Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

Sonucu, halkımızın iradesi ve sorumluluğu belirleyecektir

Önce, sosyal değişimin ezeli ve ebedî genel kuralını, Ra’d Sûresi’nin 11. âyetinden tekrarlayalım, (meâlen): ‘Bir halk kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez..’

Halkımız iyi bir yönetime lâyık ise ona göre hareket eder; mevcut yönetimden kötüsünü isterse, onun da sonucu ortaya çıkar. 

*** 

MHP lideriDevlet Bahçeli, 17 Nisan’da yaptığı açıklamada, 1071- Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünde, 26 Ağustos günüCumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin aynı günde, 15 ay kadar öne çekilerek yapılması çağrısında bulundu. 

AK Parti tek başına iktidarda olduğu halde, MHP’nin bir muhalefet partisi olarak AK Parti’ye destek vermesi, Ortadoğu’da oldukça buhranlı bir dönem yaşanırken, elbette ülke birliği açısından oldukça değerlidir. 

Ülkemiz ve Müslüman coğrafyaları üzerinde emperyalist dünyanın nice entrikalarının olduğu bir sırada seçim söz konusu olunca, durumun uzatılmaması gerekiyordu. 

Ancak, Bahçeli’nin verdiği 26 Ağustos gününün, Kurban Bayramı’nın 4. Günü’ne denk gelmesi, bayram ziyaretleri, 100 bin kadar insanın Hac mekanlarında olması, Avrupa’dan tatil döneminde gelenlerin oy kullanamamak durumunda kalacak olmaları, orta ve dar gelirli kesimlerin hasat mevsiminde köylerine gidecek olmaları gibi konular, seçmen iradesine olumsuz etkilerde bulunurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Bahçeli’yle görüşmesinden sonra, bu gibi mahzurlu durumları da göz önüne alarak, 24 Haziran 2018’i tarihini açıklaması bir anda Türkiye’yi seçim atmosferine getirdi. 

Hayırlara vesile olur, inşaallah..

*** 

 

İKİ NOT:

1 - 17 Nisan günü, merhûm Turgut Özal’ın vefatının 25. Yıldönümü idi. Onu hatırlayanlar o günde de kendi dünya görüşlerine göre, elbette bir takım değerlendirmelerde bulunmuşlardır. İnsandır, seveni vardır, sevmeyeni veya onu ilgi alanı içinde görmeyeni vardır. 

Asıl düşünülmesi gereken, Turgut Özal’ın, ülkesine yaptığı bunca hizmetlerden sonra, adam gibi, anılmak bahtına kavuşması.. 

10 Nisan günü de Fevzi Paşa’nın, (Mareşal Fevzi Çakmak’ın) 68. vefat yıldönümü idi. Kimsenin haberi bile olmadı. Eyyub Sultan Tepesi’ndeki mezarı başında bir askerî tören yapılıp yapılmadığından bile kamuoyu haberdar olmamıştır. 

Şark Cephesi Komutanı olarak ün yapan Kâzım Karabekir Paşa’nın 18 Ocak 1948’deki vefatının yıldönümleri de öyle.. 

2. Cumhurbaşkanı İsmet Paşa’nın 23 Aralık 1973’deki vefatının vefat yıldönümünde de bazı sevenlerinin küçük çaplı anma toplantıları yaptıkları biliniyor. 

Bu, ‘insan’ gibi anılma bahtının başkalarına da tanınması gerekir. Bir asra yaklaşan bir süre öncelerde vefat etmiş bir kişinin ülkesine yaptıklarından dolayı herkesin elbette bir takım değerlendirmeleri olur. Ama, dünyada, bizden gayri, Kuzey Kore’nin ilk lideri (ve şimdikinin de dedesi) Kim İl Sun’dan gayri, bütün toplumu zorla saygı göstermeye zorlayan resmî törenler yoktur. 

Diktatörlük rejimlerinde ve ilkel toplumlarda görülen şekilde ağlatmalı veya resmî zorlamalı törenlerin sürdürülmesinin, ‘kişiye- lidere tapma/taptırma’ eğilimlerinden kaynaklandığını bu vesileyle bir daha hatırlayalım. 

*** 

2- FETÖ ve PKK adına suç işlediği iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenerek İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu olarak yargılanan ve tutukluluk döneminin devamına karar verilen ve B. Amerika Başkanı Donald Trump’ın, Türkiye’den, daha önce serbest bırakılmasının bizzat istediği Amerikan vatandaşı papaz Andrew Craig Brunson hakkında bir ‘tweet’ paylaşıp, ‘Amerika'da centilmen bir kişi ve Hristiyan lider olan Rahip BrunsonTürkiye'de yok yere yargılanıyor ve zulme uğruyor. Ona casusdiyorlar, eğer o casusu ise, ben ondan daha fazla casusumdur.Onun, güzel evine ve ailesine dönmesine izin verileceğini umuyorum...’ diye yazması ilginç.. 

*** 

Hatırlanacağı üzere, Tayyip Erdoğan bu konuda daha önce, ‘Ver Pensilvanya’dakini (F.G.’yi), al Papazı..’ şeklinde konuşmuştu. 

Bu papazın suçsuz olduğu önündeki iddiaları dile getirenler, Trump’ın bu konuya verdiği önem üzerinde de durmalılar.