Hatay ve Adana’da organize edilen operasyonlar aslýnda 17/25 Aralýk darbe teþebbüsünün dýþ ayaðýný oluþturan bir parçasýydý.
Ancak bütün zorlamalara ve kumpaslara raðmen bu operasyonlardan arzu ettikleri sonucu alamadýlar.
Aradan aylar geçti...
Paralel yapýnýn ilk maðdur ettiði medya kuruluþu olan Cumhuriyet, Stockholm Sendromunda olduðu þu günlerde ne hikmetse bu TIR baskýný olayýna tekrar merak sardý. Ve gazetenin paralel patentli yayýn yönetmeni, dünyayý hayrette býrakacak bir gazetecilik örneði sergileyerek (!) 16 ay sonra, tam da Türkiye çok önemli bir seçime giderken o TIR baskýnlarýndan yeni görüntülere ulaþmýþtý!
“O TIR’larda gýda deðil, silah yüklüydü, üstelik de Türkmenlere deðil El Kaide’ye gidiyordu...”
Bu da yeni bir operasyondur...
Bu da, paralel örgütün yýllardýr uyguladýðý uydu yayýnlar üzerinden gerçekleþtirilen “zaman” ayarlý operasyonlardan biriydi.
Ýttifakýn farklý cephelerindeki bildik simalar yine harekete geçerek, malum “gazeteci”nin büyük baþarýsýndan (!) dem vurmaya baþladý.
Ayrýca þer ittifakýndaki iþ bölümünde, seçim öncesi dýþ basýný Türkiye üzerine çullandýrma görevini üstlenen paralel yapýnýn, bu yönde baþlattýðý kampanya için de malzeme üretmesi gerekiyordu.
Nitekim Amerika’dan Avrupa’ya kadar bütün dizayn medyasý da ayný anda harekete geçti ve Cumhurbaþkaný Erdoðan üzerinden Türkiye’ye saldýrmaya baþladý.
Bizans ittifakýna cephaneyi ise yine milletin “himmet”iyle bugünlere gelen ama þimdi Türkiye düþmanlarýna hizmet paralel örgüt veriyordu.
Yine suçüstü yakalandýnýz beyler...
Tam da bu son operasyonun hedefine ulaþtýðýný düþündükleri sýrada STAR’ýn manþeti hayallerini yine suya düþürdü.
Çünkü son operasyonlarý da bu haberimiz sayesinde deþifre olmuþtu.
Baþarýlý muhabirimiz Kemal Gümüþ, bu konuda þimdiye kadar tartýþýlan her þeyi, lüzumsuz ayrýntý haline getiren çok önemli bir ayrýntý yakalamýþtý.
Evet, “Asýl bomba TIR savcýsýnýn evinden çýktý”...
Hani kendini hizmete adayan ve TIR’larda gizlenen ihaneti (!) belgelemek ve bütün dünyaya ilan etmek için yýrtýnan savcý vardý ya, hatta tutuklanýrken de çok etkileyici þeyler söylemiþ, “Hukuk çizgisinden asla ayrýlmadým. 23 yýllýk meslek hayatýmda hiçbir þeye eyvallah demedim” demiþti.
Ýþte bu savcý 6 Mayýs Çarþamba günü Antalya’daki evinde gözaltýna alýndýðýnda gecenin o saatinde Avukat Hakan Evcin de o evdeydi.
“Bir avukatýn savcý ile birlikte olmasýndan doðal ne var” demeyin.
Çünkü o, sizin bildiðiniz avukatlardan deðil...
O, birçok eyleme katýlmýþ bir DHKP-C üyesi.
Ýsterseniz biraz daha zoom’layalým...
Deðerli savcýmýzýn can yoldaþý olan bu Hakan Evcin, 31 Mayýs günü Çaðlayan Adliyesi’nde meslektaþý Savcý Mehmet Selim Kiraz’ý haince öldüren DHKP-C militanlarýnýn görüntülerini Facebook sayfasýnda paylaþmýþ, merhum savcýmýzýn katillerinden Þafak Yayla’nýn fotoðrafýný profil resmi olarak kullanmýþ, sayfalarýný da diðer DHKP-C militanlarýyla süslemiþti...
Þimdi...
“Hukuk çizgisinden asla ayrýlmayan” bu deðerli savcýmýzýn böyle biriyle ne iþi olabilir dersiniz?..
Can Dündar’ýn gazetecilik baþarýsýndan bahseden üstatlar!..
Cevabýnýzý duyamadým...