Sizin mitinge gelenler başka partiye mi oy verdi?

Seçim sonuçları analiz edildikçe garip bir tablo ortaya çıkmaya başladı.. Misal Muharrem İnce’nin İstanbul ya da İzmir’de aldığı oylara bakılacak olursa, o ‘muhteşem’ mitinglere katılanların yarıya yakını oylarını başka bir adaya vermiş gibi görünüyor.. İlk gün dedim.. Önceki gün Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı’ya sordum bu ‘5 milyon’ meselesini.. Sayın Kaymakam dedi ki; “Sanırım İBB’nin sitesindeki, toplam park alanı büyüklüğüyle bir metrekareye düşen insan sayısını çarparak buluyorlar. Bu da 1 milyon 200 bin metrekarelik bir alanda, metrekareye 4 kişi düşecek olursa ortalama 5 milyon yapıyor. Ancak mitingin yapıldığı alanın büyüklüğü o değil. O toplam parkın büyüklüğü. Miting alanı ise ortalama 90 bin metrakere..” Yani ortada 5 milyon kişi falan yok aslında.. Yok da benim asıl anlamadığım şu.. Bu yüzbinlerle ifade edilen sayıları insanlar neden beğenmez ki?.. Bakın müzik tarihinin en büyük konserlerinden biri sayılan 1991 Moskova Metallica konserini hatırlayan var mı?. Uçsuz bucaksız insan seli.. Seyircilerin üzerinden alçak uçuş yapan helikopterler.. Headbang yapan Rus askerleri.. Hatırlayın.. Kaç kişi vardı biliyor musunuz o konserde?.. Bir buçuk milyon.. Queen, 1986 Wembley’de 500 bin bilet sattı, hâlâ tarihin en muhteşem konserlerinden biri olarak anılır.. Gelmiş geçmiş en kalabalık konser rekorunu, Moskova (1997) Jean Michel Jarre ve (1994) Rod Stewart - Brezilya paylaşıyor.. Her iki konser için verilen rakam da yaklaşık 3.5 milyon.. 1969 WoodStock’a katılım 400 bin kişi.. Kimler yoktu ki.. Jimi Hendrix, the Who, Janis Joplin, Crosby, Stills, Nash & Young, Richie Havens, Jefferson Airplane, Joan Baez.. 400 bin.. Bakın bu sayılar büyük sayılar.. Tıpkı Muharrem İnce’nin Maltepe mitingine katılanlar gibi.. 400 bin az insan mı?. Artık şu sayıları küçük görmekten vazgeçmek lazım. 50 bin kişinin doldurduğu bir miting, size söyleyeyim, öyle-böyle değil, muhteşem bir mitingdir.. Uçmayın.. 

 

CHP Ağrı’daki vahşet için ne düşünüyor?

  

Ağrı’da vahşi bir cinayet işlenmiş.. Bir adam sırf PKK’ya boyun eğmediği için elektrik direğine bağlanıp insafsızca katledilmiş.. CHP’li Sezgin Tanrıkulu ise açıklama yapıyor; “bu cinayetin faili meçhul kalmasın” diye.. Senelerce AİHM nezdinde PKK’lıların savunuculuğunu yapan birinden, açık açık PKK’yı kınamasını zaten beklemiyorum.. Ama bir parlamenter olarak, sanki devlet içindeki bir yapı cinayetler işliyormuş algısı oluşturan bu paylaşım, mensubu olduğu CHP’yi zora sokar.. Zaten partisinin yöneticileri, HDP’ye çalıştığı için eleştiriliyorken bir de çıkıp bir CHP’linin ‘devlet adam öldürüyor suçu PKK’nın üstüne atıyor’ anlamına gelebilecek sözleri tevili zor sonuçlar doğurur, söyleyeyim.. 

  

2.5 milyonluk oy kaybı tartışılır

 

Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan, Twitter hesabından bir çağrı yaptı.. Dedi ki; “Ak Parti’ye dair eleştirileriniz, değişmesini istedikleriniz ve yerel seçimdeki beklentileriniz nelerdir?..” Bu mesajın altına binlerce yorum yazıldı.. Hatırlayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da, seçim sonuçlarını değerlendirirken, AK Parti’deki oy kaybına çalışılacağını söylemişti.. Demek ki görmezden gelinemeyecek bir problem var ortada.. 2.5 milyonluk oy kaybından söz ediyoruz burada. Bir iç muhasebe yapılamazsa yarın daha ciddi sonuçları olur. Buna rağmen AK Partili Belma Satır, Hilal Kaplan’a tepki gösterdi.. “Bize ulaşmak isteyen her şekilde zaten ulaşıyor, seçim sürecinde gece gündüz çalışan teşkilatımıza, seçmenlerimize, yol arkadaşlarımıza saygısızlık bu...” dedi.. Bence gelen en anlamlı yorum buydu. Bütün diğer meseleler bir şekilde halledilir.. Ama Belma Hanım’ın seslendirdiği tavır, problemin bizzat kendisi. Görülmüş oldu..