Suriye politikalarýyla ilgili uzun zamandýr bu soruyla muhatap oluyorum. Geçen hafta DAEÞ’e karþý operasyonlar baþlayýnca yeniden ve hararetle sorulmaya baþlandý. Sadece Türkiye içinde deðil, dýþarýda da...
Zaten asýl dýþarýdan sorulduðu için burada, tam baðýmsýzlýkçýlarýn aðzýndan tekrarlanýyordu zaten, nasýl oluyorsa!..
Onlarýn deyimiyle;
“AKAPE artýk IÞÝD’i (DAEÞ) birinci tehdit mi görüyordu?”
Evet...
Sizi rahatlatacaksa...
Ve ‘sayenizde’...
Bilmeyenler ve üst perdeden suratýmýza haykýrarak emperyalizm sözcülüðü yapanlarýn laf kalabalýðýndan farkýna varamayanlar için söyleyeyim;
Türkiye 2012’den beri birinci tehdit olarak Suriye’de Esad rejimini görüyordu. Bu adam halkýna saldýrýyor, katlediyor, gazla boðuyor, Þebbiha’larla boðazlarýný kesiyor ve sað kalabilenleri Türkiye’ye, Lübnan’a, Ürdün’e sürüyordu.
Bir yandan da Türk uçaklarýný düþürüyor, Türkiye içine ‘kazara’ kýþkýrtma mermileri düþürüyordu.
Türkiye, ülkelerini zalim rejimden kurtarmalarý için Suriye halkýnýn uluslararasý meþruiyet kazanmýþ direniþçilerine destek verdi, verilmesi için uluslararasý toplumu ikna etmeye çalýþtý.
Bir süre ikna etti de...
Ýstanbul’da, Cenevre’de toplantýlar yapýldý.
Ancak Suriye’de sadece Esad halkýna karþý savaþmýyordu, birçok ülke aralarýndaki savaþý buraya taþýdý.
Bu Esad ve iþbirlikçilerinin de iþine geldi.
Özellikle iki dostu, Ýran ve Rusya uluslararasý camiayý durdurdu.
Top Türkiye’nin kucaðýna kaldý.
Esad, kendi vahþetini gölgelemek için daha vahþi bir örgütü besledi; DAEÞ...
Eðer dünyanýn gözü önünde DAEÞ bu kadar büyümeseydi, Türkiye için hala bir numaralý tehdit Esad rejimi olacaktý!..
Sayelerinde birinci sýraya DAEÞ yerleþti...
Suruç’u bombaladý...
Ardýndan sazý PKK eline aldý.
90’lý yýllardan kanlý parçalar çalmaya baþladý...
Ve Esad’ý ikinci sýradan da düþürerek yerine yerleþti.
Yani evet, Türkiye de tutumunu deðiþtirdi.
Bu arada Esad’ýn varil bombalarýyla katlettiði binlerce kiþiyi duymadýnýz.
Çünkü DAEÞ Kürt bölgelerine saldýrarak sizi kuþa baktýrdý.
Binlerce can topraða gömüldü, onbinlerce aile parçalandý, yerinden sürüldü...
Ama Türkiye DAEÞ’i birinci sýraya almýþ oldu!
Mutlu oldunuz mu?
Bu sizi tatmin ettiyse benim sözüm biter...
***
Hiçbir suçlamada, imada ve ithamda bulunmadan sormak gerekiyor;
DAEÞ’in terörünün ardýndan PKK’nýn Türkiye’de terörü hortlatmasýnýn kime yararý var?
PYD Kobani üzerinden bir uluslararasý meþruiyet adýmý atmýþken; PKK’nýn bile bundan yararlanarak terör örgütleri listesinden çýkmasý konuþulurken 90’lara dönüþün kime yararý var?
HDP ‘Kürt siyaseti’ni tekeline almýþken, Türkiye partisi olma adýna ‘Türk solu’nu yedeðine katmýþken PKK terörüne ‘durun bize zarar veriyorsunuz’ diyememenin kime yararý var?
Gazetelere bomba koymanýn, iþbirlikçilerine gazeteci tehdit ettirmenin kime ne yararý var?
***
Sadece kendi çalýp kendi söylemeyenler için, bu baðýrýþ çaðýrýþta gerçekte neler oluyor diye samimiyetle merak edenler için tekrar etmeyeyim, önceki yazýda, operasyonlar baþlamadan önce yazýlmýþlara bakabilirler...
Ancak bir noktayý tekrar hatýrlatayým;
Birkaç haftadýr söylüyorum, bu sürecin ‘diplomatik boyutu’ var ve ne olduðunu anlamak için oraya bakmak gerek.
DAEÞ’le, PKK ile, diðer hücre terör örgütleriyle mücadele edilir, ancak ‘abileri’nin bulunduðu ülkelerle konuþulur!..
Son operasyonlara ABD’den, Ýngiltere’den, AB’den ve ‘hatta’ Almanya’dan destek var.
Bu size bir þeyler anlatmýyor mu?
Hadi anlamadýnýz, Barzani’nin ‘yýllar önce yenilmiþ kazýklarýn bileþkesi’ olan deneyimiyle söylediklerini de mi yorumlayamýyorsunuz?