29 Mayýs 2015’te, 7 Haziran seçimlerinden bir hafta önce bir FETÖ operasyonu ile Cumhuriyet gazetesi genel yayýn yönetmeni olan Can Dündar MÝT týrlarý ihanetini manþetlere taþýdý.
Ýleriki günlerde konu yargýya intikal etti. Kendisine belgeleri temin ettiði gerekçesiyle geçen hafta CHP milletvekili Enis Berberoðlu’nun cezasý onaylandý. Ama Cumhurbaþkaný adayý da olan bir parti genel baþkanýnýn, “Can Dündar kaçmaz, tutuksuz yargýlansýn” dediði C. Dündar, Avrupa’ya kaçtý. Kendisi halen el üstünde tutuluyor. Onlarca gazetecilik ödül verdiler, saraylarda aðýrladýlar.
Bugün Can Dündar denilince akla bir gazeteci deðil, ülkesine ihanet etmiþ biri akla geliyor.
Þimdi yine gündemde. Merkel’le yapacaðý ortak basýn toplantýsýnda Cumhurbaþkaný Erdoðan’a soru soracaðýný söylüyor. Merkel onu toplantýya alýp Türkiye-Almanya iliþkilerini dinamitler mi, yapmaz herhalde…
Artýk ortaya çýktý ki Can Dündar bir FETÖ tetikçisidir. FETÖ’nün emniyet içindeki elemanlarý bu þahsý 6 yýl boyunca dinlemiþler. Þantaj fotoðraflarýný servis ettiler ama kaset kullanmadýlar. Herhalde bu yeterli olmuþ ki, Milliyet’te yazarken Erdoðan’a övgüler düzen C. Dündar, bir de baktýk ki Cumhuriyet gazetesine genel yayýn yönetmeni olmuþ.
MÝT týrlarý ihanetini manþetlere çekmeden önce mesela FETÖ’nün 17/25 Aralýk siyasî darbe teþebbüsünden önce Cumhuriyet’te þunlarý yazmýþ:
“Amerikan rüzgârý bu, belli mi olur; gün gelir esintiyi Pensilvanya’dan yana döndürür, Ankara’da ampulleri söndürür.” (3 Aralýk 2013 Salý)
“Polisin sýzdýrdýðý son belgeler gösteriyor ki Gülen’in karþý hamlesi, bu kez doðrudan Erdoðan’ý hedef alacak: Baþbakan da ailesinin yolsuzluk iddialarýyla vurulacak.” (25 Aralýk 2013 Çarþamba)
Dikkat ediniz, bu satýrlar 24 Aralýk’ta yazýlýyor, ertesi gün 25 Aralýk FETÖ hamlesi ile ayný gün Cumhuriyet’te yayýnlanýyor…
Can Dündar, gazetecilik kisvesi altýnda yabancý servislerin kullandýðý tipik bir beþinci kol ajaný ve FETÖ tetikçisi.
Ayný zamanda da E. Berberoðlu’nu satan bir korkak.
Can Dündar, 20 Temmuz 2015’te sosyal medya üzerinden þunlarý yazmýþ ve ihanet belgesini ortaya koymuþtu:
“MÝT’in IÞÝD’e bomba ve eleman taþýdýðýný belgeledik, suçlu ilan edildik. Suruç, AKP’nin ve MÝT’in Suriye ve IÞÝD siyasetinin kanlý meyvesidir.”
Ayný Can Dündar tutuklandýktan sonra 28 Kasým'da verdiði ifadesinde kendisine yöneltilen, "Milli Ýstihbarat Teþkilatý'na ait bu týrlarýn ve içerisindeki malzemelerin yasadýþý bir örgüte, (DAEÞ, El Kaide, PKK vb.) gittiðine dair elinizde herhangi bir bilgi, belge veya delil var mý?" sorusuna bütün korkaklýðý ile;
"Benim bu yardým týrlarýnýn herhangi bir yasadýþý örgüte gittiðine yönelik elimde herhangi bir bilgi belge yoktur” diye cevap verdi.
Can Dündar’ýn ihanetinin büyüklüðünü þuradan da anlayabilirsiniz:
Oslo Barýþ Araþtýrmalarý Enstitüsü, 2017 Nobel Barýþ Ödülleri için Cumhuriyet gazetesi ve Can Dündar’ý aday gösterdi.
Dünya Yayýncýlar Birliði’nin 2017 “Golden Pen” (Altýn Kalem) ödülünü Can Dündar’a verdi.
Yine Ekim 2017’de "Prix Europa" tarafýndan Can Dündar "Avrupa'da Yýlýn Gazetecisi" seçildi.
Ödül töreninde Dündar, Türkiye'de yüzlerce gazetecinin cezaevinde bulunduðunu hatýrlatarak, "Mücadelemiz hepimiz -ve ülkemiz- özgürleþene kadar devam edecek" dedi.
Bu Can Dündar, Cumhurbaþkaný Erdoðan’a soru soracakmýþ.
Gazetecilik mesleði adýna yüz karasý bir adama ödül verenler elbette utanmazlar. Ama Can Dündar’ýn ihanetleri karþýsýnda hala suspus olan basýn meslek kuruluþlarý ve siyasilerin tutumlarý utanç verici deðil mi?