Abdullah Ağar, katıldığı bir programda çok öfkelenmiş... Kendisi için bilmem hangi ülke menfaatine konuşuyor iması içeren bir yorum yapılmış. Abdullah Ağar da tepki göstermiş... Fıtraten nazik adam olduğu için fiziksel şiddete başvurmamış... Ne kadar kolay çıkıyor ağzımızdan kelimeler... Çok pervasızca "bu bi'şeyci" ya da "bu bilmem kimci" deyiveriyoruz... Abdullah Ağar... Herhalde 20 yıla yaklaşmıştır hukukumuz. Ben tanıdığımda 5.Tim'i yeni okumuştum. Gökyüzünden yağmur gibi inen mermiler arasından işgalci emperyalistlerin maşası PKK terör örgütüne karşı nasıl savaştıklarını anlatıyordu orada... Hemen yanı başına isabet eden rokete aldırmaksızın sıhhiyecinin peşine nasıl koştuğunu anlattığı o kitabı bulun okuyun muhakkak... Toprak Mehmed'e Susamışsa... Ölüm Dağları Bekler... Baskın... Okuyun bu kitapları... Ekranda konuşan bu adam kim, bir bakın derim. Siz sadece okuyacaksınız... O adam onları yaşadı yaşadı... PKK terör örgütü ateş etti... Belinden yaralandı... O kurşun yarasına rağmen TİM Komutanı olarak görevine devam etti. Gazi Üsteğmenim Abdullah Ağar'a, "bilmem bi'şeyci" demişler... Natocu, Atlantikçi, Avrasyacı, Rusçu... Hasta mısınız siz kardeşim... Sizin filmini izlerken soluğunuz kesilir. Adam Gabar'da terörist avladı senelerce. Masa başında atıp tutan monşer analizcilerle karıştırıyorsunuz galiba... Bu adam bi'şeyci... Değil!.. Değil ya hu!.. Bir insanın sadece ve sadece; bu toprağa, bu bayrağa, bu vatana, bu millete, bu ezana, bu insana aidiyeti olamaz mı?.. İlla arkasında başka bir güç başka bir motivasyon mu aramalıyız... Bu neden kaynaklanıyor biliyor musunuz?. Herkesi kendileri gibi zannetmelerinden...
Peki ya Salih Tuna konusuna ne diyeceksiniz?!.. Aklını kiraya vermiş birileri Salih Tuna gibi bu dava için ömrü boyunca kavga etmiş, ağır bedeller ödemiş bir mütefekkiri, bir değeri hedefe koymuş yaftalamaya çalışıyor.. İnsan bazen gerçekten hayret ediyor yani... Evvela, benim moderatörü olduğum bir tartışma programında yaptığı analizi çarpıtıp FETÖ'yle kol kola göstermeye kalktılar... Birader... O program sayesindedir ki; kripto FETÖ'cülerin maskeleri indi, kimin ne mal oluğunu bu millet gördü... Daha açık söyletmeyin bana... Türk televizyonlarında ilk defa, 17 Aralık için bir 'yolsuzluk soruşturması' değil, bir 'Yargı darbesi' ifadesi kullanıldı.. ÜLKE TV'de... Ve Salih Tuna o programdan sonra FETÖ'nün hedef tahtasına oturtuldu... Daha bu laf edenlerin hiç biri bunları söyleyebilmiş değildi... Aklınızı başınıza alın... Salih Tuna'ya FETÖ damgası neden yapışmaz biliyor musunuz?.. Ömrü bu heriflerle mücadeleyle geçti zaten. Ondan... Daha bazıları bu şarlatanın elini eteğini öperken, 'kardinal' dedi diye abisini içeri aldılar Salih Tuna'nın... 1 sene işkenceden geçirdiler... Bir sene sonra aynı FETÖ'cüler bu defa da Salih Tuna'yı karakola çektirdiler... Ne FETÖ'sünden bahsediyorsunuz siz!.. Bugün yine aynı çevreler çıkmış "Şu ülkeyi savunuyor, bunun yanında duruyor, şuna laf söyletmiyor" gibi saçma sapan ithamlarla saldırmaya devam ediyorlar... Neden? "...Yaşasın tam bağımsız Türkiye" sloganında samimiyseniz, "tehdit değerlendirmesi" yapmak zorundasınız..." dediği için... Ya hu, NATO müttefiki bir ülke olarak hem Rusya ile enerji işbirliğiniz var hem Ukrayna ile savunma... Yapmayacak mısınız bir risk analizi?.. Ayrıca Rusya ve biz buradayız... Batı, biraz daha batıda... Eğer 'her türlü emperyalizme karşıyız' romantizmiyle politika tesis etmek istiyorsanız, buna çalışmanız lazım yani. Unutmayalım ki 251 kahramanımızı şehit verdiğimiz 15 Temmuz'u tertipleyen Fethullahçı Terör Örgütü'nün eli kanlı lideri, hâlâ ABD'de... Ve aynı ABD, bizim başkentimizde üzerinde bizim kahraman polisimizin üniforması olan bir CIA ajanına, Rus büyükelçisini öldürttü... Bu denklemler hiç çıkmasın aklınızdan... Salih Tuna "bi'şeyci"ymiş... Bakın çok merak ediyorsanız ben size Salih Tuna'nın neci olduğunu söyleyeyim... "...Kıymet hükmüm, teknesinde yoğrulduğum Büyük Doğu'nun ölçüsüdür: "Kim pazarlıksız olarak Allah ve Rasul'ü diyorsa o bizdendir ve biz de ondanız..." Anlaşılmayan bir şey var mı?..