AK Parti yola problemli bir durumun çözülmesi zarureti ile çýktý. Evet, “Halkoyu ile seçilmiþ bir Cumhurbaþkanýnýn anayasadaki yetkilerle köþkünde sakin sakin oturmasý” mümkün olmazdý. Bu çözülmesi gereken bir problemdi. Cumhurbaþkaný'nýn, hem baþat liderlik özellikleri bulunan, hem Ak Parti'nin kurucu lideri olan Tayyip Erdoðan gibi birisi olmasý, problemi ete kemiðe büründüren ayrý bir gerçeklikti.
Bu sorunu çözmek saðlam bir gerekçeydi.
MHP “sorunu çözme” gerekçesiyle destek verince Ak Parti'nin stratejik artýsý baþlamýþ oldu.
Ak Parti artý MHP, tabanlar itibariyle birbirine yakýn, Türkiye siyasetinin “Muhafazakar – demokrat alan” diye nitelenen kesiminin önemli yekununu oluþturuyordu.
Hedef, bu iki parti tabanýndaki farklýlaþmayý gidermek, en azýndan en aza indirmekti. Bunun yanýnda bugüne kadar oluþmuþ rezerv alanlarýný izale etmek de önemliydi.
Liderliklerin bunu planlamasý lazýmdý.
- Terörle mücadele önemli bir duyarlýlýk alaný idi. Ak Parti son dönemde MHP'nin eleþtirilerini izale edecek bir tavrýn içine girdi.
- Batý'ya yönelik tepki, hele Türkiye'nin bekasýna yönelik Batý kaynaklý saldýrýlar söz konusu olduðunda birleþtirici bir söylem alaný olabilirdi. Bu noktada Batý'da Erdoðan karþýtlýðý ile bütünleþen acayip bir Türkiye sorgulamasý gerçekleþti. Bu da içerde farklýlýklarý izale eden bir yansýma oluþturdu.
- Bir de “Hayýr cephesi”nde Kandil ve FETÖ yer alýnca, milli hislerin coþkun bir þekilde buluþacaðý mecra oluþmuþ oldu. Artýk “Hayýr” demenin Türkiye'nin hayrýna olabileceðini ispat nerede ise imkansýzlaþacaktý.
- A&G'nin yöneticisi Adil Gür, þu anda tercihlerin “etnik aidiyet”ten ziyade “ideolojik nitelik” kazandýðýný ifade ediyor. Bu, muhafazakar Kürtlerin de “PKK'nýn Hayýrý”na katýlmamak için “Evet cephesi”nde yer alýyor olmasýný izah ediyor.
Þu anda Evet cenahýndaki çok önemli bir toplum kesimi, belki de Anayasa deðiþikliðinin ne getirip ne götürdüðüne bakmaksýzýn, “Kimin yanýnda yer alýyor?” saiki ile tercihte bulunuyor.
Bu, Türkiye siyasetinde önemli bir motif. Bu eksende oy yýðýlmasý keskinleþme yoðunlaþtýðý ölçüde yüzde 60-70'lere ulaþabilir. Bu gerçekliðin sorunu, iktidar olunca geriye kalan toplum kesimleriyle derin fay hatlarýnýn oluþmasýný önlemek, iletiþimi yeniden canlandýrabilmektir.
“Hayýr kampanyasý”nýn baþýný çeken CHP'nin Türkiye'nin bu siyasi tablosunun farkýnda olmamasý mümkün deðildir. Onun stratejisi de “Evet cephesi”nde bir kemikleþmenin oluþmasýný önlemek noktasýnda oluþtu.
-Bunun için, kemikleþmenin özellikle “CHP karþýtlýðý”ndan da beslendiðini düþünerek, bir yandan CHP dilini kullanmamak tercih edildi.
- Diðer yandan Ak Parti ve MHP kitlelerinin duyarlý olduðu alanlarda rahatsýz edici reflekslerden kaçýnýlmaya çalýþýldý.
- Bir baþka nokta, rejim deðiþikliði vurgusu oldu. Bunun amacý, muhtemelen kendi tabanýný tahkim etmekti. Bu söylemin, MHP tabanýna yönelik bir hesabý var mýydý, belki, ama “rejime yönelik tehdit” bir “Eski CHP”, eski ve “rejim tehlikede” propagandasý üzerinden millet iradesine baský bagajý ile bütünleþti.
- CHP'nin “dini jargon” üzerinden yaptýklarý, biraz eline yüzüne bulaþtýrýlmýþ hamleler olarak kaldý.
- Hayýr cephesinin en belirgin dezavantajý, “Bileþenler”in anayasa deðiþikliðine karþý çýkmaktan ziyade “Erdoðan karþýtlýðý – Türkiye karþýtlýðý” hadiselerini birbirinden ayýrmayacak bir hoyratlýk içinde olmalarýydý. CHP de PKK ile, FETÖ ile, Batý ile ayný saiklerle mi bu deðiþikliðe karþý çýkýyordu, belki deðildi, ama kendisini o bütünün içinden ayýrmasý nerede ise imkansýzdý.
Þimdi...
Son düzlükte...
Evet aðýrlýklý gözüküyor.
Referandumda muhtemelen “Evet” çýkacak ve Türkiye'de yeni bir dönem baþlayacak.
Kanaatimce Ak Parti'nin ve Sayýn Cumhurbaþkaný'nýn önüne kendi alanýný tahkimden öte, farklý toplum kesimlerini kucaklama sorumluluðu gelecek.
CHP'nin önüne de toplumla arasýndaki mesafeleri görme ve kapatma sorumluluðu.