Cüneyd Altýparmak
Cüneyd Altýparmak
Tüm Yazýlarý

Sosyal medya kýskacýnda yargý...

Pek tabi yargýyý her dönem bir biçimiyle baský altýnda tutan birçok unsur olmuþtur. Son zamanlarýn en etkili "baský unsuru" ise sosyal medya... Bu baský üç aþamada devreye giriyor: Hakimlerin verdiði kararlara etki etmesi, kararýn sosyal medyada tartýþýlarak tüketilmesi, kiþi hakkýnda verilen kararýn beðenilmemesi...

ÝÇ SESÝMÝZ SORUNLU!

En yakýn örneði Dilan Polat meselesi. Sosyal medya üzerinden oluþan algý ile yükselen talep ve sonrasýna gelen tahliye. Bu ister istemez tartýþýlýyor. Tam tersi de söz konusu: Elmalý Davasý. Ýnsanlarýn "gördükleri" olay karþýsýnda tepki göstermeleri kadar normal bir durum yok. Ancak bize özgü bir hal var ve bunun nedeni ise tek baþýna sosyal medya deðil. Sosyal medya bu "defolu halimizi" kolayca yayabilmemizi saðladý o kadar. Kiþilerin suçsuz olabileceðine inanmýyoruz biz. Neredeyse hepimizin iç sesi "vardýr bir þeyler, olmasa hiç böyle olur mu?" þeklinde...

"MASUM DEÐÝLÝZ, HÝÇBÝRÝMÝZ"

Hukukun en temel ilkesi bir kimsenin suçluluðu ispat edilip hakkýndaki karar kesinleþinceye kadar masum yani suçsuz olduðunun kabul edilmesidir. Bu en temel haktýr. Bunun tartýþýlmasý bile düþünülemez. Hukuk zanla, düþünceyle veya yorumla sonuç çýkaramaz, hüküm kuramaz. Ama mesele "sosyal medyalýk" olunca bu karinenin yerinde yeller esiyor. Deðme hukukçular bile "aslýnda bundan bu mana çýkar" þeklinde ifadeler ile baþlayan cümleler kurabiliyor...

ÇUKURA DÜÞMEK

Bu çaðýn en büyük sarmalý ve sorunu bu... Bir olay sosyal medya çukuruna düþünce kendinizi ibra etmeniz neredeyse imkânsýz... Mahkeme hakkýnýzda beraat kararý verse bile sosyal medyada verilen hüküm geçerliliðini yitirmiyor. Kulaktan dolma, yoruma dayanan veriler, "sansasyon" ve "etkileþim" meraklýlarýnýn eline düþünce vay halinize...

ÝÐNEYÝ KENDÝMÝZE BATIRALIM!

Pek tabi sorun sosyal medyada deðil sadece. Bizde. Linç etmeye, muhalefet olsun diye tepki göstermeye, sýrf iþimize geliyor diye yalan olduðunu bile bile yaymaya meraklý olan biziz. Sosyal medya sadece bunu hýzlandýrýyor ve etkisini arttýrýyor. Bir de geriye dönük bir kayýt oluþturma iþlevi görüyor. Birisi hakkýnda basit bir arama yapýnca, yalan-yanlýþ ne varsa dökülüyor önümüze... Araþtýrmak, gerçek mi diye kontrol etmek zahmetli iþ, girmiyoruz bu yükün altýna... Ýþte böylece yalan "algýdan olguya" dönüþüyor. Alýcýsý biziz, yayaný biziz, inananý biziz yalanýn, iftiranýn aracýsý sosyal medya...

LÝNÇ TEHDÝDÝ...

Hâkim, bir karar verirken kendisini "baský altýnda" hissetmemesi gerekiyor. Yani hakim dosyaya bakarken "tutuklarsam" veya "tahliye edersem" "linç edilir miyim? " diye düþünüyorsa ortada baðýmsýzlýktan, tarafsýzlýktan bahsetmek mümkün deðil... Mesela, sosyal medyada "köpürtülmüþ bir meselede", linçe baþlanmýþ kimseye dair hakim karar verirken sosyal medyaya göz atarsa, ne düþünür? Dosyadaki veriler ile sosyal medyada konuþulanlar arasýnda bir uçurum olsa bile "rahat" olabilir mi? Bence hayýr... Bunun misallerini görüyoruz, yaþýyoruz uygulamada... Bir de tam tersi olabiliyor. Dosyadaki bulgular eksik ve bunu ancak sosyal medyadaki "görüntü veya tanýk paylaþýmlarý" ile tamamlamak mümkün... Bunun bir dengeye oturtulmasý þart...

ÇÖZÜM NE OLABÝLÝR KÝ...

Çözüm için çok þey söylenebilir ama birkaç husus var kendimce önemli gördüðüm:

Birincisi: Hukuk okur-yazarlýðýný arttýrmalýyýz. Tahliye, tutuklama, beraat, mahkumiyet vb. gibi kavramlardan doðan kafa karýþýklýklarý baþta olmak üzere bir çok konuda yurttaþýn bilgisini arttýrmak þart. Zira artýk eskisi gibi deðil hukuki durumu herkes merak ediyor ve konuþuyor.

Ýkincisi: Hakimlerin ve savcýlarýn sosyal medya kullanýmý ve adliyelerin bu yolla bilgi paylaþýmýnýn önünü açmak gerekiyor. Bu çaðýn en büyük sorunu "doðru ve gerçek bilginin" gecikmesi ve bu aþamada "yalanýn ve manipülasyonun" toplumsal olguyu inþa etmesi.

Üçüncüsü: Sosyal medya gazeteciliðini bitirmek gerekiyor. Bunun önüne geçmek için doðru bilgi kanallarýnýn çoðalmasýnýn yanýnda sosyal medyada habercilik yapanlarýn da "basýn kurallarýna" tabi olmasý ve bu baðlamda kayýt altýna alýnmasý. Aksi takdirde itibar suikastlarýný durdurmak mümkün deðil.

Ve son olarak, sosyal medyada bulunan delillerin dosya kapsamýna alýnmasýna dair usul ve esaslarýn belirlenmesi ve polise, savcýya ve hâkime bu konuda yetki verilmesi gerekiyor.

Peki sizce ne gibi tedbirler gerekiyor?