizli ses kayýtlarýnýn siyasi sonuç almak üzere devreye sokulmasý yönteminin baþka ülkelerde de etkili olduðu bilgisi yatýyor. Ayrýca, diðer ülkelerde olduðu gibi, bizde de, hedef alýnanlar, dinlenmeyeceðinden emin, devlette en üst yerlerde kiþiler ile çok yakýnlarý... Bunca gürültü kopmasýna raðmen ortalýðý karýþtýran iþi baþaranlarýn izine rastlanmamasý da beni ayrýca düþündürüyor...

Devletin istihbarat birimleri bu iþi yapanlarýn peþinde olmalý, ama yakalanmýyorlar...

Peþine düþüldüðü halde yakalanamamalarý neye iþaret ediyor?

Bu soruyu kendime sorduðumda, bütün ülkeleri hedef seçmiþ dev kocakulaklarýyla telefonlarý ve ortamlarý dinleyen NSA aklýma geliyor. Bir süreden beri dünya gündeminden düþmeyen ve Almanya þansölyesi Angela Merkel’in cep telefonunu da dinlediði bilinen NSA...

Çaldýðý ‘çok gizli’ belgelerle ABD’li dev kulaklarýn dünya liderlerini dinlediði bilgisini edinmemizi saðlayan Edward Snowden’in son ifþaatý, global dinleme faaliyetinin ilk bilinenden daha kapsamlý olduðuna iþaret ediyor. Sadece NSA yok ortada; Ýngilizler’in GCHQ örgütü de en az NSA kadar faal... Ayrýca, Ýngilizce konuþulan beþ ülkenin (ABD, Ýngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda) istihbarat örgütleri de kendi aralarýnda bir istihbarat sendikasý oluþturmuþlar...

Akýl alýr gibi deðil, ama gerçek: Sadece dinlemiyor bu örgütler, interneti bir av alaný haline getirmiþ, hedef seçtikleri kiþileri, þirketleri, hatta devletleri zora düþürmek için her türlü tezviratý yapmaktalar... Snowden’in saðladýðý son belge ‘Kandýrmaca sanatý: Ýnternet yoluyla örtülü operasyon düzenleme talimatý’ baþlýðýný taþýyor...

NBC televizyonunun haberleþtirdiði talimatta, itibarsýzlaþtýrma kampanyalarý yürütmede izlenecek yolla ilgili taktikler veriliyor. Taktikler çok çeþitli de, ikisi benim özellikle dikkatimi çekti: Kiþilerin ilgileri bulunmayan eylemlerle suçlanmasýna yol açacak malzemeleri internete koymak; bu ilki... Diðeri de, itibarsýzlaþtýrmak için hedef seçilmiþ kiþilerden zarar görmüþ biriymiþ üslubuyla yazýlýp internette yayýlan yazýlar...

Facebook da kullanýlýyor bu amaçla, YouTube da...

Þu sýralarda bütün dünyayý sarsan bu açýklamalarýn bizde yaprak kýpýrdatmamasý kuþkumu daha da artýrýyor, biliyor musunuz...