ABD tarihin gördüðü en yeteneksiz Baþkanlardan Obama’nýn yardýmcýsý Joe Biden ülkemizde bazý bitmiþ sömürge gazetecileriyle konuþmuþ ve o gazeteciler de Biden’a yalakalýk yaparak ve yalvararak Türkiye’ye Amerikan müdahelesi istemiþler. Ýþte bunlar bu kadar zavallý ve rezil tiplerdir sevgili okurlarým. Biden kafalarýný okþamýþtýr herhalde bu sömürge gazetecilerinin. Biden’ýn görüþtüðü tüm gazeteciler Türk milleti ve devleti nazarýnda medeni ölü olan acýnasý tipler. Biden onlara Beyaz Saray’da ayakkabý boyacýlýðý iþi verse mutlu olurlar. Her gün Amerikalýlarýn pabuçlarýný parlatýrlar. Bu arada yine bitmiþ, artýk ismi bile hatýrlanmayan bir baþka sömürge gazetecisi de Biden’ýn karýsý bir kafede kendisinin ismini zikretti diye sevindirik olmuþ. Öte yandan tanýklar Biden’ýn karýsýnýn öyle bir þey demediðini ve bu bitik gazetecinin uydurduðunu söylüyorlar. Türkiye’nin en büyük anchorman’i olacaðým derken yaþayýp yaþamadýðý bile bilinmeyen bir tipe dönüþünce böyle travmalar olabiliyor.
Evet bu zavallý tipler sömürge gazetecileri. Aslýnda bu terimin orijinali merhum büyük düþünür Edward Said’indir. Said kendi ülkesinin kültüründen ve halkýndan nefret ederek varlýðýný üstün Batý medeniyetine ait gören ve ancak belli Batý istihbarat örgütleri tarafýndan aparatçik olarak kullanýlan acýnasý entelektüel tipolojisi için sömürge aydýnlarý tabirini kullanmýþtýr. Hem Afrika’da hem Asya’da hem Latin Amerika’da hem de Ýslam dünyasýnda böyle aydýn örnekleri çok sayýda vardýr. Bunlara aydýn bile denemeyeceði için sömürge gazetecileri diyorum. Ýhanet bildirisine imza atan 1128 akademisyen ise sömürge akademisyenleridir.
Ýþte hem kanýmýzý emmek isteyen zalim sömürgecilere hem de bu sömürgeci küffarýn aparatçikleri olan sömürge aydýnlarýna karþý temel direnç kaynaðýmýz Ýslamcýlýktýr. O sebeple Ýslamcýlýðýn dönemi esas þimdi baþlýyor diyorum. Bu topraklarda yaþayan ve Müslüman hassasiyetine sahip tüm halkýmýz zalimlere karþý mazlumlarýn yanýnda Yeniden Büyük Türkiye hayalini kuruyor. Ýþte o yüzden bu yüce idealin önünde bariyer olup bizi daha da yoksul ve güçsüz hale düþürecek Ýslam kýlýðýndaki solcu hurafeleri Müslümanlar olarak sert bir dille reddetmeliyiz. Büyük tarihçimiz Halil Ýnalcýk da ifade etmektedir ki, Ýslam medeniyeti bir ticaret ve piyasa medeniyetidir. Yeniden ifade ediyorum ki biz Müslümanlar “Rýzkýn onda dokuzu ticarettedir” diyen ve kendisi de tüccar olan Peygamber Efendimizin ümmetiyiz. Biz Müslümanlarýn paraya, ticarete ve piyasaya düþman bir ideolojiye kapýlmamýz sadece küffarýn ekmeðine yað sürer. Zalimlere karþý mazlumlarýn yanýnda olan Yeniden Büyük Türkiye ideali merhum Erbakan hocamýzýn meþhur ettiði bir tabirdi. O ideal sebebiyle merhum Erbakan hocamýz binlerce fabrikalar inþa eden sanayileþmiþ ve kalkýnmýþ bir Türkiye bayraktarlýðý yaptý hep. Merhum büyük þairimiz ve mütefekkirimiz Necip Fazýl da binlerce olan camilerimizin yanýnda, tüten binlerce fabrikalarýmýzýn olmasý gerektiðini söylüyordu. Yine merhum büyük þairimiz ve mütefekkirimiz Mehmet Akif de hayatý boyunca bu ideali savundu. Siyasal ufkumuzu þekillendiren temel nehirlerden olan Büyük Doðu dergisinin kapaklarýndan belki de en efsane olaný cami ile fabrikanýn yan yana olduðu o unutulmaz kapaktýr. Çünkü modern endüstri uygarlýðýný yakalayýp güçlenmezsek küffara karþý direnmemiz imkansýzdý. Eðer geleneksel üretim tarzýnda kalýrsak ve sanayileþip modernleþemezsek küffar biz Müslümanlarý kendine köle edecekti. Müslümanlarýn gavurlarýn boyunduruðuna girmemesi ve zalimlere karþý çýkabilmesi için sanayileþme, okullaþma, þehirleþme, serbest ticaret ile zenginleþme, kýsacasý modernleþmek zorunluydu. Hala da zorunludur.
Bazý sömürge aydýnlarýnýn iftira ettiði gibi bu Ýslamcý önderlerimiz modernizme ve moderniteye hayran þahýslar deðildi. Modernizm ve modernite Ýslamcý öncüler için felsefi bir mesele deðil çýrýlçýplak bir gerçeklikti. Küffara karþý ayakta kalmak, direnebilmek ve zamaný geldiðinde de küffar zulmüne baþkaldýrabilmek için düþmanýn silahlarýyla kuþanmak zorunda olmamýz modern Ýslam düþüncesini ya da diðer bir deyimle Ýslamcýlýk cereyanýný doðurmuþtu. Recep Tayyip Erdoðan’ý büyük lider yapan ruh da bu cereyanýn ruhudur. Ýslamcýlýk öncü Türk münevveri Namýk Kemal’den bu yana bu topraklarýn özüdür ve beyni sömürgeleþmemiþ her Türkiye aydýný yaþam tarzý ne olursa olsun aslýnda bir yönüyle Ýslamcýdýr. Yeni Türkiye’de artýk sömürge aydýnlarý karþýsýnda ezik kalan sözde Ýslamcýlýk da tasfiye edilmek zorundadýr ve göreceksiniz edilecektir.