Sorun nerede?

Önümüzdeki dönemde bir yandan büyük güç olacağımızı söylerken diğer yandan ciddi sorunlarla karşılaşmaktan endişe ediyoruz. Mesela bir grubun iç çatışma yaratacak, kendilerinden istendiği zaman savaşacaklarını söylemesi onlara göre ülkemiz açısından bir güvencedir, benim için ise karşılaşacağımız, en tehlikeli sorunları yaratacak bir olaydır. Yani en tehlikeli çözüm sürecini etkili bir yol olarak algılıyoruz.

Ülkenin tehlike ile karşılaşması halinde bu sorunu devlet çözer. Bugüne kadar bir terör örgütünün tasfiye edilememiş olması onun gücünden değil bizim aldığımız tedbirlerin örgütü küçültmeye değil büyütmeye yaramış olmasındandır. Bu örgütün bugüne kadar ayakta kalması onun gücünden değil siyasi partilerimizin onu bir araç olarak kullanması ve bu tavrın yabancı güçlerin işine yaramasındandır. Bu durum ülkemizde yabancı güçlerin örgütlenmesinden kaynaklanır. Eğer bir ülkede bir mevkiye gelebilmek, ekonomik alanda başarılı olmak için bir gücün desteğini almak gerekiyorsa ülkeyi o güç ve arkasındaki devlet yönetiyor demektir. Yani devlet için, onun kurallarına uyarak çalışmak bazen ülkeyi yöneten grubun işine gelmez. Bir ülkede devletin karşılaştığı sorunlar sadece iktidarın değil bütün partilerin sorunudur. Ama bizde bu sorunlar iktidarın çözmediği hatta daha tehlikeli olarak görülür. Asıl amaç çözümü ertelemek ve başarıyı kendi iktidarlarına nasip etmektir.

Bugün ülkemiz tarihin yol gösterdiği çok önemli bir geleceğe gidecek durumdadır. Ancak bunu yaratacak iktidarın çok değerli olacağı bilindiği için muhalefet tarafından engellenmektedir. Bunun tek yolu çözümü birlikte oluşturmak ve bunun için uğraşmaktır. Ancak muhalefet buna bile razı değildir ve iktidarı yıkmak amacındadır ya da iktidar birlikte hareket edeceği bir muhalefet olduğuna inanmamakta ve her şeyi siyasi menfaatler için yapacağını düşünmektedir. Buradan şu sonuca varabiliriz: Bir ülkede siyasi bütünlük sağlanamamışsa başarı şansı zayıftır. Bu iktidarla muhalefet birbirine benzemez anlamına gelmez. Oysa ideolojileri birbirinden tamamen farklı olsa bile iki güç ortadaki somut bir sorunu çözmede birlikte olabilirler. Seçmen kendisine yakın olanın sorunu çözmekte daha faydalı olduğunu düşünür ve aynı siyasi çizgide devam eder.

Eğer bir ülkede sorunlar çözülemiyor hatta büyüyorsa arkasındaki gücü bulmak ve bunu zor kullanarak ya da anlaşarak etkisizleştirmek lazımdır. Bu güç etkisizleştirilebilir.

***

Ancak teknolojide büyük gelişmeler yapabilen bir aklın siyasi olayların çözümünde  etkisiz olduğu söylenemez. Biz elimizdeki cep telefonlarını kullanıyor bu ve benzeri şeyleri ithal ediyoruz. Siyasette de durum aynı gibi görünüyor. Biz olayları akıl yoluyla çözmek yerine inanmak zorunda bırakıldığımız düşüncelere göre hareket ediyoruz. Sorunlar zorunlu olarak savunduğumuz fikirler yerine akıl yoluyla ve geçerli metotlarla yönetilmelidir. Bunun yolu açıktır ve doğru bir istikamette gidiyoruz. Ancak partiler çıkarlarını ülkenin geleceğine engel olmanın altına gizlememelidir.