Mustafa Nihat Yükselir
Mustafa Nihat Yükselir
Tüm Yazýlarý

Sizin tarif ettiðiniz gibi bir gazeteci olmaktan utanç duyarým

Birkaç gazetecinin Soma faciasýný büyük acýsýný hiçe sayan skandallara imza atarak iþledikleri nefret suçunun bireysel çýkýþlar olduðunu düþünmüþtüm. Bunu yazarken böylesi hastalýklý bir düþüncenin kabul görmesinin mümkün olmadýðýný düþünmüþtüm. Hatta bu kiþilerin iþledikleri nefret suçunun arkasýnda durmalarýna karþýn yaþadýðým þaþkýnlýðýmý dile getirmiþtim. Umudum bu hastalýklý düþüncenin meslektaþlarýmýz ve meslek örgütlerimizce eleþtirilerek kabul edilmeyeceðinin dile getirileceði idi. 

Ama umduðum gibi olmadý. 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yazdýðým yazý üzerine bir açýklama yapmayý tercih etti. TGC’nin yaptýðý yazlý açýklama adeta 'beterin de beteri varmýþ' dedirten cinstendi. 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) açýklamasýnda; Yazgülü Aldoðan ve Yýlmaz Özdil ile Melis Alphan’ýn arkasýnda olduðunu belirterek bu gazetecilerin iþlediði nefret suçunun bireysel çýkýþlar olmadýðýný ortaya koydu. Bu açýklamadan sonra artýk hangi gazetecini bu kepazelikleri dile getirdiðinin hiçbir anlamý kalmýyor. Çünkü artýk bu sözler bir kesimin bir zihniyetinin yansýmasý olduðu ortaya çýkýyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bu arkadaþlarýn 'arkasýndayýz' diyor ve  kendilerinin bu söylemlerinin bir 'gazetecilik' faaliyeti olduðunu ifade ediyorlar.

Yani, Soma faciasýnda hayatýný kaybeden 301 canýn ardýndan "AK Parti mitingine gittiler, AK Parti'ye oy verdiler, onlara müstahak, Ne þehitler ne gazi Niyazi oldular, onlara yardým göndermeyin çünkü bu AK Parti'nin iþine yarar, Soma AKP için darbedir" þeklinde söylenen sözler kiþisel çýkýþlar deðil bir kesimin zihniyeti! Bu zihniyete sahip gazetecilerin tamamý ve onlara ait meslek kuruluþlarý da bu söylemleri 'gazetecilik' faaliyeti olarak dile getirirler anlamýna geliyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti açýklamasýnda, bu arkadaþlarýn bu söylemlerinin eleþtirilmesinin basýn özgürlüðüne yapýlmýþ bir saldýrý ve bir sansür giriþimi olduðunu savunuyor. Bu arkadaþlar hakkýnda yazýlmýþ eleþtiri yazýlarý ve haberlerinin bir hedef gösterme olduðunu söylüyor.

Yazdýðým yazýdan sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yaptýðý açýklama ile ilgili, davet edildiðim '360 TV Son Nokta' programýnda da açýkladýðým gibi; inanamadým, þaþkýným, üzgünüm. Böylesi büyük bir acýnýn üzerine iþlenmiþ nefret suçlarýný üstlenerek legalleþtirme çabasýna giren bir meslek kuruluþunun olmasýný baþka nasýl karþýlayabilirdim ki? Bu arkadaþlarýný yazdýklarýndan utanmýþtým, bu açýklama ile ancak utancým katlanarak büyür.

Ýþin asýl ilginç olaný ise açýklamanýn sonunda gazetecilik mesleði ile ilgili kullanýldýklarý ifadeler ve hatýrlattýklarý meslek ilkeleri idi. 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti açýklamanýn sonunda, bu arkadaþlarý eleþtiren gazetecileri 'yandaþ' ilan ederek, 'Gazeteciliði yanlýþ yerlerde arayan bazý gazeteciler' olarak nitelendiriyor ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nin C maddesinde yer alan Gazetecinin Sorumluluðu ilkesini hatýrlatýyor.

Yani biz, Soma faciasýnda hayatýný kaybeden 301 canýn ardýndan 'AK Parti mitingine gittiler, AK Parti'ye oy verdiler, onlara müstahak' , 'Ne þehitler ne gazi. Niyazi oldular, onlara yardým göndermeyin çünkü bu AK Parti'nin iþine yarar. Soma AKP için darbedir' sözlerini eleþtirince 'yandaþ' oluyoruz, onlar ise Gazetecinin Sorumluluðu ilkesini yerine getiriyorlar. Öyle mi? Yani 301 caný kaybettiðimiz bir facia üzerinde nefret suçunu çeþitlemek 'Gazetecinin Sorumluluðu' mu oluyor? 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne göre; ölümler üzerinden siyasi rant elde etmeye alet olmak, darbe seviciliði, nefret suçu iþlemek, ötekileþtirme, hakaret etme gazetecilik oluyor. Melih Altýnok’un 24 TV ekranlarýnda, Günün Manþeti programýnda bu açýklama için söylediði gibi, bu ülkenin gerçek gazetecileri için, siz artýk yok hükmündesiniz. Sizin bu açýklamalarýnýz Soma faciasýnda hayatýný kaybeden 301 canýn acýsýný derinden hisseden bu ülkenin insanlarý tarafýnda hep utançla hatýrlanacak.

Eðer sizler gazeteciliði, savunduðunuz bu kepazelikler olduðuna inanýyorsanýz, sizin tarif ettiðiniz gibi bir gazeteci olmaktan utanç duyarým.