Karþýlaþtýðýmýz en önemli problem bu problemin ne olduðunu bilmemektir. Dünya yeniden þekillenirken ilgilenmediðimiz hangi çözüm üzerinde durmalýyýz sorusuna cevap aramadan günlerimiz geçiyor. Siyaset sahnemize baktýðýmýzda CHP için en büyük sorunun Erdoðan olduðunu görüyoruz. Zaten liderleri dünyadaki sorunlar yerine Erdoðan ile mahalle kavgasý üslubuyla tartýþmak istiyor. Ona göre ülkemizin problemi bireyseldir ve o birey ortadan çekilirse ortaya çýkacak problemler önemsiz olacak ve hemen çözülecektir. Þu anda dünya yeniden þekilleniyor ve biz bu deðiþim sürecini yaþýyoruz. Biz ve etrafýmýzdaki ülkeler Birinci Dünya Savaþýndan sonra Ýngiltere’nin çizdiði hudutlarý eserleri sayýyor ve onu korumakla uðraþýyoruz. Mesela Suriye halký bizden faklý mýydý ve o halk kendi devletini mi kurdu? Osmanlý parçalandý ama biz bunu baþarý saydýk ve Ýngiltere’nin dostu olduk. Ancak bugünkü mücadelemizi intikam olarak deðerlendirmemek lazým. Zaten biz tek baþýmýza bu ülkeyle baþa çýkamayýz ayrýca eskiye dönmek gibi bir hedefimiz de olamaz. Olursa baþarýsýzlýk kaçýnýlmazdýr. Þimdi dünya yeniden þekillenirken bize de çok önemli ve deðerli bir yapýya ulaþmanýn ufku açýldý. Biz bu yeni þekillenmeyi tek baþýmýza yapamayýz. Zaten ABD de yapamaz. Dünyaya þekil verilirken birlikte olmamýz gereken bazý güçler vardýr. Çünkü bir ülke tek baþýna dünyaya hakim olmasýný istemez.
***
Zaten akýllý bir güç karþý tarafýn da bulunmasýndan yanadýr. Çünkü bir hasmý olmazsa kontrol ettiði ülkeler tek baþýna hareket eder ya da yeni bir güce katýlýr. Nitekim Ýkinci Dünya Savaþýndan sonra benzer bir durum ortaya çýktý. Savaþta ayný güce karþý olan ABD ve Rusya dostluk beklenirken düþman oldular ve Avrupa’yý paylaþtýlar. Ancak her paylaþma bir müzakere sonucu her iki tarafýn anlaþmasýyla ortaya çýkar. Þimdi yeni güç odaklarýnýn þöyle þekillendiðini düþünüyorum. Bir yanda ABD, Rusya var ve bu güce Türkiye’nin de katýlmasýný istiyorlar. Obama, Putin, Erdoðan bu yapýyý kabul etmiþ görünüyorlar. Ancak ciddi bir aðýrlýk taþýyan Türkiye’yi karþý taraf gruptan ayýrmak istiyor. Bu tarafýn þu ülkelerden oluþtuðunu düþünüyorum: Avrupa ve Çin. Bunlar her alanda diðerleriyle rekabet edebilirler. Ancak enerji, yani petrol aðýrlýkla Ortadoðu’dadýr ve göründüðü kadarýyla bu alan üzerinde ABD ve kendi zengin alanlarýnda da Rusya hakimdir. Ortadoðu’da kim egemen olursa dünyayý onun yöneteceði anlaþýlýyor. Bu nedenle bölgedeki darbe ve deðiþiklikler bu güçlerin rekabeti olarak deðerlendirilebilir. Türkiye bölgede çok etkin rol alabilir. Bu bakýmdan iç siyasetimizi de tarafýmýzý belli etmek için etkilemeye çalýþanlar var. Beni en çok endiþeye iten sebep bunlarýn konu teþkil etmemesi ve tartýþmalarýn mahalle kavgasýna dönüþmesi dolayýsýyla siyasilerimizin olayý hep basit ve içsel meseleler olarak görmeleri ve dünyanýn yeni þekliyle ilgilenmemeleridir. Dýþ güçlerin içerideki etkilerini daha az görenlerden farkým her siyasal olayýn dünyadaki deðiþmelerle ilgisi olup olmadýðýný araþtýrmaktan ileri gelmektedir. Buna her siyasal olay dahildir. Mesela bir partinin liderinin bir tertiple deðiþtirilmesiyle bile bu açýdan ilgileniyorum. Þöyle formülleþtiriyorum: Dýþ güçler iç siyaseti etkiliyor. Bunu içeride kadrolar yaratmaya kadar vardýrýyorlar. Türkiye’de devletin bu müdahalelerle baþa çýkmasýný ve içerde siyasetin dýþa tavrýný kendi analizlerine dayandýrmasýný bekliyorum.