Ýyimser beklentiler uzun sürmedi; Moskova, elindeki bütün kozlarý masaya yatýrdý. Boðazlar üzerindeki talep baþta geliyordu. Ýþte Selim Sarper-Molotov görüþmeleri.
Türk-Sovyet görüþmelerinin olumlu bir sonuca ulaþma ihtimali, en azýndan teorik olarak, 1945 yýlýnýn Haziran ayýnýn ilk haftasýna kadar var olmaya devâm etmiþtir. Ancak, tüm bu iyimser beklentiler, 7 Haziran’da Moskova’da gerçekleþen Molotov ile Sarper arasýndaki görüþmeye dek sürecektir. Bu görüþmede Molotov, Ankara’ya ilk kez ünlü Sovyet taleplerinden söz eder. Buna göre, Türkiye, Kars ve Ardahan’ý Sovyetler Birliði’ne terk edecek, Boðazlar’da Sovyetler Birliði’ne üs tesis etme yetkisi tanýyacak ve bu arada Montrö Antlaþmasý’nýn deðiþtirilmesi için de iki ülke arasýnda anlaþmaya varýlacaktý. Türk-Sovyet antlaþmasýnýn yenilenmesi için, Moskova’nýn önerileri ya da þartlarý bu kadardý.
Ünlü Sovyet taleplerinin Ankara’ya resmen iletilmesi, bu târihte ve bu þekilde, yani þifahî olmuþtu. Nitekim, Metin Toker de, bu duruma iþaret ediyor: “Mülâkat, bir ‘karþýlýklý konuþma’ tarzýnda cereyan etti. Taraflar, birbirlerine hiçbir nota, deklarasyon, memorandum vermediler. Bundan dolayýdýr ki, 7 Haziran 1945 [târihli] Molotov-Sarper görüþmesinde, Sovyetler Birliði tarafýndan ileri sürülen istekler, altý imzalý þekilde kâðýda dökülmüþ deðildir.”
SOVYET TALEPLERÝ VE RESMÎ GÖRÜNÜM
Sarper-Molotov arasýndaki 7 Haziran tarihli görüþmenin seyri, Dýþiþleri Bakanlýðý’nýn tesbiti dahilinde, þöyle olmuþtur:
‘Sarper Moskova’ya döndüðünde, 7 Haziran günü saat 18:00’de Molotov tarafýndan kabul edilmiþtir.
...Türkiye ile ittifak antlaþmasý yapýlmasýndan önce, iki memleket arasýnda pürüzlü sorunlarýn çözümlenmesi gerekir. Bu sorunlar, Molotov’a göre, þunlardýr:
‘Birinci sorun, ‘aramýzda 1921 tarihli muahedenin ihdas etmiþ olduðu durumdur. Bu muahede, Sovyetler’in zayýf olduklarý bir zamanda akdedilmiþ ve bir takým arazi deðiþiklikleri meydana getirmiþtir. Evvel emirde bu meseleyi düzeltmek lâzýmdýr.’
‘Sarper, bu sözlerle, Türkiye’nin doðu hudutlarýnda bazý deðiþiklikler yapýlmasýný mý kasd ettiðini sorunca, Molotov, ‘Evet… Haksýzlýklarýn tamirini kasd ediyorum.’ demiþtir. Sarper, 1921 Antlaþmasý’nýn Sovyetler’e kuvvetle kabul ettirilmiþ bir antlaþma olmadýðýný, tamiri gereken haksýzlýklara gelince, bunlarý aramak için, hiçbir sonuca varmadan, memleket[ler]imiz arasýndaki târihî baðlantýlara inilebileceðini, kaldý ki, 1921 Antlaþmasý’nýn getirdiði durumun haksýzlýk deðil, haksýzlýðýn tamiri olduðunu belirtmiþ ve ‘bu haksýzlýðý bizzat Lenin müþahade ve tamir etmiþtir’ þeklinde cevap vermiþtir.
‘Molotov, yine 1921 yýlýnda Polonya ile Sovyetler arasýnda imza edilmiþ olan haksýz bir antlaþmanýn feshi ile Sovyetler ile Polonya arasýnda uzun süreli bir dostluðun kurulabildiðini söyleyerek, iki antlaþma ve iki durum arasýndaki benzerliði belirtmek isteyince, Sarper, ‘Ankara’dan buraya büyük ümitlerle gelmiþtim. Sizi temin ederim ki, hükûmetimin niyetleri gayet temiz ve samimidir. Fakat þunu da itiraf ederim ki, þu anda bu ümitlerimi kaybetmek üzereyim.’ dedikten sonra, hiçbir Türk Hükûmeti’nin Türk kamuoyuna böyle bir teklifi anlatamayacaðýný, Sovyetler’in ne istenen küçük topraða, ne de oradaki nüfûsa ihtiyaçlarý olmadýðýný [olduðunu] belirtmiþ ve ‘bununla temin etmeyi düþündüðünüz menfaat, bütün Türk efkârý umumîyesinin sempatisini feda etmekle karþýlaþtýrýldýðýnda, konuþmaya bile deðmez… Bu arzunun tahakkuku için hiçbir ihtimal yoktur’ demiþtir.
‘Bunun üzerine Molotov, ‘Mevzuu görüþmeyelim, fakat aramýzda bütün pürüzlü meseleleri de hâlletmiþ olmayýz. Konuþmamýza devâm ederiz.’ þeklinde konuþmuþ ve bu nokta böylece býrakýlmýþtýr.
BOÐAZLAR GÜNDEMÝ
‘Molotov, ikinci pürüze geçmiþtir. ‘Sýkýþýk zamanlarýmýzda Karadeniz’deki emniyetimizle alâkadar olmak mecburiyetinde kaldýk. Bu endiþemizde yanýlmýþ olabiliriz ve Türkiye’nin tavýr ve hareketi netice itibariyle bu mevzuda bir müþkülata müncer olmadý. Fakat ne de olsa boðazlar meselesinde 200 milyonluk bir insan kitlesi, Türkiye’nin iradesine tâbidir. Yalnýz iradesine deðil, ayný zamanda imkânlarýnýn ihdas edebileceði vaziyetlere tâbidir. Türkiye’nin hüsnüniyetinden eminiz. Ve fakat boðazlarý müdâfaa husûsunda ehliyet ve imkânlarýndan emin olamayýz.
‘Bu sözlerin nereye varacaðýný kestiren Sarper, þu müdahalede bulunmuþtur: ‘Eðer Türkiye’nin müdafaa imkânlarýndan, imkânsýzlýklarýndan çýkardýklarý netice, boðazlarda Sovyetler’e üs verilmesi meselesi ise, hemen söyleyeyim ki, 1921 muahedesi münasebetiyle arazi tadilatý meselesi gibi, boðazlarda üs verilmesi de mevzuu bahis dahi olamaz.
‘Bu cevap üzerine, Molotov, bu þartlar altýnda Karadeniz emniyetinin nasýl saðlanabileceði üzerinde ‘uzun uzun tereddütler izhar’ ettikten ve 20-30 sene sonra Almanya’nýn tekrar kuvvetlenebileceði ve Ýtalya gibi bir müttefiki olabileceðinden söz ettikten sonra, sulh zamanýnda boðazlarda üs vermek istemediðimize göre, harb zamânýnda mý bunu nazarý dikkate almayý teemmül ettiðimizi (düþündüðümüzü) sormuþtur.
‘Sarper, cevaben, böyle bir þey söylemediðini, fakat yapýlmasý söz konusu ittifak antlaþmasý gereðince, Türkiye savaþa girdiði ve Sovyetler’in yanýnda çarpýþtýðý zaman ne gibi zorluklarýn ortaya çýkacaðýný þimdiden tesbit etmek mümkün olamayacaðýný ve bunun için yetkisi ve bilgisi de olmadýðýný, kaldý ki, böyle bir durum ortaya çýktýðýnda, Türkiye herhalde savaþý kazanmak isteyeceðine göre, bu noktanýn þimdilik kendisi ile Molotov arasýnda deðil, o zaman Genelkurmaylar arasýnda görüþülecek bir konu olduðunu ifade etmiþtir.
GÖRÜÞMELER NASIL NETÝCELENDÝ?
Sovyet’ler adýna görüþmeleri yürüten Molotov, Cumhuriyet Hükûmeti’nin iyi niyetlerinden þüphe etmemekle berâber, ‘bu müdafaa imkânlarý mevzuunda ne gibi bir teminat verebileceðimizi veya emniyeti hangi þekilde ve tarzda temin edebileceðimizi öðrenmek’ isteyince, Selim Sarper, þu cevabý verdiðini kaydediyor: ‘Hukuken muahedeyi imza etmekle ve fiilen de icab ederse boðazlarý müdafaa etmekle bunu temin edeceðiz. Þayet imkânlarýmýzý dar görüyorsanýz ve sizden talep edersek, bize silâh ve malzeme satýnýz. Bu suretle mevcut imkânlarýmýzý o nisbette takviye ederiz.’
‘Molotov’un deðindiði üçüncü nokta ise, Montreux sözleþmesinin deðiþtirilmesi konusudur. Molotov, ittifak antlaþmasý görüþmeleri ile ayný zamanda sözleþmenin deðiþtirilmesi için de görüþülmesini teklif etmiþtir. Sarper, bundan hiçbir fayda beklemediðini, Ýngiltere’nin þüphesini çekmenin, ne Türkiye’nin, ne de Sovyetler’in yararýna olduðunu söylemiþtir. Raporunun sonunda Sarper, kiþisel görüþlerini bildirirken, özellikle Sovyetler’in görüþmeleri keseceklerini zannetmediðini, arazi deðiþiklikleri üzerinde ýsrarla duracaklarýný tahmin etmediðini, esasen Molotov’un bunu diðer noktalarda bir taviz koparmak için ileri sürdüðü hissini edindiðini, sulh zamaný için boðazlarda üs elde etmek için ýsrar edecek gibi görünüyorlarsa da, muhtemelen bir savaþta Karadeniz’in güvenliði bakýmýndan boðazlarýn ortak savunmasý gibi somut teminat sözleriyle tanýmlamak istedikleri þekilde bir formüle tekrar döneceklerini tahmin ettiðini belirtiyordu. Sarper’e göre, Moskova’nýn talepleri, sýnýr deðiþikliði ve boðazlarda üs konularýnda pazarlýða açýktý. Bu talepler, her ne kadar Sarper tarafýndan daha görüþme sýrasýnda reddedilmiþse de, Molotov’un ýsrarý üzerine, Ankara’ya da iletilmiþti.