ABD’nin Ankara Büyükelçiliði, FETÖ’cü polis müdürleri ve firari eski savcý Zekeriya Öz ile irtibatý tespit edilen Ýstanbul Baþkonsolosluðu görevlisinin tutuklanmasýna karþý enteresan bir açýklama yaptý.
Açýklama ‘rahatsýzýz’ baþlýklarýyla verildi ama metindeki baþka ifadeler çok daha sert.
Açýklamada, tutuklama haberinin ‘medyaya hükümet kaynaklarý tarafýndan sýzdýrýldýðý’ ve zanlýnýn ‘mahkeme yerine medyada yargýlanmasýnýn amaçlandýðý’ gibi suçlamalarda bulunulduktan sonra; tutuklamanýn ‘iki ülke arasýndaki uzun dönemli ortaklýðý baltaladýðý ve ortaklýðýn deðerini azalttýðý’ ifadeleri kullanýldý.
ABD-Türkiye ortaklýðý ise NATO müttefikliðinin de ötesinde bir ‘stratejik ortaklýk’.
Zaten Büyükelçilik de ‘müttefikliðin deðerini azaltýyor’ demiyor, ‘ortaklýðýn’ ifadesini kullanýyor.
Ülkeler, elçiliklerindeki ‘kritik’ görevlere yerel çalýþanlarý getirmezler.
Buna raðmen bir Türk görevlinin, vatandaþý olduðu ülkede tutuklanmasý iki ülke ortaklýðýný ‘baltalýyor’ ve ‘deðerini azaltýyor’sa, ‘enteresan’ bir durum var demektir.
Büyükelçiliðin açýklamasý, bir ‘Türk görevli’den fazlasýna iþaret ediyor.
ABD, biri uluslararasý bir kamu bankasýnýn genel müdür yardýmcýsý, iki Türkiye Cumhuriyeti vatandaþýný tutuklamýþ; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaþkaný’nýn koruma görevlileri hakkýnda tutuklama kararý çýkarmýþ;
Ancak Türkiye’de darbe teþebbüsüne kalkýþmýþ ‘cemaat’ cübbeli bir çetenin üyeleri ve ‘din adamý’ postundaki elebaþý hakkýnda tek bir hukuki adým atmamýþ bir ülke!
‘Ver papazý, al papazý’ sözünün altý giderek doluyor.
Devletler birbirleriyle bazen bize ‘tuhaf’ gelen yollarla ve sözlerle konuþuyorlar.
Erdoðan gayet açýk konuþtu
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Ýran dönüþü gazetecilerle sohbetinde, istifa eden veya istifasý istendiði belirtilen belediye baþkanlarý hakkýnda ‘gayet açýk’ konuþtu.
Önce iliþik kesmenin iki ‘resmi’ yöntemini hatýrlattý: “Partiden ihraç, görevi ihmal veya kötüye kullanmaktan…”
Sonra “Biz bu yollarý denemek istemiyoruz” diye ekledi.
Ve tercih ettiði yöntemi açýkladý: “(Kendileriyle) Görüþmek suretiyle, ilgili baþkana, ‘gelinen nokta budur’ denilebilir; istifa suretiyle o makamý boþaltmanýn kendisini de bizi de sýkýntýya düþürmeyeceði anlatýlabilir.”
Þu an da olan bu.
Belediye ve teþkilat baþkanlarýyla konuþuluyor, gerekçeleri önlerine konuluyor, ‘gelinen nokta bu, istifa ederseniz siz de biz de sýkýntýya girmeyiz’ deniliyor.
Adý geçen herkese de denildi.
Bazýlarýnýn cevaplarý bekleniyor.
Uzun sürmez.
Erdoðan, bir de kapý araladý; “Ýstifa ya da görevden ayrýlma, bu davada bir sorun olarak görülmemelidir. Nitekim, bir çok arkadaþýmýz daha önce bir çok görevlerini býrakmýþlar, sonra baþka görevler almýþlardýr.”
Ancak bu ‘açýk kapý’ ancak ‘ilgili baþkan’larýn þehirlerinde siyasi desteklerini kaybetmekten baþka sorunlarý yoksa geçerli.
Basýnda adý geçen veya ‘henüz’ geçmeyen belediye baþkanlarý için ‘süreç’ ve arkasýndaki ‘nedenler’ bunlar.
Ben benzer ‘deðerlendirme’ süreçlerinin sadece belediye baþkanlarý veya parti teþkilatý baþkanlarý için deðil, ‘kabine üyeleri’ için de geçerli olduðunu yinelemek isterim. Belki bugün yarýnýn iþi deðil ama 2019'a kadar herkes için birinci kriter kendi alanýnda net baþarý olacak.
Tek fark, orada bir ‘görüþme’ sözkonusu deðil, ‘irade’ yeterli.