‘Stratejik derinlik’ derdimiz varsa...

Baþbakan Tayyip Erdoðan gündem saptýrmayý müthiþ beceriyor; blöf yapmayý da, baþkalarýný gündemiyle meþgul etmeyi de...

Henüz herhangi bir muhalefet partisinin tek bir konuda ülkeyi tartýþtýrabildiðini görmedik. Ýktidar partisinin baþkaný veya üyelerinin açtýðý gündemlere balýklama atlýyor onlar; bazen bu yüzden kendi içleri de karýþabiliyor...

Acaba ‘Þanghay Beþlisi’ örgütü üyeliði konusunda ne düþünüyor muhalefetimiz?

Türkiye aslýnda —taa 1950’li yýllardan beri— Avrupa Birliði’ne (AB) üye olma çabasýnda... 2005 yýlýnda ‘tam üyelik’ sözü aldý, ama tarih alamadý. “Mevzuatýnýzý AB müktesebatýna uyumlu hale getirin, öyle” dendi Türkiye’ye...

“Ýçimizde öðrenir” cömertliðiyle baþka ülkelere üyelik daðýtan çekirdek kadro, her bakýmdan ‘AB uyumlu’ hale gelse de Türkiye’yi kabule hazýr görünmüyor...

Yokuþa sürüyor, Kýbrýs Rumlarý’nýn insafýna býrakýyor...

Kafanýn tasýnýn atmamasý mümkün deðil; Ak Parti hükümetinin bakanlarý ile Baþbakan Erdoðan’ýn rahatsýzlýðý had safhada. En son, Putin kabul etse de Þanghay Beþlisi üyesi olsak” noktasýna kadar vardý bu rahatsýzlýk...

‘Þanghay Beþlisi’,Rusya ile Çin’in merkezinde bulunduðu, Kazakistan, Kýrgýzistan ve Tacikistan ile sonradan katýlmýþ Özbekistan’dan oluþan altý ülkeli bir birlik... Afganistan, Hindistan, Ýran, Moðolistan ve Pakistan ‘gözlemci’ olarak kapýsýnda, Türkiye de ‘diyalog’ ülkesi konumunda...

Nüfus itibariyle hem ABD’den hem de AB’den kalabalýk olmasýna, ekonomisi de Rusya’nýn doðal kaynaklarýyla Çin’in çalýþkanlýðý sayesinde göz doldurmasýna raðmen, siyasi güç açýsýndan mukayeseye gelmeyecek bir birliktelik teþkil ediyor

Þanghay Beþlisi grubu... Hemen hepsi Türkiye’nin ekonomik ortaðý olduðundan, içinde yer alýrsa ülkemizin yabancýlýk hissetmeyeceði bir grup olduðu da kesin...

Üyelik için zorlamada bulunsa içeride kendisi için çalýþabilecek dostlarý da var Türkiye’nin Þanghay Beþlisi’nde...

“Ben bunu tartýþýlsýn diye söylüyorum” dediði için Baþbakan Erdoðan, iþte konuyu tartýþýyoruz. Henüz muhalefet çevrelerinden olumlu-olumsuz bir açýklama gelmedi, ama TV-24 programýndan bu yana medyanýn gündemine girdi

‘Þanghay Beþlisi’ üyeliði konusu...

Ýyi bir þey mi üyelik? Elbette iyi. Hem Türkiye o gruba yakýþýr, hem de grup içerisindeki ülkelerle birlikte görüntü Türkiye’ye güç kazandýrýr; buna hiç kuþku yok. Ancak ayný soruyu AB eksenli olarak ve “AB’ye deðil de Þanghay Beþlisi’ne mi üye olsak?” biçiminde sorduðumuzda iþin rengi deðiþiyor...

Deðiþiyor, çünkü Türkiye’nin ‘stratejik derinliði’ AB’den koptuðunda büyük çapta kayba uðruyor. Yüzünü sadece doðuya çevirmiþ, batýyla irtibatsýz bir Türkiye’nin, bulunduðu bölgede fazla etkili olmasý o kadar kolay deðil. Ýçinde yer aldýðýnýz kabýn rengine göre deðerlendirilirsiniz;

Þanghay Beþlisi kabý bu bakýmdan o kadar câzip sayýlmaz. Ekonomik açýdan uðranýlacak zarar bir yana, Rusya’ya, Çin’e veya diðer üyelere benzeyen Türkiye, çok geniþ bir coðrafyaya ‘örnek olma’ vasfýný yitirecektir.

Hem AB’ye üye olmalý Türkiye, hem de Þanghay Beþlisi’ne yakýn durmalý...

CHP ve MHP ne der bilmiyorum, ama benim görüþüm bu.