Sorunlar ve çözümler

Son günlerde bölgedeki çatışma sebeplerine benzeyen bir farklılaşma ülkemizde de tahrik ediliyor. Bu farklılığı uydurma bulmak ve gerginlik sebebine karşı koymak yerine siyasi tartışma konusu yapılmaktadır. Ülkenin özellikle yaratıldığını düşündüğüm bu sorunların çözümünde muhalefete ihtiyaç varken geçmişteki Dersim olayları özellikle tahrik edici ifadelerle bunalıma yönlendirilmektedir. İç farklılaşmaya karşı çıkmak yerine yeni yeni tartışma konuları ortaya konulmaktadır. Son zamanlarda bölgemizde, daha önce yazdığım gibi, ayrıca dini farklılaşmalar kullanılarak da gerginlik yaratılmaktadır.   

Bölgenin tümünde Sünni-Şii farklılığı bir çatışma sebebi yapılırken, ülkemizde bunun benzeri olarak Sünni- Alevi farklılaşması kullanılmak istenmektedir. Bu ve benzeri olaylar ülkenin içinde çatışma yaratmaya yönelik olmasına rağmen,dışımızdaki bu mesele ülkemizde muhalefet tarafından iktidara karşı kullanılmaktadır. İktidar ise bu çatışmanın üstünü örtmek yerine, böyle bir farklılaşmanın bulunduğunu söylemekte, yani olayın sebebini kendisi de kabul etmektedir. Halbuki vatandaşlarımızın bu farklılıkları ayrışma ve çatışma nedeni değildir. Çünkü insanlar doğduğu zaman soyu ve dini belirlenmiştir. Geçmişte ve günümüzde hatta gelecekte de bu konuların tartışılması anlamsızdır.

***

Günümüzdeki siyasi operasyonlarda farklılıklar kullanılmakta, eğer bu yeterli değilse bunu büyütecek hamleler yapılmaktadır. Buradan şu sonuç çıkar: Gerginliğin sebebi olan farklılık büyütülür ve taraflardan biri, büyük özellikle de zayıf taraf eyleme başlatılır, çoğunlukla onun başladığını gösteren eylemler yapılır. Onları etkisiz hale getirmek isteyen karşı taraf ya da devlet güçlerine saldırılır ve bu maalesef bir çatışma haline dönüşür. Bu ve benzeri çatışmalarda sonuç önemli değildir, bir ülkenin içinde çıkarılan çatışma zaten onu planlayanların başarısıdır. Bu nedenle taraflardan herhangi birinin kazanması önemli değildir. Bu arada çatışma olduğu için ülkeyi yönetenler taraflardan herhangi birinin yanında yer almamalıdır. Hiç şüphesiz bu gibi ülkeyi karıştırmak isteyenlerin öncelikle tespit edilmesi operasyonlara mahal vermeyecek tarzda yasalar çerçevesinde gerekli önlemlerin alınması esas olmalıdır. 

Her ülkede farklılıklar görülebilir. Bunun sebebi insanların değişik özellikleri, kendisinin seçememesidir. Herkes doğduğu zaman günün birinde, doğumdaki özellikleri rekabete, hatta husumete dönüştürülebilir. Oysa insanların soyları kendi tercihleri değildir ama bu nedenle diğerlerinden farklı görülebilir. Bugün yabancı sayılan birinin soyu ile yerliler arasında fark yok gibidir. Türkler Orta Asya’dan geldiklerinde burada yaşayanlar vardı ve bu insanlar yok olmadılar. Herkes soy olarak ayrışmadı hatta bir kısmı kaynaştı ve birbirine benzedi. Ayrışarak ya da benzeşerek bu vatanın bütünlüğünde birleştiler. İnsanların dile getirilen farklı kimlikleri ve diğer özellikleri, içinde yaşadığı toplumu geçmişte yönetenlerin tercihidir. Din ya da mezhep farklılıkları ise geçmişteki siyasi farklılıkların görüntüsüdür. 

Bir insanın yaşadığı ülkeye bağlı olması ve her zaman onun tarafında olması yaşadığı ülkenin iyi özelliklere sahipliğinin bir sonucudur. Din ya da sonradan kutsal değerler haline dönüşen fikirler ancak bu tercih ve güven duygusunun sonucudur. İnsanlar yaşadıkları ülkenin savunduğu değerleri kendilerini korumak ve ülkelerinin güven içinde olmasını sağlamak içindir. Bu nedenle bir ülkenin vatandaşı ne soyu ne de dini ile değerlendirilmez. Ülkeye bağlılık ve yeteneklerin ülkenin güveni ve refahına hizmet etmelidir. Böyle bir ülkede yaşamak mutluluğun önemli bir sebebidir.