Sizinkiler kaç milyonun Cumhurbaþkanýydý?

Kemal Kýlýçdaroðlu, parti grubunda yaptýðý konuþmada, “Buna elbette izin vermeyeceðiz” dedi ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn AK Parti’ye üye olmasýný eleþtirdi.

Hemen içinde “At” ve “Üsküdar” geçen sözü hatýrlatýyoruz.

Siz istediðiniz kadar izin vermeyin Kemal Bey...

Erdoðan “Selamünaleyküm diyerek heyetinizin içine katýlýyorum” dedi o “heyet”in içine katýldý. AK Parti’li oldu.

Peþinden, “Olur mu böyle þey?” itirazý gelecektir.

Oldu Kemal Bey...

Oluyor...

Cumhurbaþkanlarýnýn geldikleri partiyle iliþkilerini kesmeleri, bir anayasa deðiþikliðiyle gerçekleþmiþti.

Hani, adamlarýnýzýn, “En ilerici, en demokratik, en çaðdaþ” dediði ve darbecilerin tayin ettiði bir “konvansiyon” tarafýndan hazýrlanan 61 Anayasasý...

Darbe yapýp Baþbakan asanlar, bu “kutlu gün”ün (!) anýsýna bir de millî bayram ihdas ettiler: “27 Mayýs Hürriyet ve Anayasa Bayramý.”

Baþbakan asýp, ardýndan bayram ilan etmek...

Bayramýnýz bu nedenle buruktu Kemal Bey.

Hiçbir coþkuya sahne olmuyordu.

Halký katmayý baþaramýyordunuz.

Devletin abus suratýný taþýyan birtakým resmî ve gayrý resmî zevatýn toplaþýp içi boþ “anayasa nutuklarý” attýðý sýkýcý salon toplantýlarýndan öteye geçmiyordu kutlu bayramýnýz!

Efendim, “bir partinin genel baþkaný artýk 80 milyonun Cumhurbaþkaný olamaz”mýþ.

Öyle miymiþ?

Elan iþgal ettiðiniz makamýn ilk sahibi bir Cumhurbaþkanýydý...

Seçildikten sonra nedense partiyle iliþkisini kesmedi.

Neden acaba?

Serbest Fýrka kurulur kurulmaz, kurucu genel baþkan Fethi Okyar kapýsýna dayanýp, sitemle karýþýk, “Efendim, tarafsýzlýðýnýzý koruyacak mýsýnýz?” demiþti de, “Ben CHP’liyim Fethi Bey! Cumhurbaþkanlýðým sona erdiðinde partimin baþýna geçeceðim. Benden tarafsýz olmamý nasýl bekleyebilirsiniz?” cevabýný alýp, süklüm püklüm dönmüþtü.

Bu cevabý “akademisyen” kýlýklý adamlarýnýz çok severler Kemal Bey, “Ýþte Yüce Atatürk’ün öngörüsü” gibi lafazanlýklarla meþrulaþtýrmaya çalýþýrlar.

O koltuðun ikinci sahibi de bir Cumhurbaþkanýydý.

Ýsmi, Ýsmet Ýnönü’ydü.

Kaç milyonun Cumhurbaþkanýydý?

Partiyle iliþkisini kesmek bir yana, bir de atayacaðý Vali ve Kaymakamlarda “CHP’ye üye olma þartý” arýyordu. Bu bürokratlarý, ayný zamanda Ýl ve Ýlçe Baþkaný olarak deðerlendiriyordu. Böyle de tasarruflu bir adamdý.

Tek parti dönemi sona erdi.

Çok partili parlamenter sistem baþladý.

Cumhurbaþkanýnýz Ýsmet Ýnönü partisiyle iliþkisini “yine” kesmedi.

Niye acaba?

Efendim, bir partinin genel baþkaný sadece o partiye oy verenlerin Cumhurbaþkanýymýþ. Saygýyý da bu çerçevede görecekmiþ...

Öyle ya, partisine dönmeden önce çok saygýlýydýnýz Cumhurbaþkaný Erdoðan’a karþý.

Öyle saygýlýydýnýz ki, “diktatör”den “haramzade”ye, “angus sýðýrý”ndan “baþ çalan”a, bilumum saygý ifadeleri geçit resmi yapýyordu konuþmalarýnýzda.

Doymuyordunuz, FETÖ’den ödünç küfürlerle saygýnýza saygý ekliyordunuz.

Hülasa... Ýçinde “At” ve “Üsküdar” geçen sözü bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum Kemal Bey.

Meþruiyet tartýþmalarýnýn bir anlamý yok.

Bir yararý da yok.

Durum “net” olarak ortada

Bir anayasa deðiþikliðiyle Cumhurbaþkanlarýnýn partileriyle iliþkisi kesilmiþti.

Bir baþka anayasa deðiþikliðiyle durum eskiye döndü.

Ýlki meþruysa, diðeri de meþrudur.

Ýlki meþru deðilse, o zaman hiç aðzýnýzý açmayýn, “hürriyet ve anayasa” nutuklarý atarak boþa kafa ütülemeyin.

Madem demokrasilerde son söz halkýndýr, halk söyleyeceðini söylemiþ, “meþruiyet” lafazanlýklarýnýzýn bir karþýlýðý olmadýðýný kuvvetli bir þekilde suratýnýza çarpmýþtýr.

Bitmiþtir!