Sosyoloji kader midir?

Terör çetesi katil Ýsrail'in, 365 gün önce Ýslam Coðrafyasýnýn savunma hattý Gazze'mizde baþlattýðý kýyým, coðrafyanýn birden fazla bölgesine Suriye'ye, Yemen'e, Lübnan'a taþýndý.

Durmak bilmiyor caný çýkasýcalar!

Baðdat, Kûfe, Bingazi, Þam, Halep, Buhara, Semerkant, Taþkent, Belh, Ýsfahan, Kahire, Ýskenderiye, Beyrut, Kudüs, Mekke, Medine, Yafa, Amman, Ýstanbul, Edirne, Bursa, Ahlat, Diyarbekir, Urfa, Gazze...

Ýngiliz-Yahudi aklý bu bölgeyi "Orta Doðu" ilan etmiþ! Müslüman coðrafyayý "ortalamýþ!"

Yüz yýldýr bu bölgede kýyým yapýyorlar!

"Coðrafya kader midir?" sorusuyla da bizi oltaya yem ediyorlar!

Tarihi, kültürel ve toplumsal gerçekliklerin coðrafyayla þekillendiði aldatmasýyla aldanýp kývranýyoruz.

Sorulmasý gereken asýl soruyu soralým: "Sosyoloji kader midir?"

Þehirleri yazdýk; ülkeleri yazmaya gerek duymuyorum. Elliden fazla ülke demekle iktifa edelim.

Evet, bu coðrafya Ýslam coðrafyasýdýr, ancak burasý bir "Müslüman coðrafya" mýdýr?

Burada bir ayrým yapmalýyýz.

Üç yüz yýldýr (ben yazýyla yazdým, siz rakamla okuyun!) Ýslam coðrafyasý devletlerinde mütekamil manada Ýslami deðerlere sahip liderler yok!

Efendimiz (s.a.v.)'den sonra: Dört Halife, Emevîler, Abbasiler, Endülüs gibi güçlü dönemler yaþandý; coðrafya Ýslamlaþtý, Müslüman coðrafya oldu.

Ancak Selçuklu ve Osmanlý gibi ceddimizin bile "Müslüman coðrafyayý" bihakkýn temsil ettiðini söylemek zordur.

Ýslami reflekslerle yaþamayan toplumlar vardý ve toplumsal yapýlar Ýslami deðerlerle tam uyumlu deðildi. Selçuklu ve Osmanlý dönemleri, Ýslam'ýn sancaktarlýðýný yapmýþ olsa da kültürel ve sosyal yapýlar giderek Ýslami deðerlerden uzaklaþtý.

Ýlim ve bilim odaklý bir medeniyetten, tasavvuf ve menkýbe odaklý bir yapýya geçildi. Kütüphane ve medrese kültürü geriledi. Toplumsal yapý, gayrimüslim unsurlarýn etkisiyle karmaþýklaþtý.

Bu karmaþýklýk, sadece coðrafi bir gerileme deðil, ayný zamanla sosyolojik bir dönüþüme de neden oldu.

Devlet ricali devþirme süreçleri ile yabancý kültürlere açýldýlar; sosyolojik yapý kademeli olarak deðiþime uðradý.

Bu noktada, kültürel deðiþimin sosyoloji üzerindeki etkisini anlamamýz gerekiyor.

Mümtaz Turhan'ýn da belirttiði gibi, kültürel deðiþim sosyolojik yapýyý köklü bir þekilde etkiler. Tarým, yaþam alýþkanlýklarý, hatta sosyal iliþkiler bile bu deðiþimden etkilenir.

2006 yýlýnda Suriye'ye yaptýðým bir ziyaret sýrasýnda sokaklardan yükselen Kur'an sesleri dikkatimi çekmiþti. Ancak sadece iki yýl sonra tekrar gittiðimde, ayný sokaklarda Fransýz ve Ýngiliz kültürü bistro kafeler ve nargile içen insanlarýn çoðaldýðýný görmüþtüm. Ýki senede...!

Bu, sosyolojik dönüþümün en somut örneklerinden biridir.

Tam burada, "Sosyoloji kader midir?" sorusunu tekrar ele alalým.

Sosyoloji, toplumlarýn nasýl þekillendiðini, nasýl dönüþtüðünü ve deðiþtiðini inceler.

Allah, "Bir toplum kendini deðiþtirmedikçe, biz o toplumu deðiþtirmeyiz!" buyuruyor. Bu uyarý, toplumlarýn kaderini belirleyen en önemli unsurun kendi sosyolojik yapýlarý olduðunu vurgular.

Toplumsal yapýlar, deðerler, alýþkanlýklar ve kültürel dinamikler deðiþmeden, bir toplumun geleceði de deðiþmez.

Coðrafya kader deðildir; kaderin toplumsal yapýlarýmýzda ve sosyolojik dinamiklerimizde saklý olduðunu kabul etmek zorundayýz.

Ve fakat "Sosyoloji kaderdir!"

Çünkü toplumun deðerleri, kültürü ve davranýþ biçimleri o toplumun geleceðini belirler.

Ebu Ubeyde'nin iki gün önce yayýmlanan açýklamasýndaki feveran, Allah'a þekva halidir ve coðrafyanýn kader olmadýðýnýn ispatýdýr; dikkat kesilelim: "Ey Haremeyn'de ibadet eden Müslüman! Eðer bizi görseydin kendi ibadetinin bir oyun olduðunu anlardýn. Senin yanaðýn gözyaþlarýyla ýslanýrken bizim boynumuz kanla boyanýyor!"

Sosyolojik açýdan kendini düzeltmeyenleri ise ilahi ikaz bekliyor: "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onlarý sever, onlar da Allah'ý severler; müminlere karþý alçak gönüllü, kâfirlere karþý vakarlýdýrlar; Allah yolunda cihat ederler ve hiç kimsenin kýnamasýndan korkmazlar. Ýþte bu Allah'ýn dilediðine verdiði bir lütfudur. Allah'ýn lütfu geniþtir; O, her þeyi bilir."

Bu ilahi ikaz sosyolojinin ayný zamanda bir "helak" sebebi olabileceðini de söylüyor!

Ýnanç deðerlerinden uzaklaþma sosyolojisi Allah nazarýnda gözden düþmenin de bir alametidir.

Ve Allah böylelerini helak edip yerlerine yepyeni bir kavmi getireceðini söylemektedir. Lut kavmi, Semud, Kârun, Medyen, Ad kavimleri gibi...

Sosyolojimiz ne kadar Müslüman?

Muhafazakâr mýyýz dindar mýyýz?

Dine yakýnlaþýyor muyuz yoksa uzaklaþýyor muyuz?

Zihnimde deli sorular!