Sosyal rollerin farkında yetişmek zekayı pozitif etkiliyor

Çocuklarımızı yetiştirirken hayatta sahip oldukları rollerin önemini anlatıp, benimsemelerini sağlamak sorumluluk duygularının gelişmesi açısından elbette önemli. Ama bu rolleri küçük yaşlardan itibaren iyice kavramaları çocukların, problem çözme yetenekleri ve yaratıcılıklarının daha fazla gelişmesini sağlıyor.  

Hayatta her birimizin birçok rolü var. Aynı kişi hem anne hem evlat hem kardeş hem arkadaş hem de komşu. Bu roller hayatımızı zenginleştiriyor. Peki sahip olduğu rollerin farkına vararak büyümenin, zeka gelişimine pozitif etkisi olduğunu biliyor muydunuz? Konu biraz ilginç olduğu için sizlerle paylaşmak istedim bu hafta. Duke Üniversitesi’nde yapılan ve Developmental Science dergisinde yayımlanan bir çalışma, hayatta taşıdığı kimliklerin farkında olarak büyütülen çocukların, problem çözme yetenekleri ve yaratıcılıklarının daha fazla geliştiğini gösterdi. Çocuklarımızı yetiştirirken hayatta sahip oldukları rollerin önemini anlatıp, benimsemelerini sağlamak sorumluluk duygularının gelişmesi açısından elbette önemli. Ama bu rolleri küçük yaşlardan itibaren iyice kavramanın aynı zamanda beyinlerini geliştirdiğini bilmiyorduk. Bu çalışma bize bu ilginç ve bir o kadar da önemli sonucu gösterdi. Bahsi geçen çalışmaya yaşları 6 ila 7 arasında değişen 196 çocuk kabul edildi. Çalışmaya katılan tüm çocukların anadili İngilizce’ydi. İlk denemede çocuklar iki farklı gruba ayrıldılar. İlk gruptaki çocukların eğitiminde, hayatta sahip oldukları farklı roller üzerinde duruldu. Örneğin “ben bir evladım, bir arkadaşım, aynı zamanda yardımsever bir çocuğum, iyi bir okurum” gibi. Diğer gruptaki çocukların eğitiminde ise daha çok fiziksel özellikler üzerinde duruldu. Örneğin herkesin ağzı, burnu, boyu, kilosu aynı değil, herkes farklı fiziksel özelliklere sahiptir gibi. İkinci denemede ise ilk grup diğer deneme ile aynıydı. İkinci grubun eğitiminde ise kendisinin değil de çevresindekilerin hayattaki rolleri üzerinde duruldu. Çalışmanın sonunda çocuklara bir takım testler uygulandı. Testlerin sonucunda, hayatta sahip oldukları kimliklerin farkında olarak yetişen çocukların yaratıcılıklarının ve problem çözme yeteneklerinin diğer gruptaki çocuklara göre daha iyi olduğu saptanıyor. Elbette daha iyi ve sağlam sonuçlar çıkarabilmek için bu konuda daha fazla çalışma yapılmalıdır. Ama özetle buradan çıkaracağımız sonuç; hayatta sahip oldukları farklı kimlikleri bilen ve benimseyen çocukların, ileride işlerini kolaylaştıracak ve başarılarını yükseltecek becerilerinin daha fazla olacağı. 

EGZERSİZ SADECE BEDENİNİZE DEĞİL BEYNİNİZE DE İYİ GELİR 

Egzersiz denildiğinde insanlar genellikle bir spor salonuna yazılıp orada çalışmayı anlarlar. Halbuki açık havada yapılan egzersizler çok daha faydalıdır. Kendinizi zorlu bir programa bağlamak hüsranla sonuçlanabilir. Egzersizi bir tür rahatlama gibi düşünün. Gün boyu zihnimizi ve bedenimizi iş için kullanıyoruz. Her ikisinin de deşarj olmaya ihtiyacı var. Kendimize ayırdığımız bu vakitte, bahsettiğim anlamda bir rahatlama yaşıyoruz zaten. Açık havada yürüyüş zihnimize ve bedenimize en iyi gelen egzersizlerden birisi. Yürüyüşün zihinsel yetilerimiz üzerinde pozitif etkisini gösteren birçok bilimsel çalışma mevcut. Onun dışında özellikle dengeyi artıran sporlar, hareket sisteminin kuvvetlenmesi ve zihinsel konsantrasyonu artırma açısından önemli. Ben özellikle pilates ve yogayı öneriyorum. Konsantrasyon kaybı çağımızın en önemli sorunlarından birisi. Yaptığımız işe uzun süreli konsantrasyon sağlamakta zorlanıyoruz. Elbette akıllı telefonların, tabletlerin bunda büyük rolü var. Pilates de denge ve koordinasyonu en iyi geliştiren sporlardan. Denge ve koordinasyon gelişim gösterdiğinde bununla ilintili olarak konsantrasyon da gelişiyor. Özellikle evden çıkamayan ve hatta yatalak durumda olan yaşlılarımız için kasların çalışması çok önemli. Kaslar yeterli çalışmazsa bir süre sonra katılaşıyor ve kontraksiyon gelişiyor. O zaman da mutlaka bir fizyoterapistten destek almak gerekiyor. Pasif egzersizleri fizyoterapistten öğrenip evde devamını sağlamak da mühim. 

KAN GRUBUNUZ DEMANS RİSKİNİZİ AZALTABİLİR 

Kan grubunuzun zihinsel yeti- lerinizi etkileyebileceğini biliyor muydunuz? Brain Research Bulletin dergisinde yayımlanan bir çalışmada sahip olduğunuz kan grubunuzun beynin belli alanlarındaki gri cevher kalınlığını etkileyebileceğini gösterdi. Çalışmada A, B, 0 ve AB kan grubundan olan katılımcıların beyinlerindeki gri cevher kalınlığı özel MR yöntemleri ile ölçüldü. 0 grubu kana sahip kişilerin temporal ve limbik alanlarının, özellikle Alzheimer hastalığında ilk etkilenen bölgelerden olan sol hipokampuslarındaki gri cevherin daha kalın olduğu gözlendi. Normal bir beyinde yaşlanmayla birlikte gri cevher volüm kaybına uğrayarak incelir. Fakat kan grubuna göre bu incelmenin farklı olabileceği bilinmiyordu. Çalışmanın yürütücülerinden Prof. Dr. Annalena Venneri bu keşfin önemini şu sözlerle belirtiyor; “Bu sonuçlar bize kan grubunun sinir sistemi gelişiminde etkisi olduğunu gösteriyor. Şimdiki görevimiz ise bunun nasıl ve neden olduğunu anlayabilmektir.” Bu durumda 0 grubu kan taşıyanlar bu açıdan şanslı görünüyorlar. Gri cevher ne kadar kalın olursa zihinsel yetilerin kaybı o kadar yavaş olacaktır.