1946 sonrasý yýllar... Birkaç yýl sonra Demokrat Parti iktidarýnýn cumhurbaþkaný olacak “liberal” Celal Bayar’a zamanýn “milliyetçi-muhafazakâr” gençliðinin temsilcileri gelirler; tek parti döneminin kültürel tahribatýna karþý yapýlmasý planlanan gençlik çalýþmalarýna destek isterler. Atatürk’ün son Baþbakaný Bayar, hiçbir þekilde milliyetçi-muhafazakâr bir yapýlanmaya taraftar olmadýðýný açýklar ve kendisini “kendilerinden biri” gibi gören karþýsýndaki safderunlara þu tarihi lafý söyler: Sizin CHP’ye karþý olduðunuz her yerde ben CHP’nin yanýndayým.
Bayar’ý “kendilerinden biri” gibi gören ve duyduklarýna inanamayan milliyetçi-muhafazakâr gençlik önderlerinin anlamadýklarý gerçek þuydu: CHP karþýtlýðý her zaman milliyetçi-muhafazakâr hassasiyetlerden kaynaklanmayabilir. Bazen þartlar öyle gerektirdiði için veya günün rüzgârý o taraftan estiði için birileri “kendi camialarý” aleyhinde bir tutum alabilirler.
CHP iktidarýna karþý halkýn reaksiyonunu temsil etmek üzere kurulan Demokrat Parti’nin lideri Bayar’ýn “Sizin CHP’ye karþý olduðunuz her yerde ben CHP’nin yanýndayým” sözünden öðrendiðimiz gerçeklerden biri þu olmalý: CHP’ye karþý olmak CHP ideolojisine karþý olmak anlamýna gelmeyebilir.
Bu benim çok sevdiðim bir anekdottur. Bugüne de uyan bir boyutu olduðundan belki.
***
Yukarýdaki hikâyeyle ilgisi var mýdýr bilemiyorum ama vaktiyle Demokrat Parti’ye destek vermiþ olan muhafazakâr camiada öteden beri Bayar’a karþý bir sempati eksikliði görülür. Muhayyel veya gerçek bir Menderes-Bayar ihtilafýnda muhafazakârlar Adnan Bey’in yanýnda yer alýrlar. Sözgelimi Ýnönü ile Bayar arasýnda bir fark görmezler. Bayar’ýn “Atatürk’ün son baþbakaný” olmasýnýn bunda payý var mýdýr, bilinmez. Ancak Celal Bey’in “mason” kimliði çokça vurgulanýr. Hatta zamanýnda Demokrat Parti’ye oy vermiþ bazý kiþilerden Bayar’ýn 27 Mayýs sonrasýnda idamdan kurtulmasýný “mason” oluþuna baðlayan yorumlar iþitmiþimdir.
Biliyorsunuz, Demokrat Parti’nin “bir numarasý” Cumhurbaþkaný Bayar 27 Mayýs darbesi sonrasý kurulan Yassýada mahkemesinde idam cezasýna çarptýrýlmýþ ama 65 yaþýný geçtiði için cezasý ömür boyu hapse çevrilmiþ, sonra da çýkarýlan af sayesinde serbest kalmýþtýr. Muhtemelen muhafazakâr muhayyile hiçbir zaman kendisine yakýn görmediði Bayar’ýn cuntacýlarýn elinden canýný kurtarabilmesini mason kimliðine baðlayan bir izah üretmiþ olmalýdýr.
***
Atatürk’ün iktidar dönemi boyunca Ýnönü ile Bayar iki karþýt anlayýþýn temsilcisi olarak sahnedeler. Biri serbest piyasacýlýðý ve iþ dünyasýný temsil ediyor; diðeri devletçiliði ve bürokrasiyi. Atatürk bazen birine, bazen diðerine meylediyor. Dolayýsýyla Celal Bey siyasette Ýsmet Paþa’nýn rakibi olarak görülüyor. Zaten Atatürk’ün Ýnönü ile arasý açýldýktan sonra onun yerine Baþbakanlýða Bayar’ý getiriyor.
Cemil Koçak Hoca’nýn geçenlerde Star’daki sayfasýnda ilgi çekici bazý mahkeme safahatýna dayanarak anlattýðý gibi, Ýnönü Çankaya’ya çýktýktan sonra Bayar ve arkadaþlarý bir parça hýrpalanýyorlar ama eski rakibinin Baþbakanlýðý býrakmasý Ýnönü için yeterli oluyor; baþka Ýnönü karþýtlarý gibi siyasetten bütünüyle tasfiye edilmiyor Bayar.
Bunda kuþkusuz Atatürk’ün ölümünden sonra cumhurbaþkanlýðý için Þükrü Kaya yerine her þeye raðmen Ýsmet Paþa’yý desteklemiþ olmasýnýn payý olmalý.
***
Ýnönü 1938’de Çankaya’ya çýkýnca banknotlarýn ve posta pullarýnýn üzerindeki Atatürk resimlerinin yerine kendi resimlerini koydurmuþtu. Bayar, Ýnönü’nün yaptýðýný yapýp selefinin resimlerinin yerine kendi resimlerini koymadý; Atatürk resimlerini yerlerine iade etti. Bu çok önemli bir kýrýlma anýdýr.
Bizdeki muhafazakâr kesim Ýnönü’ye Atatürk resimlerini kaldýrdý diye kýzar. (Bunun çok daha farklý sebepleri var aslýnda ve baþka bir yazý konusu...) Oysa doðru olan Ýnönü’nün yaptýðýydý bence. “Atatürk seni sevmek milli bir ibadettir” vecizesinin de sahibi olan Bayar ve arkadaþlarý ise Türkiye’yi “kiþi kültü”ne baðlý bir ideolojiye mahkûm eden bir yol açtýlar. O yol açýlmasaydý 27 Mayýs darbesi de olmazdý belki.