Botokslu suç örgütü lideri, BAE'nden yayınladığı bir dizi videoyla şöhreti yakalamak dışında herhangi bir sonuca ulaşmış görünmüyor.
Tasarlanmış, hesaplanmış, zaman ayarlı dizi peş peşe yayınlandı. Pandemiden bunalmış milyonlar tarafından izlendi, gülündü edildi, muhalefet tarafından da epey köpürtüldü ama işte dün Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasıyla fıs diye söndü.
Birkaç videosunu ancak izledim. Onları da gerçekten zorlanarak izledim.
Videolardaki profesyonel elin varlığı da, kimliğin gizliliği de çok rahatsız etti beni. Sedat Peker'in konuşma tarzı, tavrı, hitabı, gülüşü, dalga geçişi hasta biri olduğunu hemen fark ettiriyor. Suç filmlerinde, saçma şiddet sahnelerinde gördüğümüz, sebepsiz yere insan öldüren, öldürürken kurbanına işkence eden tiplere benzettim onu. Haliyle izlemekte zorlandım, kendi adıma da, ülkem adına zül addettim bir mafya lideri izlemeyi.
Kaldı ki nasıl çamur olduklarını iyi biliyorum. 15 Temmuz sonrası yazdığım bir tweet nedeniyle Peker'in adamlarınca aylarca linç edildim sosyal medyada.
"Sedat Peker, Mehmet Ağar gibi derin/mafyöz adamların ne işi var demokrasi nöbetlerinde? Temiz bir halk destanını kirletmelerine izin verilmemeli" demiştim, 7 Ağustos 2016'da.
Hala böyle düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ölçülü ve güçlü bir cevap verdi AK Parti Grup Toplantısı'nda. Hem "İçişleri Bakanımızın yanında olduk, olmaya devam edeceğiz" dedi, Soylu'ya sahip çıktı hem de mafya kılıklı saldırıların arkasında Soylu'yu aşan bir hedef olduğunu vurguladı. "İstikrar ve güvenli ortamı hedef alan çeşitli saldırıların hedefi insanlarımızı karamsarlığa sürüklemektir, bu açıktır. Oyunları, tuzakları bozacağız. Bu sinsi operasyonu da akamete uğratacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Kimin terör örgütleriyle, suç çeteleriyle, yeminli Türkiye düşmanları ile yürüdüğünü milletimiz görüyor" dedi Cumhurbaşkanı.
İddialarla ilgili olarak konunun yargıda olduğunu, tahkikatların başladığını ifade ederek algı operasyonlarının arkasının adaletle deşileceğini haber verdi. Bu teminat önemlidir.
Sedat Peker videolarının zamanlamasıyla, içeriğiyle, vurduğu, itham ettiği yerler itibariyle neye kime yaradığı açık.
Mafya liderinin peşine takılıp, işin haber kısmını aşıp iki haftadır her gün her saat coşkuyla konu edinen, konuşan, açıklama yapan, yayın yapan, yorum yapan çevrelerin maksadı ve umudu da açık.
"Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin"ciler bunlar. Siyasi yetersizliklerini, gözü dönmüşlüklerini Türkiye'ye kaybettirerek kapatmaya çalışanlar.
CHP medyasından CHP'nin iliştirilmiş gazetecilerine, steril solculardan milliyetçi görünümlü heryolculara, Biden'ın yüreklendirdiği muhalefet partilerinden ABD'nin silahlandırdığı terör örgütlerine...
Hepsi büyük umutlarla yapıştı botokslu mafya liderinin paçalarına:
Daha söyle, daha çok karıştır, iftira et, hakaret et, daha çok kirlet ortalığı, hadi düşür hükümeti...
Resmen medet umdular hüküm giymiş bir suç örgütü liderinden.
Kılıçdaroğlu'nun son haftalardaki coşkusu inanılmazdı. Cumhurbaşkanlığına adaylığını bile ilan etti!
Hadi seçime götür bizi, diye meydan okudu!
Türkiye'nin planlanan kaos ortamına gireceğini umdu herhalde.
Ölçüsüzlükte Akşener de yaraşır Kemal Bey ile.
Karşı ittifak ortakları bir yandan, tasma arayışındaki mafya lideri bir yandan Türkiye'yi ve Haziran ortasında ABD Başkanı Biden ile çok önemli bir görüşme yapacak olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yıpratmaya, elini zayıflatmaya çalıştılar. Çalışıyorlar hala.
Ama yine olmadı Bay Biden!
Sizin çocuklar yine başaramadı!