Sizin tasmanýz hangisi?

Tasmalardan tasma beðenin: Askerin tasmasýný mý, uluslararasý tasmayý mý, yoksa ak tasmayý mý tecih edersiniz?

Kýzým (okurum) sana soruyorum, ama gelinim (meslektaþým) sen anla... Mecburiyetten giyilen mi, fiyakalý olan mý, bitli tasma mý? Hangisi?

Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn birbiri ardýna açtýðý bir çok konu baþlýðýndan biri de bu soru. Uludere konusunu gündemden düþürmeyen gazeteciler için “Tasmalarýnýzý çýkardýk, uluslararasý tasma taktýnýz” demiþti Baþbakan bir konuþmasýnda; þimdiki zamanlarýn efesi bir meslektaþ da, “Ak tasmalý gazeteciler kadar, dýþarýdan yularlý politikacýlara, hocalara ve paþalara da karþý duracaðýz” çýkýþýný yaptý.

Görüyorsunuz renkli bir tasma koleksiyonu var gazetecilerin: Asker tasmasý... Uluslararasý tasma... Ak tasma...

Seç, beðen, al...

‘Hayvanlar Alemi’nin bir baþka sevimli mahlukunu ilgilendirdiði için ‘yularlýlarý’ þimdilik hesaba katmýyorum...

Politikacýlarýn gazeteci milletinden pek hazzetmediklerini yaþayarak öðrendim. Patronlarýnýn, yakýnlarýnýn, aile fertlerinin akçalý iþlerini ve kiþisel beklentilerini mesleki hassasiyetlerin önünde tutabilen örnekler hiç de az deðil. Göz göre göre ve göstere göstere yazýlan yalan haberler, yorumlara yansýyan çarpýtmalar, toplumu ve deðerlerini hiçe sayan yaklaþýmlar bizler kadar politikacýlar tarafýndan da hayretle izleniyordur...

Karanlýk iliþkilerle, yýldýzlý referans telefonlarýyla bir yerlere gelinebiliyor medyada. Gelinmiyor mu? Bir medya patronu, bir yöneticisinin iþine son verilmesi üzerine önemli bir kurumdan “Geri al” telefonu geldiðini birkaç gün önce çýktýðý mahkeme önünde açýklamadý mý? Hemen her dönemde ayný telefondan “Al” ve “At” telefonlarý edildiðini ise Saðýr Sultan bile duydu. Bir baþbakanýn, önüne gelene, elindeki ‘MÝT’çi gazeteciler’ listesini gösterdiði de kayýtlarda var.

“Acaba o listede yer alanlardan kaçý medyanýn önemli koltuklarýnda oturmaya, kaçý TV ekranlarýndan, gazete köþelerinden ahkâm kesmeye devam ediyordur?” sorusu aklýnýza geliyorsa, politikacýlarýn o soruya istedikleri zaman cevap alabilecek durumda olduklarýný da bilmelisiniz.

‘MÝT’çi gazetecileri’, belli kurumlarýn referanslarýný kullanan gazetecileri, göze girmek için tabasbus yoluna baþvuran, eðilip bükülen gazetecileri, gözleri nemalanmaktan baþka bir þey görmeyen gazetecileri, patronlarý namýna kapý önünde yatan gazetecileri de biliyor, bazýlarýný yakýndan tanýyor politikacýlar...

Irak’ýn iþgalini planlayan ABD’nin, Savunma Bakanlýðý (Pentagon) bünyesinde kurduðu özel birimde, 1 Mart (2001) öncesinde bölge ülkelerindeki medyaya daðýtýlmak üzere 200 milyon dolarlýk bir fon oluþturduðu gerçeðini ne yapacaðýz?

Tayyip Erdoðan’ýn kullandýðý ‘tasma’ metaforu politikacýlarýn çoðunun gözünde gazeteci milletinin ‘deðerini’ açýða vurmuþ oldu. ‘Tasmalý medya’ diye bakýyor çoðu politikacý bugünkü medya düzenine...

Gazeteci milletinin bu hissin açýða vurulmasýna vereceði tepki sadece kýnamak mý olmalý? Tasmanýn baþka her rengine itiraz etmezken ak olanýna karþý çýkmak mý olmalý? “Sen bana ‘köpek’ mi dedin, ben de sana ‘eþek’, seni beðenen meslektaþlara da ‘it’ derim” tavrý mýolmalý?

Bu mu yani bütün yapabileceðiniz? Buysa, hakaretlere müstahaksýnýz demektir.

Tasmalardan tasma beðenin o zaman...