Her Aralýk ayýnda TBMM, bütçe çalýþmalarý sebebiyle çok renkli tartýþmalara sahne olur. Bütçeyi Meclise Maliye Bakaný sunar, muhalefet adýna genel baþkanlar konuþur. Eleþtirilere de Baþbakan cevap verir. Sonraki on gün boyunca kurum ve bakanlýklarýn bütçeleri ele alýnýr.
Bütçe görüþmeleri bu sene geçtiðimiz yýllara nispetle biraz daha sakin geçiyor. Bunun çeþitli sebepleri var elbette. Muhalefetteki vizyon eksikliði belki en baþta geleni. Bir önceki yazýda CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun faizlere iliþkin sözlerini eleþtirmiþtim burada. Benim de bir muhalefetim var, biliyor musunuz? O yazýdaki eleþtirime eleþtirilerini anýnda iletti bana. Eleþtirildiðim husus öze dair deðil, þekle dair. Neymiþ efendim, faiz ödemelerinin toplam bütçe harcamalarý içindeki payýný ele alabilirmiþim, bunu benden bekliyormuþ. Ne yaparsýnýz, hadi bu paylarý verelim, yoksa benim sevgili muhalifim yaygarayý koparacak. Efendim 2002’de faiz giderlerinin toplam bütçe harcamalarý içindeki payý %43 iken, bu oran 2012 yýlýnda %13 olmuþ. Molla Kasým’ý bilir misiniz, Yunus Emre’nin þiirindeki Molla Kasým’ý? “Derviþ Yunus bu sözü eðri büðrü söyleme/ Seni sîgaya çeker bir Molla Kasým gelir”. Ýþte benim Molla Kasým’ým da bu rakamlarýn peþinde, bana güya ‘sözü eðri büðrü söyleme’ diyor. Onu sevindirecek bir oran daha vereyim, belki aferin alýrým. 2002 yýlýnda vergi gelirlerinin %86’sý faiz harcamalarýna gidiyormuþ. Bu oran þimdi %17.6. Faiz harcamalarýndaki tasarruf 160 milyar lirayý geçiyor. Molla Kasým’ýn “bak, nereden nereye...” dediðini duyar gibi oluyorum.
Gruplar adýna konuþmalardan aklýnda ne kaldý derseniz, cevabým hazýr. TBMM Bütçe Plan Komisyonu Baþkaný Karaman Milletvekili Lütfi Elvan, konuþmacýlar arasýnda polemik yapmadan, doðrudan bütçeyi ele alan konuþmasýyla öne çýktý. Yeni kavramlar da getirdi Lütfi Bey. “Kapsayýcý büyüme” bunlardan biri. Þöyle açýkladý Baþkan bunun anlamýný: “Ekonomiyi büyütürken sosyal politikalarýn da uygulamaya konulmasý, istihdamýn artýrýlmasý, gelir daðýlýmýnýn daha âdil hale getirilmesi, bölgeler arasý geliþmiþlik farklarýnýn azaltýlmasý ve yaþam kalitesinin artýrýlmasý gibi hususlarýn büyüme ile birlikte gerçekleþtirilmesi. Diðer bir ifadeyle toplumun tüm kesimlerinin büyümeden faydalanmasýnýn saðlanmasý.” Lütfi Elvan iddiasýný þunlarý ekleyerek açýkladý: “Türkiye; (eþ zamanlý olarak) yüksek büyüme performansý gerçekleþtirmiþ, demokratik standartlarýný yükseltmiþ, rekabet gücünü artýrmýþ, yaþam kalitesini yükseltmiþ, bölgeler arasý geliþmiþlik farklarýný azaltmýþ, gelir daðýlýmýný iyileþtirmiþtir.” Molla Kasým, “hani bunun rakamlarý” diyecek, biliyorum ama yerim dar. Bu sayfanýn editörü uzun yazdýðým için zaten bana kýzgýn. Bütçenin ilk günü, Baþbakan Erdoðan hazýrladýðý uzun konuþmanýn ancak bir kýsmýný sunabildi kendine ayrýlan süre içinde. Konuþmanýn giriþ bölümünde bir vurgu vardý. Þöyle dedi Baþbakan:
“Son 10 yýlda elde ettiðimiz baþarýlar, bu aziz milletin baþarýsýdýr. Cumhuriyetin baþarýsýdýr. Biz, her alanda, Cumhuriyet döneminin rekorlarýný elde ettiðimizi söylüyorsak, bunu, milletimiz adýna, ülkemiz adýna, Cumhuriyetimiz adýna bir kazaným olarak görüyor, bunun heyecanýyla söylüyoruz. Cumhuriyet döneminin rekor seviyelerine ulaþan, yine Cumhuriyettir, Cumhuriyetin ta kendisidir. Cumhuriyet döneminin rekorlarýný elde etmiþ olmamýzdan hiç kimse rahatsýz olmasýn, tam tersine Cumhuriyetin fertleri olarak, Cumhuriyetimizin ulaþtýðý seviyeyi görerek bundan herkes mutluluk duysun istiyoruz.”
Çok önemli bulduðum bu bölümü esas alan bir de yazý çýktý bizim gazetenin geçen haftaki Açýk Görüþ ekinde. Doç. Dr. Ertan Aydýn, “Cumhuriyet tasavvurunun toplumsallaþmasý” baþlýðý altýnda þu deðerlendirmeyi yapýyor:
“Aslýnda, bu konuþmada Erdoðan, örtük olarak, rakip cumhuriyet algýlarýna iþaret ederken, Türkiye’deki siyasi mücadelenin cumhuriyet ile onun karþýtlarý arasýnda deðil, bu farklý cumhuriyet vizyonlarý arasýnda olduðunu da göstermektedir.”
Dedim ya, yerim dar diye. Bütçe görüþmeleri boyunca neler olduðunu, bütçenin son gününde kimin ne dediðini yazacak yer kalmadý. Türkiye’nin bütçesi hazýr. Sizinki de hazýr mý?