Tarihçilerin gerçeði sevmeleri gerekir” diyor JustinMcCarthy.
Tarihçilerin gerçeðe sevdalý olmamalarýndan mý kaynaklanýyor, geçmiþte kalmýþ pek çok olay hakkýnda birbirini nakzeden görüþlerin olmasý?
Tarihçileri zan altýnda býrakmayalým ama gerçeðin çoðu zaman sevilesi bir yaný olmuyor; en azýndan bunu teslim edelim.
Bu yüzden de ‘geçmiþ’, bugüne hatta geleceðe taþýdýðýmýz bir ihtilafa dönüþüyor.
Bir haftadýr izinde olduðumdan gündeme geç iliþtim. Baþbakan Erdoðan’ýn 23 Nisan’da, Ermenilerin 1915’te uðradýklarý mezalimi bir taziye mesajýyla anmasýnýn yankýlarý hala devam ettiðinden bir iki kelam da ben etmek istedim.
Ermenilerin 1915’te yaþadýklarý tehcir ve bu esnada uðradýklarý katliam için bu topraklarda yaþayan herkesin gözü yaþarmalýdýr.
Bu konuda kompleksli davranmaya hiç gerek yok.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Baþbakaný taziye bildirmekte geç bile kalmýþtýr. Baþbakan’ýn dünkü grup konuþmasýnda deðindiði 80 yýllýk ruh halidir, bu gecikmenin sebebi; “korkmak, korkularla yüzleþmekten korkmak...”
Bir sebep, 1915’in Türkiye’nin önüne “soykýrýmý kabul et” dayatmasý þeklinde konulmasýdýr.
Bir baþkasý da -ki bu tam da Mac Carthy’nin sözünü ettiði “gerçeði sevmeme” halidir- Türk ve Ermeni tarihi üzerine yazýlan kitaplarýn çoðunun gerçeði ortaya koymak üzere deðil kendi tezine cephane yýðmak amacýyla yazýlmýþ olmasýdýr.
Özellikle 1915 söz konusu olduðunda soykýrým iddiasýnda bulunanlarýn yazdýklarýnda ne 1877-78 Osmanlý-Rus Savaþý’nda Osmanlý Ermenilerinin Rus yanlýsý pozisyon aldýklarý yer alýr, ne I. Dünya Savaþý ve Balkan Savaþý, ne de Ýmparatorluðun yaþadýðý daðýlma travmasý...
Balkan Savaþlarýnda Osmanlýnýn kaybettiði topraklardaki Müslüman ahali tehcir ve katliama maruz kalmýþtýr.
Osmanlý’nýn hafýzasýna, isyanlarýn sonucuna dair acý bir fotoðraf kazýnmýþtýr.
Bütün bunlar bahse konu edilmeden, birkaç Ermeni çetesinin yaptýðý katliamlardan ibaret sayýlýr tehcirin sebebi.
Bugünden geriye dönüp bakýldýðýnda 1915’i takvimden kopartýp almak gibidir Ermeni katliamýný tek taraflý dile getirmek.
Bunlarý dile getirenlere “acýlarý yarýþtýrmayalým” nutku çekilir hemen. Oysa bu, acýlarý yarýþtýrmak deðil, Ermenilerin katledildiði gerçeðini resmin bütünü içine yerleþtirmektir sadece.
Tarihi deðil geleceði yazalým
Baþbakan Erdoðan’ýn yayýnladýðý taziye mesajý ve Salý günkü grup konuþmasýnda sarfettiði sözler Türkiye’nin komþularýyla nasýl bir iliþki kurmak istediðini de ifade ediyor.
Geçmiþin karanlýk dehlizlerine takýlýp kalarak ve yumruklarý hep sýkýlý halde komþuluk yapýlmaz. Komþusuz da yapýlmaz.
Þu bir gerçek ki Türkiye’den çok Ermenistan’ýn Türkiye’nin komþuluðuna ihtiyacý var.
Erivan’ýn bunun gereðini yapmaktan geri durmasý her þeyden önce kendi halkýna zaman kaybettirmek ve Ermenistan’ýn geleceðinden çalmaktýr.
Türkiye’nin Diaspora, Ermenistan ve kendi Ermenileri için dilediðini Ermenistan da Azeriler için dilemelidir.
Hem de üzerinden 100 yýl geçmeden, acýlar daha tazeyken.
Çünkü kabuk baðlamadan sarýlan yara daha hýzlý iyileþir.
‘Soykýrým’ iddiasýný tarihi bir gerçeðin teslimi þeklinde dayatmak en basitinden tarihe saygýsýzlýk olur. Yeni icad ettiðimiz kavramlarý geriye doðru iþletmeye kalktýðýmýzda bunun sonu gelmez.
Bu ýsrarý terk edip acýlarý paylaþmak daha doðru deðil mi?
1915’te yaþanan büyük acýyý paylaþarak hafifletmek varken aklý, duyguyu, vicdaný, komþuluðu, merhameti, gerçeði ortaya çýkarma güdüsünü rehin alan “soykýrýmý kabul et” dayatmasý niye?
Baþbakan Erdoðan’ýn sözünü ettiði “ortak acý-adil hafýza” bir ilaç olabilir, soykýrým iddiasýnýn zehirlediði bünyelere þifa niyetine...
Acýlarý sýraya koymadan, ama baþkasýnýn acýsýna da bigane kalmadan ve tabi acýlarý paketlemeden, baþka ülkelerin parlamentolarýnda siyasi bir silaha dönüþtürmeden konuþabilmeliyiz.
Ancak böylece acýlarý paylaþabilir;Aðrý Daðý’ný Ararat, Erivan’ý Revan yapabiliriz.