Sorun bir zihniyet ve tercih sorunudur

Aydýn Doðan asýl sorunu görmezlikten geliyor.

“Karargâh rahatsýz” manþeti, “editoryal bir hata” denilerek geçiþtirilebilecek bir durum deðildir.

Asýl sorun derinlerde duruyor.

Yani, Hürriyet’in o darbelere ve vesayet rejimine arka çýkan derin zihniyetinde.

Sadece Hürriyet’in deðil, Doðan Medya Grubu’nun içindeki o derin damarýn hâlâ varlýðýný güçlü bir biçimde sürdürdüðü, dahasý bu derin damarýn Erdoðanfobik olduðu da sýr deðil.

Hürriyet’in uzak ve yakýn geçmiþine bakýlacak olursa bu darbeseverlik ve Erdoðan düþmanlýðý kendiliðinden görülür.

Sözgelimi 28 Þubat dönemindeki manþetlere bakalým isterseniz.

O tarihlerde sadece Hürriyet’in deðil, Milliyet’in attýðý manþetler de darbeden yana, seçilmiþ hükümete düþmanlýk zeminindedir.

Ýþte o manþetlerden birkaçý:

- “Gerekirse silah bile kullanabiliriz” (Hürriyet)

- “Tehdidin adý irtica” (Milliyet)

- “Ordudan son uyarý” (Milliyet)

- “Laiklik uyarýsý” (Milliyet)

- “Ya uy ya çekil” (Hürriyet)

- “TOBB: Hükümet hemen bitmeli” (Hürriyet)

Bu manþetleri çoðaltmak mümkün, ama bu kadarý yeter þimdilik.

Ha bu arada belirteyim: Bugün darbe karþýtlýðý üzerinden siyasi rant elde etmeye çalýþan Deniz Baykal, yani derin CHP, o gün Hürriyet’in manþete taþýdýðý “Ya uy ya çekil” sözlerinin sahibidir.

Baykal ve Ecevit’in, dönemin Baþbakaný merhum Erbakan’a yönelttikleri bu yöndeki uyarýlar aslýnda onlarýn gerçekte darbe karþýtý olmadýklarýný açýkça ortaya koymaktadýr.

Belki bu sözler 15 Temmuz darbe karþýtlýðýna sözde soyunup sonrasýnda niye çark ettiklerini, en fenasý darbeci unsurlarý temizleme sürecine girildiðinde nasýl “mizansen/tiyatro” diyerek iþi sulandýrýp darbecileri yeniden arkalamaya çalýþtýklarýný açýklar.

Çünkü genlerinde millet iradesine güvensizlik ve vesayet rejimine baðlýlýk var.

***

Þimdi geliyorum tekrar Hürriyet’e…

Hürriyet ilk açýklamasýnda kendini aslanlar gibi savundu.

“Karargâh rahatsýz” haberine tepki koyanlarý aðýr bir dille eleþtirdi.

Bir tek özür beyanýnda bulunmadan…

Ýkinci açýklamasýnda ise “editoryal bir hata” diyerek özür diledi.

Hangi Hürriyet’e inanacaðýz?

Aydýn Doðan’ýn son hamlesi ise Hürriyet’in baþýndaki kiþiyi deðiþtirmek oldu.

Burada akla takýlan soru þu:

Ortada iddia edildiði gibi bilinçli bir algý operasyonu veya hükümete/orduya ayar çekme yoksa sadece “editoryal bir hata” dolayýsýyla genel yayýn yönetmeni deðiþtirmek niye?

Bu görev deðiþikliðinin, Cumhurbaþkaný’nýn Pakistan’a gitmeden önce havalimanýnda yaptýðý sert açýklamadan sonraya getirilmesi ise bahsi diðer bir atraksiyon örneðidir.

Sanki Cumhurbaþkaný tepki gösterdi diye ilgili kiþinin görevden alýndýðý algýsýný oluþturmaya kalkýþmak, en az “Karargâh rahatsýz” operasyonu kadar rahatsýz edici bir durumdur.

***

Aydýn Doðan kendi iç hesaplaþmalarýný Cumhurbaþkaný’mýz üzerinden yapmaktan vazgeçmelidir.

Veya böyle bir algý oluþturmaya matuf adýmlarý atarken bin düþünmelidir.

Ne Kanal D’deki zat “hayýr” dediði için iþten atýlmýþtýr, ne de Cumhurbaþkaný’mýzýn tepkisi dolayýsýyla Hürriyet’in baþýndaki zevat görevinden alýnmýþtýr.

Hürriyet nerede durduðunu artýk ortaya koymalýdýr.

Hürriyet ne hikmetse hep sadece gazetecilik yaptýðýný söyleyip durur.

Tarafsýz gazetecilik…

Peki, 28 Þubat darbe sürecinde attýðý manþetler sadece ve yalnýzca bir gazetecilik faaliyeti miydi, yoksa “editoryal bir hata” mýydý?

Ýþin gerçeði þu:

Eski Türkiye’de Hürriyet tarafsýz bir gazetecilik faaliyeti içinde hiç olmamýþtýr.

Vesayet rejiminden yana olan Hürriyet, hep darbeleri desteklemiþtir.

Erdoðan’ýn siyaset sahnesinde yer almasýyla birlikte de bu anlayýþýný Erdoðanfobizme oturtmuþtur.

“Artýk muhtar bile olamaz” manþeti bu anlayýþýn en çarpýcý örneðidir.

15 Temmuz darbe gecesinde Doðan Medya Grubu’nun sergilediði tavýr hepimiz tarafýndan alkýþlanmýþtýr.

Ama görünen o ki Hürriyet’in içindeki o derin damarýn uzantýlarý hâlâ güçlü.

Ortada “editoryal bir hata” yok, bir zihniyet ve tercih sorunu var.