Türk Dil Kurumu’nun sözlüðünde “söz ve davranýþlarýyla halký güldürüp eðlendiren kimse” þeklinde karþýlýk bulan bu ifade Putin’e cuk diye oturmaya baþladý.
24 TV’de yayýnlanan “Buradan Bakalým” programýnda Alev Alatlý, Putin için “atarlý ergen” dediðinde açýkçasý bir öngörüde bulunduðunu anlayamamýþým. Ama Putin’in dün bin 400’e yakýn gazeteci önünde yaptýðý yýllýk basýn toplantýsýnda sarf ettiði sözler “atarlý ergen”in de ötesinde bir sýfatý hak etmesine neden oldu.
“Türkiye ABD’nin özel bir bölgesini yalamak isteyebilir” sözü bir devlet baþkanýnýn aðzýndan çýktý. Ve bu cümlesinin ardýndan orada bulunan “gazeteciler” ve eminim Türkiye’deki yerleþikleri hayli eðlendi, güldü.
Putin “söz ve davranýþlarýyla halký güldürüp eðlendiriyor” eðlendirmesine ama bu soytarýlýk ona da “gazeteci” dostlarýna da itibar olarak dönmüyor, dönemiyor. Þu “yalama” meselesi önemli.
Putin’in 11 Eylül sonrasý ABD’ye yaptýðý jestler “yalamak” olmuyor,
ABD’de yarý çýplak verdiði pozlar “yalamak” olmuyor,
Ýngiliz mevkidaþlarýna yönelik alttan almalar “yalamak olmuyor,
Ýran’ýn Suriye’deki generali Kasým Süleymani’yi Moskova’da aðýrlayýp türlü iltifatlar etmek “yalamak” olmuyor,
OPEC’in petrol arzýný azaltmasýný isterken kývrak bel hareketlerinde bulunmak “yalamak” olmuyor da,
Senin yalanýný ortaya çýkarmak ve bunu belgelerle NATO ve ABD’ye sunmak mý yalamak oluyor?
Anladýk.
Petrolün varil fiyatýný 50 dolar varsayarak 2016 bütçesini yaptýnýz. Þu an varil fiyatý 38 dolar ve gitgide düþüyor. Bu da sizin Rus halký üzerindeki popülaritenizi kaybetmenize neden oluyor. Bir düþman arýyorsunuz. ABD’ye kafa tutmanýz da zor. Türkiye’yi diþinize göre buluyor olabilirsiniz. Fakat farkýnda olmadýðýnýz bir durum var. Uyuyan dev uyandý. Sizin diþ göstermenizi açýkçasý fazla takmýyor.
Atatürkçülük
Yaptýðý araþtýrma sayesinde “bileðinin hakkýyla” Nobel Kimya ödülünü kazanan Aziz Sancar Türkiye’ye geldi. Osmanlý’yý övdü, Erdoðan’a iltifatta bulundu. Sonrasýnda Anýtkabir’i ziyaret etti. Bu ziyaret sýrasýnda saygý duruþunun ardýndan ellerini açýp dua etti.
Sen misin bunu yapan. Ýþte tam da burada “Atatürkçülük” devreye girdi. Aslýnda Ýslam düþmaný olan ama kendilerini yýllar yýlý “Atatürkçülük” paravanýnda gizleyenler baþladýlar küfür kýyamet Aziz Sancar’a saldýrmaya. Neymiþ Anýtkabir’de dua edilmezmiþ. Kendileri onlarca kez gitmiþler Anýtkabir’e ama bir kez bile dua etmemiþler. Erdoðan dönemi biterse Aziz Sancar’ý bir daha ülkeye sokmayacaklarmýþ. Bunlarýn Ýslam düþmanlýðý Marmaray açýlýþýnda da ortaya çýkmýþtý hatýrlarsanýz. Japonya Baþbakaný Abe açýlýþta herkes elini kaldýrýp dua edince o da elini açmýþ, benzer küfür kýyamet Japon Baþbakaný’na da sergilenmiþti.
Ýslamiyet’ten nefret ediyorsunuz belli de en azýndan þu “benim kalbim temiz” yalanýna sýðýnmayýn. Komik oluyorsunuz.
Hendekçiler
Tuttuklarý yol, yol deðil.
Hareketleri, sözleri, söylemleri aptalca.
Ama durun bir dakika. Her ne kadar bu tavýrlarý aptalca da olsa bu aptallýðý bile isteye yapmýþ olmalarý da mümkün gözükmüyor. En azýndan aðababalarý buna müsaade etmez. Peki, ne o zaman?
Hatýrlayýn Kobani’yi.
Orada kendilerinden olmayan, kendileri gibi düþünmeyen ne kadar Kürt varsa bölgeden kovmadýlar mý? Zorla göç ettirmediler mi?
Benzer bir siyaseti Türkiye’nin doðusunda da hayata geçirme hayalleri herhalde saçma olamaz.
“Giderseniz dönmeye yüzünüz olmaz” söylemini boþverin. Esasýnda herkesin bölgeyi terk etmesini pekala istiyor olabilirler. Boþ olan yerde hâkimiyet kurmak onlara göre daha kolay çünkü. Ama istedikleri olmuyor. Güvenlik güçleri teröristlerin bu hamlesine, anladýklarý dilden cevap veriyor. Demem o ki bu politikalarý da çöktü. Aynen 1 Kasým’da siyaseten çöktükleri gibi.
(Düzeltme: Çarþamba günkü yazýmda iki kiþiye çarpýp kaçan ve ceza alan konsolos eþini yazdým. Ýsviçre Konsolosunun eþi yazmam gerekirken sehven Ýsveç yazmýþým. Düzeltir özür dilerim...)