Hürriyet gazetesini dikkatle takip edenler görecektir.. En çok okunan yazarlarý, bugünlerde Erdoðan’ý övme, hükümeti destekleme, icraatlarýný alkýþlama yarýþýna girmiþ durumdalar.. Beþtepe’ye yakýn yazarlarýn eleþtirileri bile, bazen onlarýnkinden daha aðýr kaçabiliyor.. O kadar yani.. Fakat bu sizi aldatmasýn.. Oyunun kurallarýný koyan Aydýn Doðan… Dolayýsýyla maçýn kaç dakikasý kuralýna göre oynanacak, kaçýncý dakikada þike yapýlacak bunu bir tek kendisi biliyor.. Misal (sözümona) hükümetle arasýný bozuyor diye kovduðu Yýlmaz Özdil’in, Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’a ve hükümete aðýz dolusu sövdüðü kitaplar D&R maðazalarýnda adeta müþterinin gözüne sokuluyor.. Sözcü gazetesinde Erdoðan’a küfrettiði yazýlarý bir gün öncesinde Kanal D’nin en çok izlenen saatinde ekrandan alt yazý olarak anonslanýyor.. Ne o?.. Aydýn Doðan, Yýlmaz Özdil’i kovmuþ, öyle mi?.. Hadi caným.. Levent Gültekin cilalamalarý da öyle.. Biliyorsunuz her fýrsatta çýktýðý kabuða söven biri Levent Gültekin.. Hem Kürt hem de dindar yanýyla bu memleketin ‘zenci’ profiline net bir örnek.. Ama o Michael Jackson gibi ‘beyaz öleyim’ diye çýrpýnýyor.. Beyazlarýn mahallesine yanaþma çabalarýný da bugün ‘onurlu çýkýþ’ diye yutturmaya kalkýyor.. O yapar.. Onda sorun yok da.. Doðan Grubu burada önemli deðiþken.. Bu geldiði evi kötüleyen nereye ait olduðunu þaþýrmýþ hokkabazýn kitabýný yine Doðan Grubu basmýþ.. Akýllara zarar bir de reklam kampanyasý yürütüyor.. Önceki gün Ayþe Arman’la mülakat.. Dün Ahmet Hakan’ýn köþesinde parlatma yazýlarý falan.. Ya hu belli oluyor ne yapmaya çalýþtýðýnýz.. Her þey gün gibi ortada... “Bizim bir ton iþimiz var, Erdoðan’a açýktan sövemiyoruz ama parasýný verelim siz sövün bizim adýmýza..” diyorsunuz.. Anlaþýlmýyor mu sanki?.. Bence Ahmet Hakan, bu halk düþmanýný ‘onurlu adam’ diye pazarlayacaðýna kendi çýksýn delikanlý gibi saydýrsýn Erdoðan’a.. Daha ‘onurlu’ olur..
PKK ve Aliaða
Önce bir kýsa hatýrlatma.. Ýzmir’deki Tüpraþ Aliaða Rafinerisi’nde, 11 Ekim’de bir patlama meydana gelmiþ ve 4 iþçi hayatýný kaybetmiþti.. Bilirkiþi, olayý, içinde ihmallerin de olduðu bir kaza olarak geçti kayýtlara.. Raporda þöyle yazýyordu; “Ýçinde bir miktar nafta bulunan tankta biriken gazýn burada iþçilerin kývýlcým çýkaran tel uçlu spiralle çalýþmasý nedeniyle patlamanýn olduðu ve yakýt nedeniyle yangýn çýktýðý…” Tahkikat bu çerçevede devam ederken terör örgütü PKK, “Bu bir iþ kazasý deðil, o iþçileri biz öldürdük” diye açýklama yaptý.. Savcý terör örgütünün bu açýklamasýný ciddiye alýp tahkikata dahil etti mi bilmiyorum. Ama sahiden dediði gibi PKK’nýn bir iþiyse bu, savcý evvela Pentagon’dan daha sýký korunan bir tesise, PKK’nýn sýzmayý nasýl baþardýðýný araþtýrmak durumunda olacaktýr.. Yok sahiden baþýndan beri üzerinde çalýþýldýðý gibi ihmale baðlý bir iþ kazasýysa durup dururken PKK neden böyle bir açýklama yaptý?..
Sözcü davasý
Bugün Sözcü gazetesine yönelik olarak açýlan davada tanýk olarak hakim karþýsýna çýkýyorum.. Çünkü Sözcü’nün avukatlarý, “Bizim FETÖ’cü olduðumuzu yazýp duruyorsun, gel de sorularýmýza cevap ver..” diyerek ‘tanýk’ yazmýþlar beni.. Baþýndan beri söylediklerimi bugün tekrarlayacaðým.. FETÖ’nün hükümeti devirmek için yaptýðý bütün operasyonlar, Kemalist mahalleye Sözcü gazetesi eliyle pazarlandý.. Servisin FETÖ’den yapýldýðýný bilmiyorlardýysa sözüm yok.. Ama görünen, buna gönüllü olduklarýydý.. Belki de öyle ya da böyle Erdoðan’ý devirme fikri hoþlarýna gitmiþti.. Evet FETÖ’cü deðiller kuþkusuz ama FETÖ’nün ekmeðine de az yað sürmediler.. Daha dün.. Yani davanýn ilk günü, Emin Çölaþan köþesinde tipik FETÖ propagandasý yapýp, ‘bebekler cezaevinde’ diye yazdý.. Ben daha ne diyeyim?…