Geçmiþte Tayyip Erdoðan Baþbakansa onu denetleyecek etkinlikte bir Cumhurbaþkaný, mesela Ahmet Necdet Sezer gibi birisi olsun istenirdi. Sezer’in her vetosu bir kahramanlýktý. Baþbakan’ýn burnu ne kadar sürtülürse, bir kesimde, zafer kazanýlmýþ duygusu yaþanýrdý.
Ayný þekilde, halk, iktidara mesela AK Parti’yi getirmiþse, onu denetleyecek bir “Devlet” olsun istenirdi. Hükümetin her tasarrufu için “Acaba devlet onaylýyor mu?” sorusu sorulurdu.
Seçilmiþ seçilmemiþ, kim onlardan yana ise onun kudretli olmasýnýn gerekçeleri sýralanýrdý.
Bugün, Tayyip Erdoðan Cumhurbaþkaný olacaksa, onun kudretli olmamasýnýn zihinsel alt yapýsýna yatýrým yapýlýyor. Kudretli bir Cumhurbaþkanýnýn yanýnda Baþbakan’a “Kukla” sýfatý layýk görülüyor (Bkz. E. Özkök’ün dünkü yazýsý)
Aslýnda sistemden çok kiþilere eksenli statü tanýmlarý, son günlerde her çevrede gözleniyor.
Birilerimiz de, Tayyip Bey’in “Cumhurbaþkaný” olacaðýna kesin gözüyle bakýyor, ona uygun kudret, ona uygun baþbakan ve ona uygun parti formatlarý geliþtiriyoruz.
Oysa, mesela Tayyip Bey’in Baþbakanlýkta kalma ihtimalini önemsemeye baþlasak, herhalde ayný formatlarý seslendirmekte o kadar istekli olmayacaðýz. Yani mesela “Halk oyu ile seçilmiþ adý Tayyip Erdoðan olmayan bir Cumhurbaþkaný” onun gerektirdiði kudret söylemiyle icra-yý faaliyet edecek olsa, yine halk oyu ile seçilmiþ ve hükümet etme, yani Türkiye’yi yönetme görevi verilmiþ, bütçeyi hazýrlayacak ve ülkenin kaynaklarýný tasarruf edecek, sonra da ileriki seçimlerde her tasarrufunun hesabýný verecek olan bir Baþbakan’ýn, mesela Tayyip Erdoðan’ýn içine sinmez, dava yoldaþý, kardeþ seviyesinde bir Abdullah Gül bile olsa.
Þu anda Abdullah Gül yeniden Cumhurbaþkaný seçildiðinde kullanmasýna razý olmadýðýmýz bir “yetki çerçevesi”ni, Tayyip Erdoðan olduðunda kullanmasýna vereceðimiz cevaz, sadece iki ismin kiþilik farklarý mýdýr?
Kolay bir konu deðil.
Her an “Ama halk oyu ile seçilecek bir cumhurbaþkanýndan söz ediyoruz” itirazý gelebilir. “Ya o, Baþbakan’dan daha fazla oy alýrsa...” ihtimali seslendirilebilir. “Cumhurbaþkaný adayý halktan nasýl oy isteyecek?” sorusu da anlamsýz deðil.
Ama parlamenter sistemin getirdiði Baþbakan aðýrlýklý yapý devam ederken, Cumhurbaþkanýnýn, yetki çerçevesi anayasa içine yerleþtirilmeden yetki kullanmasýnýn çift baþlýlýk ve yetki karmaþasý çýkarmasý da kaçýnýlmaz.
Baþbakanlýkta “en uyumlu” kiþi bile olsa, bir süre sonra “kukla baþbakan” tanýmlamasýnýn alttan alta seslendirilmesi noktasýna gelinir. Bunu kendi partiniz yapmasa, muhalefet yapar, medya yapar, mizah dergileri yapar, sosyal medya yapar ve müthiþ bir itibar kaybý söz konusu olur, o da, kiþilik savunmasýný ve kopmalarý getirir.
Kolay deðil, evet.
Sorun sadece AK Parti’nin ya da Tayyip Erdoðan’ýn sorunu da deðil. Þu anda muhalefet, neredeyse sistemden düþer gibi olduðu için sanki Cumhurbaþkanlýðý seçimi de, halk oyu ile seçilmiþ Cumhurbaþkanýnýn hükümetle iliþkisi sorunu da sadece AK Parti’nin sorunu gibi görünüyor. Muhalefet derin bir kafa konforu içinde görünüyor.
Oysa...
Þu an farz-ý muhal gibi görünse de, diyelim ki, muhalefetin gösterdiði bir aday Cumhurbaþkaný seçildi ve hükümette AK Parti var, ya da muhalefet partileri þu veya bu þekilde hükümet kurdu, Çankaya’da AK Parti’den bir Cumhurbaþkaný var, ne olacak, hiç sorun çýkmayacak mý?
AK Parti çevrelerinde, Tayyip Erdoðan Cumhurbaþkaný seçilir, fiilen baþkanlýðý uygulamaya koyar, bu arada da yasal çerçeve arkadan gelir, gibi düþünceler seslendiriliyor. Dar bölge seçim sistemi ve Meclis’te anayasa deðiþtirecek oy çokluðuna ulaþma gibi zihin egzersizleri de bu arada gündeme geliyor.
Muhalefet ise sistemde çift baþlýlýðý doðuran yapýyý saðlýklý hale getirme yolunda pozitif katýlým yerine sadece muhalefet ediyor. Oysa bir sorun var ve bunun giderilmesi lazým. Muhalefet hiç olmazsa “Baþkanlýk istemiyoruz, o zaman, halk oyu ile seçilse bile Cumhurbaþkanýnýn yetkileri sembolik hale getirilebilir” gibi bir öneride bulunabilir. Böyle bir Cumhurbaþkanýný halka seçtirmenin fuzuliliði tabii ki tartýþýlabilir ama, çözüm de bu tür olmazlarýn tartýþýlmasý içinden çýkar. Baþkanlýk da isimlere göre deðil, kontrol - denge yapýsý ile saðlýklý iþleyecek bir çerçeveye oturtmaya çalýþýlýr.
Ama “Erdoðan olmasýn” peþin fikri ile sadece karþý çýkmak deðil, pozitif katký olmalý muhalefetten.