Stephen Dorff son zamanlarda kimseyi ýsýrmýyor!

1998 yapýmý Blade’deki vampirden bu yana çok yol kat eden Stephen Dorff, Zaytoun-Zeytin’de Filistinli bir çocukla dost olan Ýsrailli pilot rolünde... Dorff ile konuþtuk.

Amerikan sinemasýnýn gözde aktörlerinden Stephen Dorff, üç filmiyle birden 32. Ýstanbul Film Festivali’ne konuk oldu. Bu filmlerden Eran Riklis imzalý Zeytin’de, bir Filistinli çocukla iç savaþ halindeki Beyrut’tan ülkesine dönmeye çalýþan Ýsrailli pilotu canlandýrdý. Roman Coppola imzalý A Glimpse Inside The Mind Of Charles Swan III-Erkek hoþ bir cameo ile çýktý karþýmýza. The Iceman-Katil’de ise filmin en güçlü sahnelerinden birinde rol aldý. Yerinde duramayan, esprili Dorff ile söyleþi fýrsatýný kaçýrmadýk.

-Bugüne dek genellikle Batýlý karakterleri canlandýrdýnýz... Ýsrailli bir pilotu canlandýrýrken adaptasyonda zorluk çektiniz mi?

Yahudi bir babanýn oðluyum. Dindar bir aile deðildik. Bu sebeple Ýbranice öðrenmeye teþvik edilmedim. Zeytin filminin senaryosunu okuduðumda bir insan olarak derinden etkilendim, o çatýþmalarýn içinde yer almadýðým halde. Hemen Eran Riklis ile New York’ta buluþtum. Ben bir aktörüm ve daha önce farklý karakterleri oynadým; Ýngiliz aksaný yaptým ama bu daha büyük bir durumdu... Kýsa süre içerisinde bir Ýsrailliyi canlandýrmayý, Ýbranice konuþmayý öðrenecektim ve ne kadar baþarýlý olabileceðimi bilmiyordum. Ayrýca Yahudi’ye de benzemiyordum. Bunlarý Eran’a söylediðimde cebinden 1982 yýlýna ait bir resim çýkarttý; resimde bir pilot vardý... Bana çok benziyordu. “Ýsrail’e gitmeliyim, sesleri duymalýyým; insanlarý yakýndan, onlarla yaþayarak tanýmam gerekli” dedim. Özellikle aksan çok önemliydi. Konuyla ilgili birçok film seyrettim. Bir ay içinde tüm kültürü hazmetmiþ, müthiþ bir ilerleme kaydetmiþtim. Sadece kültürü deðil savaþý, yemeklerini her þeyi öðrenmiþ ve kafamda karakteri oturtmuþtum. Hepsi bir yana oyuncu arkadaþým Abedallah el Akel olmadan bu iþi hakkýyla baþaramazdým. Ýki düþman arasýndaki iliþkiyi, 1982 yýlýnda ve yerinde anlatan bu yol hikayesinde onun bu role seçilmesi de yönetmenimizin baþarýsý.

-Karakteriniz filmde görevinin gereklerine raðmen bir insan olarak hep doðruyu yapýyor tereddüt ederek, gelgitler yaþayarak da olsa...

Asker olarak yetiþtirilmiþ ve insani duygularý her zaman törpülenmiþ birinden bahsediyoruz. Görevi yerine getirmek için programlanmýþ. Ülkesi için çalýþýyor... “Ne kadar tatlý bir genç” deme lüksü yok. Aþýlmaz bir engel var aralarýnda ve belki birbirlerini hiç görmeyecekler bir daha. Üzücü olmasýnýn yanýnda çok güzel bir hikaye. Baþýndan sonuna kadar zevkle oynadýðým bir filmdi.

-Zeytin’i belli ki çok sevmiþsiniz. Filmografinizde gözdeniz olan ya da piþmanlýk duyduðunuz filmler var m? 

Tabii içinde yer aldýðým ve bunun için kendimi þanslý hissettiðim iþler olduðu gibi tamamen silip hatýrlamamak istemediðim iþler de var. 

-Ýsim verebilir misiniz? 

 O sýralar daha iyi teklif gelmediði ve baþka çarem olmadýðý için kabul ettiklerim var. Mesela Carjacked! En nefret ettiðim Officer Down... Bazen Officer Down’ý seyreden insanlarla karþýlaþýyorum “O sen misin?” diye sorduklarýnda “Ben deðilim, ismimi kullandýlar!” diyorum. Sevdiklerime gelince:

The Power of One benim ilk filmim... Backbeat en sevdiklerim arasýndadýr. Sofia Coppola’nýn filmi Somewhere kariyerimi farklý boyutlara taþýdý. Yeni filmlerimden Motel Life çok özel bir film. Ýlk sýraya Zeytin yerleþir. Ýzleyiciler de benimle ayni fikirde, filmi çok beðeniyorlar. Hollywood filmleri manevi olarak beni doyurmuyor. Bir sonraki ‘çizgi roman yýldýzý’ mý olmalýyým, bilmiyorum... Daha çok Zeytin ve Somewhere  gibi filmlerde yer almak istiyorum.

-Hangi projede rol alacaðýnýza nasýl karar verirsiniz?

 O kadar zor olmuyor. Steven Spielberg, Michael Mann ya da Sofia Coppola gibi yönetmenlerden film teklifi ayný anda önüme sýralansa zor olabilir! Senaryoyu okuduðunuz anda zaten o karakteri oynayýp oynayamayacaðýnýzý anlarsýnýz. Karakter ve senaryo ilgimi çekmeli... Neyin çöp neyin iyi olduðunu hemen anlarsýnýz.  Amacýnýz iyi senaryoyu yakalamak. Ve sizin gibi pek çok kiþi sýrada! Elde edemediðinizde boþta kalýrsýnýz. Bu sebeple Amerika’da birçok aktör ve yönetmen istedikleri filmleri yapamadýklarý için televizyona kaydý. Oynamayý çok istediðim filmler oldu ama yönetmenleri gerekli parayý bulamadýklarý için çekilemedi. Zeytin’den bu yana 10 senaryoyu eledim, henüz gerçekten istediðim bir film çýkmadý. Ýþsizim þu anda. Bu otelde (Festival sponsoru Martý Otel) oda servisinde çalýþabilirim.

-Deðiþken bir aktörsünüz, farklý karakterleri canlandýrabiliyorsunuz. Bu yüzden typecast (bir oyuncuya hep ayný türde rol verilmesi) olmadýnýz hiç, büyük bir avantaj...

Farklý karakterleri oynamak istiyorum. Sadece tek tip karakterin oyuncusu olmamak için çabalýyorum... Ama kolay olmuyor. Özellikle Hollywood yapýmcýlarý oynadýðýnýz onca farklý karakteri unutup son oynadýðýnýza benzer bir teklifle gelirler. Bu yapýmcýlarýn hayal güçleriyle öne çýk mýþ kiþiler olmalarý gerekirken basmakalýp fikirlerle karþýnýza çýkarlar. Teklif yönetmenden geldiðinde kendimi þanslý hissediyorum. Yönetmen benim kahramanýmdýr. Umarým hep onlardan teklif gelir!

-Siz kötü adamý da eþit derecede baþarýlý canlandýrýrsýnýz...

Evet ama kötü adam hiçbir zaman baþrol deðildir. Kötü adamý oynadýktan sonra bir daha baþrol alamadým; Somewhere’deki gibi baþarýlý olamadým, elimden gelenin en iyisini yaptýðým halde...  Son zamanlarda oynadýðým karakterlerin de sivri ve sert taraflarý var ama kimseyi öldürmüyor ya da ýsýrmýyorlar! (Blade - vampir rolü).