Yine dönmeye baþladý kirli çark!
Neymiþ efendim, Azerbaycan ordusu, Ermenileri katlediyormuþ, bir soykýrým suçu iþliyormuþ!
Biz bu sahneyi çok iyi biliyoruz!
Kirli propaganda ile gerçeklerin nasýl çarpýtýldýðýný, kitlelerin nasýl manipüle edildiðini ve bunun üzerine hangi mahkemelerin kurulduðunu çok gördük.
Bu ülke dýþýnda hiçbir yerde karnýný doyuramayacak olan mesleksiz seçkininin, sözde sanatçýsýnýn, yazarýnýn, nevrotik cümlelerinden, yaslarýndan tutun da soykýrýmý hukuk aracýlýðýyla siyasi aparata dönüþtürmüþ bir diyarýn, Batý'nýn siyasilerine kadar hep ayný nakarat!
Sahi, bu kullanýþlý aparat soykýrýmýn içeriðini kim belirlemiþti?
Hemen söyleyeyim, geçmiþi, katliamlarla dolu ayný diyar... Yani Batý!
Üstelik katliamlar teknik bir ayrýntýya indirgenmiþtir o diyarda.
Bakmayýn siz onlarýn insan haklarý dediklerine.
Ýþte bu diyarýn dolaþýma soktuðu soykýrým kelimesi için 1948 Nürnberg Mahkemesi milat ve Yahudilere iliþkindir...
Sonra; hukuka aykýrý þekilde geçmiþe yürütülür ve tarih yargýlanýr bu kelimeyle.
Zihniyeti sorgulamadan olur mu peki!
Kavramý ihdas edenler, kavramlarýn da iþgal aparatý olduðunu çok iyi bilirler çünkü.
Ýkincisi, Norman Filkenstan'ýn muhteþem tespitiyle "Soykýrým Endüstrisi'ne" dönüþür. Özellikle, Ermeniler için söyleyecek olursak, diasporanýn geçim kaynaðý haline gelir. Yoksa -40 derecede üþüyen Ermeniler onlarýn umurunda deðil.
Ve bugün ayný zihniyet, soykýrýmý Demokles'in kýlýcý, biraz daha ileri gideyim savaþ stratejilerinin kirli aparatý olarak kullanmaya devam etmek istiyorlar.
Karabað'daki olay adým adým bütün dünyanýn gözünün önünde yaþanýyor.
Kimseye git denmiyor!
Ermeniler'e, kalýrsanýz Azerbaycan Türkü ile ayný haklara sahip olacaksýnýz, deniyor...
Ama bütün bunlar, ikiyüzlülerin oluþturmak istedikleri sahneye uymuyor.
Söylemlerle, çarpýtmalarla soykýrým ve sürgün sahnesi kurmak istiyor onlar çünkü.
Uluslararasý medya sadece göç sahnelerini gösterirken, Mel Gibson gibi sanatçýlar önünü sonunu araþtýrmaya gerek bile duymadan "Ermeni halký bir kez daha etnik temizliðe maruz kalýyor. Pek çok Ermeni, Azerbaycan ve Türkiye'nin elinde tarif edilemez dehþetler yaþýyor." sözleriyle kirli propagandaya destek oluyorlar.
Sanki geçmiþte, orada hiçbir þey olmamýþ gibi, Ermenistan'ýn çeteden bozma ordusu Karabað'da çocuk yaþlý, kadýn erkek demeden katliam yapmamýþ, kadýnlara tecavüz etmemiþ, Türk'ü yurdundan sürmemiþ de bugün Azerbaycan ordusu insanlarý katlediyor, yerinden yurdun sürüyormuþ.
Ermeni askeri ve siyasi analist Mher Hakobyan ne diyor bakýn:
"Yönetimimiz Karabað'da savaþmak, Türkler'in gözünü oymak, Hadrut'taki evleri veya Mataghis barajýný havaya uçurmak yerine bekledi - ateþkes beklediler, Rus arabuluculuðu beklediler, Aliyev'in ölmesini beklediler, beklediler ve savaþmak dýþýnda her þeyi yaptýlar."
Bu kini, fanatizm diyerek geçiþtirecek miyiz söz gelimi?
Bütün olup bitene raðmen, nedir bu Allah aþkýna...
Biri çýkýyor nevrotik bir þekilde aðýt yakýyor...
Biri bilmem nerede çekilmiþ görüntüye delil diyor...
Biri de "asker operasyonda silah kullanýlýyor" diyecek kadar duyarlýlýk kasýyor.
1992'nin kasaplarý bir bir yakalanýyor.
Fabrikalardan cephane çýkýyor!
Buna raðmen, Azerbaycan ordusu, 30 yýldýr iþgal altýnda tuttuklarý Karabað'dan ayrýlmak isteyen Ermeniler'in güvenli bir þekilde gitmelerine yardýmcý oluyor.
Çünkü ordunun çeteden farký savaþýn da bir hukuku olduðunu bilmesinde gelir.
Fakat kirli propaganda devam ediyor.
Ne demiþti Hitler'in propaganda bakaný Joseph Goebbels:
Yeterli derecede tekrar edildiði ve ilgili insanlarýn psikolojileri yeterince iyi anlaþýldýðý takdirde bir karenin aslýnda çember olduðunu kanýtlamak imkânsýz deðildir. Bir kare ve çember nedir ki? Sadece kelimeler ve kelimeler gizli fikirleri sarmalayýncaya dek yoðrulabilirler.
Ancak güçlü ve kararlý bir irade bütün bu propaganda sistemini çökertebiliyor.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, BM kürsüsünden "Artýk herkesin kabul ettiði gibi Karabað Azerbaycan topraðýdýr" dediðinde devlet düzeyinde oluþturulmak istenen propagandalarýnýn önüne geçti.
Þimdi, entelijansýya daha güçlü þekilde bu kirli propaganda sistemine karþý durmalý, Türkiye-Azerbaycan ittifakýna destek olmalýdýr.
Biz haklýyýz...
Sömürü ve soykýrým üzerine kurulmuþ sözde uluslararasý hukukun sözde isnatlarýna karþý bizim hakikatimiz galip gelecektir.
Hakikat, güçtür çünkü.
Ve güç oyunu bozar.