Sözümüz bizleri bu topraklarda misafir sananlara

Bir önceki yazýmda “Dünyaya neden þimdilik Batý hükmediyor?” isimli çalýþmadan yola çýkmýþ ve Türkiye-Erdoðan çizgisinde oluþan yeni dengenin neden YENÝ DÜNYA DENKLEMÝ için “kilit ve belirleyici unsur” olduðunu analiz etmiþtim. Konu hakkýnda birçok geri dönüþ ve katký aldým...

Sevgili dostlar, her þeyden önce bir gerçeðin altýný bir kere daha çizeyim; sözümüz bizi bu topraklarda, Osmanlý coðrafyasýnda hatta Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý içinde hala misafir-geçici-gidici görenlere ve onlarýn amaçlarý yolunda içeride bilerek-bilmeyerek ilerleyenlere...

Bu noktada kaldýðýmýz yerden devam edelim ve bir soru soralým; sizce bugün Türkiye’de geçmiþi kucaklayýp-geleceði kurgulayan ve en önemlisi ayaklarý yere basan kaç siyasi-ekonomik-sosyal-endüstriyel TEZ var? Lütfen dikkat edin; siyasi parti demedim, tez vurgusunu yaptým. Siyasi parti tabelasý taþýmasý, her yapýlanmanýn içinde bir tez barýndýrdýðý anlamýný taþýmaz...

Soruya cevap vermeden bazý tespitler yapalým;

1- Bugün dünya genelinde topraklarý ve halklarý sömüren hatta Amerika dahil birçok devleti içinden kemiren “emperyal sömürü”, 1699 sonrasý gücünü kaybeden Osmanlý ile birlikte ortaya çýkmaya baþladý.

2- Farklý yönlerde geliþti. En önemli ayaklarý; Osmanlý coðrafyasýnda ve Rusya-Çin çizgisinde özellikle Uzak Doðu’ya doðru yapýlanýrken, petrolün barýndýðý Osmanlý zenginliðine karþý özellikle kurgulandý.

3- Osmanlý DEVLET GÜCÜ’nün çökertilip-dönüþtürülmesi Emperyal sömürü’nün birincil amacýydý. 1800’lerin baþýndan itibaren siyasal-sosyolojik-ekonomik olarak çökertilen Osmanlý, Ýngilizler baþta olmak üzere kendini BATI olarak tanýmlayan “Yunan-Roma-Cermen-Hýristiyan” yapýnýn özellikle Ýslam ülkelerini “haritada çizmesine ve baský altýna almasýna” yol açtý.

4- Osmanlý coðrafyasýnda birlikte varolan ve özellikle 1800’lerin baþýndan itibaren “ortak deðerleri” ve “ortak aklý” kaybeden etnik-dini unsurlar, bu yapýlanmaya karþý gereken cevabý 1900’lerin baþýna kadar veremedi ve bir “organizasyon” saðlanamadý.

5- Kurtuluþ Savaþý ve kurulan Cumhuriyet, bu baskýya karþý “küçük bir topraðýn” kurtulmasý olsa bile özellikle içine sýzýlmasý ve “dil-din-geçmiþ” gibi deðerlerden soyutlanmasýndan dolayý büyük SALDIRI’ya DUR diyebilecek, bütün coðrafya’yý kapsayabilecek bir YAPILANMA olamadý. Bir not düþelim; Osmanlý’dan sonra BATI dediðimiz “emperyal yapýlanmaya” karþý kurduðumuz en iyi ve güçlü organizasyon hala Türkiye Cumhuriyeti. Bu gerçeði Mýsýr darbesinde çok net gördük. Güçlü lider ve güçlü Devlet ile DUR tavrýný ortaya bir tek Türkiye koydu.

6- Genç Cumhuriyet, 1933 ve özellikle 1946 sonrasý “ait olmadýðý” yapýlanmalara RUSYA korkusu aþýlanarak, entegre edilmesiyle ve maalesef “oluþturulan burjuvasý, kurum ve kuruluþlarý” üstünden emperyal YAPILANMA ile ortak hareket eder hale geldi. Osmanlý’nýn mirasçýsý olan Türkiye’nin, “dil-din-coðrafya” ile tüm baðlarý yerleþtirilen korkular ile kesildi ve “kendi içine kapanýk” bedenden kopmuþ kafa uyumaya býrakýldý. Her uyanýþ bir darbeyle sonuçlandý ve “kendi vatandaþýný mürteci, bölücü” olarak tanýmlayan Türkiye, korkularýnda ve kurulan borç tuzaklarýnda boðuldu. 1800’lerde baþlayan yapýlanma 1948’de Orta Doðu’da kurulan Ýsrail ile “en noktasýna” ulaþtý ve BATI denkleminde tam olarak boðulan Türkiye ile Osmanlý coðrafyasý arasýnda kalan ince baðlar da koptu...

Sevgili dostlar, baþlýða dönelim ve bir daha soralým; bugün Türkiye’de ne olduðunu idrak edebilen ve karþý durabilen bir TEZ var m ? Çok açýk yazacaðým; Menderes’in “denemesinden” ve ceza olarak asýlmasýndan sonra ilk defa Erdoðan ve kurduðu organizasyon, oluþturduðu TEZ eþliðinde “NE OLDUÐUMUZU” ve “NE OLABÝLECEÐÝMÝZÝ” idrak ettiðimiz bir dönem yaþýyoruz... Daha açýk yazayým; 2003 sonrasý “akýl, irade, ekonomi ve endüstriyel” olarak baðýmsýzlaþan Türkiye, uyanmaya ve kafa ile beden arasýndaki baðlarý yeniden tesis ederek, Osmanlý-Ýslam coðrafyasý çizgisine yeniden sahip çýkmaya baþladý... Bugün durum çok açýk; ya bütün siyasi tabela ve kimliklerin üstünde BU DURUÞ’tan yanasýnýz hatta bu yolda seferbersiniz, ya da Emperyal Oyun ile birlikte BU UYANIÞA DUR DEMEK için bilerek veya bilmeyerek çaba sarf edenlerdesiniz... Ya KIRMIZI ile YEÞÝL’i BÝR-BÝRLÝKTE ederek eski gücümüze kavuþup, coðrafyamýza her anlamda sahip çýkarak BÝZ olacaðýz, ya da ONLARIN istedikleri kalarak hatta daha da ayrýþarak sonumuzu bekleyeceðiz...

Sonuç: Kendini “Türk, Kürt, Çerkez, Pomak, Laz, Sünni, Alevi, Ortodoks, Saðcý, Solcu, Milliyetçi, Alperen, Liberal” ve daha birçok etiketle tanýmlayan, Balkanlar’dan Çin’e-Orta Asya’dan Afrika’nýn uç noktasýna kadar bu coðrafya’da ve özellikle BÝZÝM olan varolan en güçlü Devletimizin sýnýrlarý içinde nefes alan her birey kendine þu soruyu sorsun ve kararýný versin; neye hizmet edeceðim! Uyanma zamaný gelmedi mi!