Soluk soluğa

Ligde kalma hedefli Torku Konyaspor, ligi ikinci bitirme hedefli Beşiktaş’tan belki daha rahattı. Çünkü Beşiktaş ikincilik rakibi Galatasaray ile eşit puandaydı, ama Konya tehlike bölgesinin 5 puan üzerindeydi. Puan yitirme korkusu Beşiktaş’ta daha fazlaydı.

Böyle bir durum takımlara çoğunlukla bir tedirginlik, bir gerginlik yükler. İkisinde de yoktu bu. Anında 3 puanın peşine düştüler. İkisi de hücumu daha çok düşündü. Bu orta alanı çabuk geçmelerini sağladı. Konyaspor Beşiktaş’tan 20 puan geride idi, ama böyle bir farkın farkına varılacak gibi değildi. İyi hücum adamları vardı. Heyecan veren atakların önde gelen gerekçesi buydu. Oyunun akışı giderek iki tarafa da özgüven yükledi. Konya 24.dakikada, Beşiktaş ilk yarının geri kalanında üç gol pozisyonu buldu. Burada da kaleciler öne çıktılar.

Beşiktaş’ta sakatların çokluğu bir yandan iç rekabeti ortadan kaldırıyor, bir yandan da formsuz oyuncularla oynama zorunu getiriyor. Söz gelimi Oğuzhan Özyakup. Ne denli yetenekli olduğu açık. Ne varki yeteneğin devreye sokulması için fizik güçte dayanıklılık da gerekiyor. Oğuzhan’da hem fiziksel güç yetersizliği var hem sakatlık çekingenliği yaşıyor. Onun için pasif bir görüntü veriyor. Jones da futbol eğerleri taşıyan biri. Ancak o da özellikle peş peşe hamle gerektiren zamanlarda dayanıklılık gösteremiyor ve yapabileceğini bu nedenle yapamıyor. İsmail çok uzun aradan sonra ikinci kez ilk onbir gördü. Bu olanak ona giderek güven kazandırıyor. Hücuma çıkışları, uzak şut denemesi bu güvenin belgeleriydi.

Beşiktaş’ın golünde futbolda çabukluğun ne denli bayük bir değer olduğu belgelendi. Peş peşe tek toplar başarılı kaleci İtange’ın da önleyemeyeceği nefis bir gol getirdi. Bu golün başlangıcında operasyon sonrası kadroya giren ve yeni oyuna alınan Gökhan’ın da rolü önemliydi. Biliç’in ondan sonra Necip’i de oyuna alıp orta alanı güçlendirerek mücadelenin akışını elinde tutma girişimi yerinde bir hamle oldu. Maçın yüksek bir futbol değeri yoktu, ama iki tarafın da kendisine gereken galibiyetin peşinde koşması seyir değeri olan bir mücadele ortaya çıkardı. Bir de yalnızca savunarak skoru korumaya girişmenin yanlışlığını gördük. Beşiktaş’ın son saniyede iki puanı yitirmesi bunun ürünüydü.