Sneijder farký!

Galatasaray maça fýrtýna gibi bile deðil, neredeyse tsunami gibi baþladý... Önüne çýkaný yýka yýka Beþiktaþ kalesine öyle bir yüklendi ki, rakibi neredeyse “Bari golünü atsýn da, üzerindeki elektriði boþaltsýn” diyecek noktaya geldi. Gol de zaten fazla gecikmedi.

Siyah-beyazlýlar, ilk 15 dakikada nefes alacak zaman bulamýyordu. Rakibi durduramýyor, durdursa yakaladýðý topu kullanamýyor, adeta çaresizleri oynuyordu. Ama Beþiktaþ ilk 15 dakikadan sonra toparlandý, dengeyi kurdu, sonra da “Topa sahip olmada” 60’a 40 gibi ciddi bir oran üstünlüðü bile saðladý. Bu üstünlük neredeyse golü de getiriyordu ama, kalenin yan direði mýzýkçýlýk etti.

Yani ilk devre þöyle oldu... Ýlk 15 dakika G.Saray’ýn, sonraki 15 dakika Beþiktaþ’ýn, son 15 dakika ise ortak kullanýmdaydý.

Bu süre içerisinde, Melo ile Demba Ba’nýn karþýlýklý tatlý-sert mücadelesi ve hýrlaþmalarýna tanýk olduk. Hakemin ikili mücadelelere izin veren tavrý suistimale uðrayýnca; sýk düdükler çalýnmaya baþlandý.

***

G.Saray taraftarýnýn, tüm stad tribünlerini kapsayan muhteþem þovunun getirdiði görsel zenginlik ve coþku; sahada da karþýlýðýný buldu diyebiliriz. Güzel bir mücadele oluyordu.

Beþiktaþ, Hakan Balta’nýn pozisyonundan penaltý bekledi ama; kol vücuda tamamen yapýþýktý, üstelik Hakan toptan kaçýyordu. Þutun çok yakýndan geldiðini de düþünürsek, buna penaltý demek büyük abartý olur. Atýnç’ýn da göðsüne çarptý. O da deðil. Umut’ta da yok.

Beþiktaþ’ýn yediði gola raðmen, soðukkanlý kalmasýný, akýllý ve tempolu oynamaya çalýþmasýný beðendim ama; sanki biraz daha hýrsa ihtiyacý vardý.

***

Galatasaray’ýn 1-0’ýn tapusunu çýkarmýþ gibi giderek garantiye yönelik oynamasýný riskli ve biraz da cesaretsiz buldum. Beraberliðe kaþýndý. Ama Sneijder, bu ihtimali sýfýrlayan þahane bir gol atýnca; gerçek bir stara sahip olmanýn ne demek olduðunu bir kez daha anladýk.