Önce içimi aydýnlatan ve sevinçden gözlerimin yaþarmasýna yolaçan üç birbirine baðlý haberle baþlamak istiyorum!
Onlarla baþlamak istiyorum, çünki baþ köþeye kurulmayý fazlasýyla hak ediyorlar!
Ýlki Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý’ndan; bu Ekim Ýzmit’den baþlamak üzere ve tedrîcen bütün yurdu kapsamak hedefiyle sokak köpekleri, kedileri ve bilcümle sâhibsiz sokak hayvancýklarý için birer “DOÐAL HAYAT ALANI” kuruyorlarmýþ!!!
Ýzmit’deki ilk “alan” 170.000 metrekarelik bir orman arâzîsi içinde olacakmýþ. Bu merkezlerde artýk o zavallý canlýlara týbbî bakým da verilebilecekmiþ.
Orman Bakanlýðý’ný AYAKDA alkýþlýyorum!
Ýkinci güzel haber Beylikdüzü Belediyesi’nin sokak hayvanlarý için tasarlayýp uyguladýðý, içi hiç susuz kalmayacak þekilde ayarlanmýþ su kaplarýnýn kullanýma, yâni o zavallý mâsum hayvanlarýn kullanýmýna açýlmasý. Böylece bundan böyle hiç olmazsa Beylikdüzü’nde o güzel yaratýklar susuzlukdan kývrana kývrana can vermeyecek.
Beylikdüzü Belediyesi’ni AYAKDA alkýþlýyorum!
Üçüncü hârikulâde haberse direkt Ankara’dan geliyor:
Yepyeni ve bu sefer gerçekden bu ada lâyýk bir Hayvanlarý Koruma Yasa Tasarýsý da evvelki gün îtibâriyle TBMM’ye sevkedilmiþ!
Bundan böyle hayvanlar artýk “eþyâ” muâmelesi görmeyecek ve meselâ bir köpeði yâhut atý vs. öldürenler, sanki bir pencere camý kýrmýþ gibi birkaç liralýk para cezâsýyla yakayý kurtarýp bir sonraki hayvana eziyet etmeðe yönelemeyecek. Artýk iþin ucunda bayaðý aðýr hapis cezâlarý da var.
Hayvanlarýn ýrzýna geçen aþaðýlýk insanlar için de!
Ýnþallah sayýn milletvekillerimiz, nasýl olsa o da bir hayvan, iþin esâsý deðiþmiyor gerekçesiyle tasarý metnini “kuþa” çevirmezler.
Bu meseleyi halletdikleri an onlarý da hiç þübhesiz AYAKDA alkýþlayacaðým!
Þimdilik sâdece tasarý metnini akýl edip hazýrlayanlarý AYAKDA alkýþlamakla yetiniyorum.
Hayvan sevgisi ve genellikle merhamet konularýnda sicili maalesef hiç, ama hiç parlak olmayan vatanýmda ilâç gibi geldi bu haberler…
Hepsi de sözleþmiþ gibi dün…
***
Herkes gelecekde neler olup biteceðini merâk eder ve çok kiþi bunu kestirmeðe uðraþýr.
Eðer bunu yaparken bulabildiðiniz en saðlam bilgileri bir araya getirip onlarý inceleyerek bir sonuca varmaya uðraþýrsanýz buna “tahmin” diyoruz.
Yok sâdece uygun gördüðünüz , hoþunuza gidecek ihtimallerden yola çýkarak bir sonuca varýrsanýz ona da “temennî” adý veriliyor.
Uzunca süredir “silahlý” PKK ve onun “külahlý” versiyonu olan BDP’nin hem milletin moralini bozmak ve hem de kendi morallerini yükseltmek üzere baþvurduklarý propaganda metodu üslûb olarak bu “temennî” faslýna giriyor.
Keþke biraz da “teennî” faslýndan gitseler…
Yok, efendim, bilmemnerede 400 kilometrekarelik toprak fethedip devletlerinin ilk bilmemnesini þe’etmiþler de estek de köstek…
Asýl hayret etdiðimse bunlarýn Bâbýâlî’deki hýk deyicileri. Yok, yok…Boðaz’a karþý viski çekip çerez çýtýrdatarak ahkâm kesenlere laf dokunduracak deðilim.
Yanlýþ anlaþýlmamasý için Baþbakan Erdoðan’ýn bu tür koýnuþmalarýný fevkalâde yakýþýksýz bulduðumu belirtmeden geçemeyeceðim.
Ama ister viski içsin ister çay yâhut raký, sýrf kendi mahallelerine “entellektüel” numarasý çekmek uðruna muhâtablarýnýn sinir uçlarýna dokunmayý mârifet zanneden
zevâta sözüm!
Arkadaþlar, insaf diye bir þey vardýr!
Evet, TSK’nýn askerî baðlamda pek de matah bir kuruluþ olmadýðýný, zâten askerlikden baþka her bir haltla uðraþdýðý için bunun pek de mümkin olamayacaðýný senelerdir yaza yaza bir hâl oldum.
Ama þu kör-topal hâliyle bile, eðer biraz gayret ederse, ki hâlen nasýlsa artýk yapdýðý tam budur, PKK denilen silahlý gruplarý, nisbeten iyi eðitimli olsalar dahî, önüne katarak süremeyecek kadar da âciz deðildir.
Yeter ki PKK, kýsa süreler için de olsa cebhe göstersin!
Yâni vur-kaç taktiði uygulamak yerine durup birkaç saat vuruþsun!
PKK’nýn hâlen yapdýðý bu!
Sebeblerini de isterseniz baþka bir yazýda inceleyelim.
Lâkin her hâl ve kârda görünen o ki artýk “son perde”nin hazýrlýklarý baþladý.