Dün de yazdým... Hem G.Saray hem de F.Bahçe, zor günler geçiriyor. Biri tarihinin en karanlýk döneminde... Öbürü çok sayýda sakatlýklara gömülmüþ gibi görünse de, aslýnda derdi baþka...
Bizzat Fatih Terim, bazý oyuncularýn takýmý sabote ettiðini ve bilinçli olarak oynamadýðý gerçeðini (Basýn toplantýsýnda ve üstü kapalý olarak da deðil) açýk açýk söyledi. Yani ima bile etmedi... Buna raðmen, her konuyu abartmakla nam salmýþ Türk medyasý; bu müthiþ ifþaata balýklama atlamadý. Hatta ilgi göstermedi bile diyebiliriz.
***
Ben konuyu irdeliyorum... G.Saray’ýn temel sorunu; takýmýn neredeyse yarýsýnýn, sakatlýk kâbusu yaþamasý deðildir. Çünkü hocasý, resmen bir ihanetten sözediyor. Bütün futbolcular turp gibi saðlam olsa ne olur?
Terim, Milan’dan daha 8’inci haftasýnda kovulurken; kendisine ihanet eden (Baþýný Maldini’nin çektiði) futbolcularý tarafýndan gönderilmiþti. Ayný acýyý bir daha yaþamak istemiyor.
Gerçi G.Saray’da tüm futbolcular isyan bayraðý çekse bile, kimse Terim’i yerinden kýpýrdatamaz. Yönetim kapý gibi arkasýnda. O baþka... Ama hocanýn keyfi kaçmýþ durumda...
G.Saray’ý bu durumda yakalamýþ bir F.Bahçe’nin, kendisini düzlüðe çýkarmak için olamasa da; karanlýk dehlizden aydýnlýða çýkmasýna olanak tanýyacak bir fýrsatýný kullanmak isteyecektir.
Fakat onlarda da o güç, o kadro, hatta o inanç yok. Dahasý hocalarý da yok...
***
Bana gazeteden, “Derbi maçýný kim kazanýr?” diye bir yazý yazmamý istediler; güzel de... Ortada kazanacak bir takým göremeyorum ki, oturup döþeneyim. Maçý 90 dakika deðil, 390 dakika oynatýn, beraberlikten baþka bir þey çýkmaz.
Tut ki, eðrisi doðrusuna geldi; biri kazandý. G.Saray’a pek bir þey olmaz... Ama gel gör ki; eðer F.Bahçe kaybederse, bence (Sadece Comolli deðil) Ali Koç bile durmaz. Ne belaya çattým der, kaçar gider!