Sorunlar envanterinin þiþmemesi için

Çoðumuz farkýnda deðiliz ama dünya ve bölge siyasetindeki deðiþimler Türkiye’yi pozisyon almaya, yeni politikalar üretmeye, dostluklarýný ve düþmanlýklarýný yeniden tanýmlamaya sevk ediyor.

Daha bir yýl öncesine kadar yakýn iliþki içinde olduðumuz bir ülkeyle bütün baðlarý kopartmak zorunda kalabiliyoruz. Amerika ile gerginlik yaþarken aldýðýmýz pozisyon sayesinde bu ülkenin göz bebeði olabiliyoruz.

Dýþ politikamýz dinamik ve pragmatik. Þartlara uyum saðlamaya, uzun erimli hedeflere varmaya müsait. Türkiye izlediði dýþ politika sayesinde bugün dünyanýn ciddiye alýnan ülkelerinden bir haline geldi. Ekonomik performansý da dýþ politika hedeflerine ulaþmasýna yardýmcý oldu.

***

Kabul edelim ki çevresinde olanlar da Türkiye’nin yýldýzýnýn parlamasýný saðladý. El Kaide Amerika’ya saldýrmasaydý, Ýran nükleerleþmeye kalkmasaydý, Ýsrail Gazze’ye müdahale etmeseydi, Türkiye dünyanýn dikkatini bu denli çekmezdi. 

Ancak çevremizde olan bitenler ve izlediðimiz dýþ politika bir nimet olduðu kadar külfet de. Türkiye dünyada olan bitenler hakkýnda kendini her konumlandýrdýðýnda mutlaka birilerini rahatsýz ediyor.

Ýran için arabuluculuk yapmaya kalktýðýnda, Davos ve Mavi Marmara yaþandýðýnda Amerika’yý rahatsýz etti. Kendini ve müttefiklerini savunmak için Kürecik’e radar üssü kurduðunda, Irak’ýn geleceði üstünde söz sahibi olmaya çalýþtýðýnda, Esad rejimine karþý çýktýðýnda da Ýran’ý.

Görünen o ki bu böyle sürüp gidecek, Türkiye küresel siyaset sahnesinde rol oynadýkça birilerini mutlaka rahatsýz edecek. Rahatsýz olanlar rahatsýz olmakla kalmayacak, doðal olarak tepkilerini belli edecek. Türkiye de bu tepkilere karþý yeni politikalar geliþtirilecek.

Ancak Türkiye hangi politikayý geliþtirirse geliþtirsin, sorunlarýnýn envanteri de siyasetinin dinamizmine paralel bir þekilde geniþleyecek, büyüyecek, þiþecek. Eski sorunlarýný çözmediði takdirde onlarýn giderek daha da çözülemez hale geldiðini görecek.

Bu yüzden Türkiye’nin ben yaptým ama karþý taraf reaksiyon göstermedi deme lüksü yok. Nasýl ki yeni sorunlara yeni çözümler geliþtiriyorsa, nasýl ki dünya ve bölge siyaset dengeleri deðiþtiðinde deðiþime uygun pozisyon arayýþý içine giriyorsa eskilerini çözmek için de yaratýcý olmak zorunda.

Türkiye bilinen en kronik sorunu konusunda yeni adýmlar atmaya baþladý. Kürt sorunu için toplumsal uzlaþma kadar, Kürdistan Özerk Yönetimi ile iyi geçinmenin de gerekli olduðunu gördü, hatta onlarý PKK konusunda istediði makul pozisyona getirdi.

Artýk Irak söz konusu olduðunda kýrmýzý çizgileri olmayan, Kuzey Irak’taki Türkmenleri joker olarak görmeyen bir siyaset anlayýþýmýz var. Kürt korkumuzu büyük ölçüde yendik. Þimdi sýra diðer korkularýmýzý da yenmemizde, hepsinden önemlisi iþe yaramadýðý zaman içinde tescillenmiþ politikalarýmýzý deðiþtirmemizde.

***

Ýsrail, Ermenistan ve GKRY, yani Kýbrýs Cumhuriyeti ile sorunlarýmýzý çözmemiz þart. Evet, her üçü için de Türkiye’nin gereken adýmlarý attýðý doðru. Ýsrail ile dört tur görüþüldü, Ermenistan ile protokoller imzalandý, Kýbrýs’ta çözüm süreci desteklendi. Fakat belli ki bunlar nihai sonuca ulaþmamýza yetmedi.

Bu sorunlarý araçsallaþtýrmaya, onlarýn çözümü ile baþka sorunlarýn çözümünü eþ zamanlamaya çalýþtýk. Fakat ne Kýbrýs’ta Türklerin izolasyonunu kaldýrtabildik, ne Daðlýk Karabað sorununun çözümüne yardýmcý olduk, ne de Gazze ambargosu konusunda istediðimiz baþarýyý yakalayabildik.

Oysa bu sorunlarý kendi mantýðý içinde düþünmüþ olsaydýk belki de þimdi baðlantýlandýrdýklarýmýzýn da çözümü üstünde söz sahibi olabilirdik. Sorunlar envanterimiz de þiþmezdi. Baþkalarýna üstünde oynayabilecekleri alan býrakmazdýk...