Medyada herkes birbirine “Senin eline geçseydi ne yapardýn, yayýmlamaz mýydýn?” sorusunu soruyor... Yanlýþ bir ‘farazi’ soru bu. Yanlýþlýðý ‘farazi’ olmayýþýnda; tutanak bir gazetenin eline geçmiþ ve gazete yönetimi tercihini yayýmlama yönünde kullanmýþ iþte...
Ayný konuyla ilgili benim farklý bir sorum olacak: Milliyet yönetimi belgeyi yayýmlamasaydý ne olurdu?
Bir gazetenin yayýmlamamasýyla belgelerin günyüzü görmediði günler geride kaldý. Bir gazete yayýmlamasa bir baþka gazete o iþi üstlenir... Bütün gazeteler yayýndan uzak dursa internet siteleri var... Kopkoyu sansür uygulanan bir ülke bile olsak, bugünün teknolojisiyle sansürü aþmanýn yüzlerce yöntemi bulunabilir...
Oslo görüþmeleri metninin bir internet sitesinde yayýmlandýðýný unutmayalým.
Acaba hangisi daha doðru: Bir belgenin sorumluluðunu müdrik bir gazeteci kadrosunun elinden geçerek yayýma hazýrlanmasý mý, yoksa niyetinin ne olduðunu kimsenin bilemeyeceði alternatif bir mecra eliyle kamuoyunun bilgisine sunulmasý mý? Oslo müzakerelerine ait olduðu söylenen metnin, istenmeyen bölümleri çýkarýlýp bazý yerleri alt alta yerleþtirilerek, yani ‘kolaj’ sistemiyle, yayýna sunulduðu biliniyor.
Kolaj yapanlarýn niyetinin, belli bir kiþiyi, kadroyu, kurumu veya örgütü kötü duruma düþürmek olmasý pekâlâ mümkündür.
Sürecin en önemli özelliði âdeta þeffaf bir ortamda yürütülmesidir; böylesine aleni yürütülen bir süreçte önceden hesaplanmayan —hesaplanmasý mümkün olmayan— yol kazalarýyla karþýlaþýlmasý her zaman mümkündür.
Tutanaklarýn Milliyet’te yayýmlanmasý öyle bir yol kazasý iþte.
Kötü mü oldu Ýmralý’da üç BDP milletvekiliyle Abdullah Öcalan arasýnda geçen görüþmenin ayrýntýlarýnýn kamuoyunun bilgisine girmesi? “Keþke bilmeseydim?” diyebileceðiniz herhangi bir bilgi kýrýntýsýyla karþýlaþtýnýz mý? Öcalan’la ilgili görüþlerinizi olumlu veya olumsuz deðiþtirmeniz gerekti mi? Kendinizi daðdakiler ve onlara sempati besleyenlerin yerine koyarak cevaplamanýzý istediðim daha çarpýcý bir sorum da olacak: Okuduðunuz metin sonrasýnda süreç size daha sempatik görünmedi mi?
Özellikle bu son soru üzerinde biraz daha düþünün isterim.
Yaþanan son yol kazasýnýn az zararla atlatýlmýþ olmasý, bundan sonra karþýlaþýlacak sürprizlerin sürecin baþýna vahim dertler açmayacaðý anlamýna gelmez elbette... Bu sebeple sürece taraf olanlarýn bundan böyle daha dikkatli davranmalarý gerekebilir.
Dikkatleri medya üzerinde yoðunlaþtýrmak, eline belge geçiren gazetecinin onu haberleþtirmemesini, yayýn yönetiminin yayýmlamama kararý almasýný beklemek veya medyayý buna zorlamak yerine, belgelerin ortalarda dolaþmasýný önlemek daha doðru bir tavýrdýr.
Görüþmelere katýlanlarýn seçiminden tutulan notlarýn güvenliðinin zapt-u rapt altýna alýnmasýna, belgelerin elden ele dolaþmasý yerine muhataplarý tarafýndan sadece okunmasýna izin verilmesine kadar alýnabilecek pek çok tedbir var.
Hafýzasý güçlü insanlarý devreye sokup kâðýdý aradan çýkarmanýn yolu bile bulunabilir...
Gazete ve televizyonlara “Elinize geçse de belgeleri yayýmlamayýn” demek kolay, sýzmalara karþý tedbiri en baþta almak ise zor olabilir. Ancak devletler hep kolaya kaçacak deðiller ya; zorluklarý aþmak için çaba göstermeye bakmalý.
Sýzma istemeyen sýzýntýnýn yolunu kapatmalý...