Sosyal medyada büyüyen tehlike: Linç

Sosyal medya çok hýzlý büyüyor. O nedenle artý ve eksilerini ancak yaþayarak gördüðümüz, hakkýnda yapýlan çalýþmalarýn henüz yeterli olmadýðý bir süreçteyiz. Çok faydalý iþlerde kullanýlabildiði gibi, insaný hýzla uçurumdan aþaðýya sürükleyebilecek bir sonun baþlangýcý da olabiliyor. Deðiþik bir cazibesi var. Düþünün; normal hayatta yeni bir kýyafet aldýnýz ve giyindiniz. Ayný gün içerisinde görüþtüðünüz kiþi sayýsýna göre birkaç güzel söz duyup gününüzü keyifli hale getirebilirsiniz. Fakat sosyal medya ortamýnda bu sayýyý yüze katlayabilirsiniz. Üstelik en güzel çýktýðýnýz açýdan ve türlü çeþit filtreler kullanarak ‘olduðunuz gibi’ deðil de ‘olmak istediðiniz’ gibi görünebilirsiniz. Ýþte bu tür cazibelere kapýlýp sosyal medya kullanýmýnýzdaki kontrolü kaybederseniz bir süre sonra eleþtiri yoðunluðu da artacaðý için depresyona girebilir hatta çok daha aðýr problemler yaþayabilirsiniz. Normal hayatta bir hata yaptýðýnýzda sizi birkaç kiþi görebilir ya da hiç kimse görmeyebilir. Sosyal medyada hata yaptýðýnýzda sizi binlerce hatta bazen paylaþýmlarla milyonlarca insan görebilir. Bu kadar kiþi gördükten ve eleþtiri yaðmuru baþladýktan sonra paylaþýmýnýzý silseniz de ekran görüntüsü alanlar sayesinde günlerce gündemde kalabilir ve linç edilebilirsiniz. Peki insanlar normal hayata kýyasla sosyal medyada neden daha kolay eleþtirirler? Bir sosyal deney yapýlýyor. Genç bir kýzýn þarký söylediði videoyu deðerlendiren iki grup seçiliyor. Bu gruplardan bir tanesine þöyle deniyor; sizin yaptýðýnýz deðerlendirmeleri daha sonra videoyu çeken kýzla paylaþacaðýz ve onunla yüz yüze gelip deðerlendirmenizden bahsedeceksiniz. Diðer gruba ise deðerlendirme sonrasý hiç kimseyle görüþmeyecekleri, yaptýklarý deðerlendirmeyi kendilerinden baþka kimsenin bilmeyeceði söyleniyor. Her iki grubun deðerlendirilmesi kýyaslandýðýnda ilk grubun yorumlarýnýn nazik ve olumlu, ikinci grubun yorumlarýnýn ise çok kötü ve linç edici þekilde olduðu saptanýyor. Yani insanlar yüzünü görmedikleri, tanýmadýklarý, tanýþmayacaklarý insanlarla ilgili çok daha kötü eleþtirilerde bulunabiliyorlar. Ýþte sosyal medyanýn tehlikesi burada baþlýyor.

Sosyal medyada fazla beðeni alan fotoðraflar iyi olmak zorunda deðil! Bu cümleyi bir sosyal deneye dayanarak kurdum. Yapýlan sosyal deneyde iki fotoðraf kullanýlýyor. Birisinde öz çekim yapan bir kedi, diðerinde sevimli bir kanguru var. Deneyin ilk kýsmýnda özel bir programla kanguru fotoðrafýna 12 beðeni, kedi fotoðrafýna ise 2,5 milyon beðeni býrakýlýyor. Daha sonra beðeni sayýsýný da gösterecek þekilde bu iki fotoðraf insanlara gösteriliyor ve hakkýndaki fikirleri soruluyor. Hemen hemen tamamý kedi fotoðrafýnýn çok daha iyi olduðunu söylüyor. Daha sonra bunun tam tersi yapýlýyor. Kedi fotoðrafýna 12, kanguru fotoðrafýna 2,5 milyon beðeni ayný özel programla býrakýlýyor. Ve yine gerçek hayatta bu iki fotoðraf beðeni sayýlarý da görülebilecek þekilde insanlara gösteriliyor. Bu defa deðerlendiren insanlarýn tamamýna yakýný kanguru fotoðrafýnýn çok daha iyi olduðunu söylüyor. Bunun nedeni ise davranýþlarý taklit etmenin çok daha pratik ve çok daha az riskli olmasý. O halde beðeni sayýsý çok olan her fotoðraf, aslýnda çok iyi olduðu anlamýna gelmiyor. 

 

SINAVLARA ÇOK ÇALIÞMAMIZA RAÐMEN NEDEN HEMEN ÖNCESÝNDE HER ÞEYÝ UNUTMUÞ GÝBÝ HÝSSEDERÝZ?

Sýnavlar kiþiler üzerinde ciddi kaygý durumu yaratan aktivitelerdir. Özellikle sözlü sýnavlarda, yazýlý da olduðu gibi bilgiler geri gelmeyebilir. Eðer kaygý düzeyi çok yükselirse, bilgileri depodan geri çaðýrmamýz güçleþir. Hele de moralimizi bozacak bir þeyler geliþmiþse o zaman hiç hatýrlayamayýz. O nedenle sýnavlara rahat girmek önemlidir. Sýnava girmeden hemen önce her þeyi unutmuþ gibi hissetmemizin nedeni kaygýdýr. Kaygýyý ne kadar azaltýrsak sýnav baþarýmýz da o kadar yüksek olacaktýr.

 

SINAV BAÞARISINI ARTIRMAK VE BELLEÐÝMÝZÝ EN ÝYÝ ÞEKÝLDE KULLANMAK ÝÇÝN NELERE DÝKKAT ETMELÝYÝZ?

Belleðimizi en iyi þekilde kullanabilmek için önce onun þartlarýný yerine getirmemiz gerekir. Kaygýya asla yer vermemek için sýnava önceden hazýrlanmalý, aceleye getirip son günde yüzlerce sayfayý belleðinize yazmak gibi hayaller kurmamalýdýr. 

Genelde son dakika öðrencileri, sýnavdan bir gece evvel sabaha kadar oturup, verimsiz bir çalýþma periyodu geçirdikleri gibi ertesi gün sýnavda baþarý oranlarý düþük olur. Çünkü uyumadan öðrenme tamamlanamaz! Hatta gün içinde çalýþýrken araya kýsa uyku dönemleri de koyarsanýz öðrenmeniz daha da pekiþir. 

Her kýsa uyku sonrasý uyandýðýnýzda, bilgilerin daha yerleþmiþ olduðunu hissedersiniz. Yaptýðýnýz tekrarlar havada kalmaz ve bilgiler daha da saðlamlaþýr. 

Kaliteli bir gece uykusu sonrasý girilen sýnavlarda kaygýyý da azaltmayý baþarabilirseniz daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Siz kaygý duysanýz da duymasanýz da, sonuç ne olursa olsun, bu sýnava gireceksiniz ve bitecek. Sýnava deðil de bitecek olmasýna odaklanmanýz kaygý düzeyini azaltmanýza yardýmcý olacaktýr.