Hollanda ve Meksika maçý öncesi ilginç beklentiler içindeydik. Maçýn favorisi olarak gördüðümüz Hollanda, özellikle ilk yarýda hiçbir varlýk gösteremedi. Bir de þanssýzlýk yaþadý. Daha 9. dakikada De Jong, sakatlýk nedeniyle oyundan çýkarken, yerine Ýndi girdi. Bu zorunlu deðiþiklik Hollanda için talihsizlikti. Daha sonra Meksika özellikle ilk yarýda takým olarak olaðanüstü bir performans sergiledi. Arzulu ve istekli, gol pozisyonu üretiminde rakibinden daha fazla topla oynamaya yüzdesine çok katkýda bulundu. Herrera’nýn kaçýrmýþ olduðu bir gol var, ikinci kez gole yaklaþtýðýnda ise kendisine yapýlan hareket bana göre penaltýydý. Ayný pozisyon orta sahada yapýldýðýnda maçýn hakemi tarafýndan faulle deðerlendiriliyorsa buna niye penaltý vermiyor?
Hollanda ilk gole yaklaþtýðý pozisyonda Van Persie, golü kaçýran oldu. Ýkinci yarý baþlar baþlamaz Dos Santos, Meksika’nýn öne geçen golünü kaydeden oldu. Maçýn geneline bakarsak, bana göre en baþarýlý oyuncu Meksika kalecisi Ochoa’ydý. Kalesinde 2 gol görmesine raðmen inanýlmaz golleri çýkaran oldu.
Hollanda kendi kalesinde gördüðü Meksika golünden sonra farklý bir oyun içine büründü, baský kurdu. Robben ile geliþtirdiði ataklarla Meksika kalecisini adeta bunalttý. Yalnýz Robben’e verilen penaltý tartýþýlýrmýydý acaba bilemem...
Sneijder’in eþitliði saðlayan mükemmel golü de tipik Sneijder golüydü. Hollanda’nýn kazanmýþ olduðu penaltý vuruþu, uzatma dakikalarýnda Huntelaar’la öne geçti ve turu atlayan oldu. Bu maç Hollanda adýna gitti denilecek bir pozisyondayken özellikle Robben’in kiþisel ve bireysel becerisi maç kazanma adýna karþýlaþmaya asýlmasý, Sneijder’in þýk golüyle Portakallar turu geçen taraf oldu. Kýsacasý maç için bitiþ düdüðü hakem tarafýndan çalýnmadýkça kazananýn belli olmadýðý bu maçla bir kez daha ortaya çýktý. Ýþte Hollanda, istekli olduðu ikinci yarýdaki istekli oyunuyla Meksika’yý eleyerek, çeyrek finale yükseldi.