Sinema ve tiyatronun duayen ismi Ayþen Gruda, günlerini televizyon baþýnda noktalayanlara seslendi: “Ekrandan bir baþýnýzý kaldýrýp kalabalýða karýþýn. Tiyatroya, konsere, sinemaya gidin. Bir arada olun. Evlere kapanmak travmatik bir þey. Toplum ve birlik olduðumuzu yeniden hatýrlayalým.
Türk sinema ve tiyatrosunun ünlü sanatçýsý Ayþen Gruda ile bu hafta vizyona giren Dedemin Fiþi filmi vesilesiyle bir araya geldik. 72 yaþýna raðmen filmler, tiyatolar ve dizilerle Türk sanatýna hizmet veren usta oyuncu, hem kendi filmini hem de günümüzün popüler kadýn oyuncularýný deðerlendirdi...
- Dedemin Fiþi’nin senaryosunu ilk okuduðunuzda ne düþündünüz?
Kokusu, rengi vaktiyle bizim çektiðimiz eski aile filmlerini andýrýyor. Çok farklý yönleri de var elbette. Bu yüzden beni kendine çekti senaryo. Son zamanlarda insanlarýn istediði böyle þeyler. Rolü de çok enterasan buldum. Sürekli kafasý dumanlý bir kadýn.
- Hikaye Malatya’da geçiyor deðil mi?...
Evet ancak biz Mudurnu’da çektik. Dokusu çok benziyormuþ. Bize denen o.
- 2Yönetmen kadýn. Pek alýþtýðýmýz bir þey deðil komedi filmini bir kadýn yönetmenin çekmesi...
Meltem’i (Bozoflu) tanýdýkça çok doðru bir karar verdiðimi anladým. Sanki okuldan kaçmýþ gelmiþ de film çekiyor. Minicik bir haným fakat iþe çok hakim. Bir kadýn için muhteþem bir dayanýklýlýðý var, hiç baðýrýp çaðýrmadan, kýrýcý olmadan sizden istediði ne varsa çekip alýyor. Bir de bir kadýnýn bir komedi çekmesi çok hoþuma gitti. Tabii ki duygusal bir insan ancak o duygusallýðýn içinde bir o kadar da iradi bir þey vardý. Müthiþ.
- Böylesi yenilikler Türk komedisine katký yapar mý?
Komedi bir çeliþkidir. Erkek ve kadýn bir çeliþkidir birbirinden farklý iki yaratýktýr ve iliþkilerde daima çeliþkiler vardýr. Onun için komediye iyi bir zemindir. Ancak dünyada da böyle. Kadýn unsuru daha geri planda. Daha çok erkek üzerinden komedi filmi yapýlýyor. Erkekler baþrole koyuluyor. Olmadý, kadýn kýlýðýna sokup baþrol oynatýyorlar. Bunu da rahmetli Oðuz Aral ile tartýþmýþtýk. Gözlemlerimden bildiðim kadarýyla, kadýnlar çok detaycý olmalarýna raðmen güzelliklerinden vazgeçmiyorlar, illa güzel kadýn olacaklar.
- BKM yapýmlarý art arda gelmeye baþladý. Siz Arzu Film dönemini de bildiðiniz için soruyorum, aralarýnda bir benzerlik var mý?
Bir kere BKM’de bir deli var, Necati Ertem Aðabey de Arzu Film’in delisiydi. Çýlgýn kararlar verebilen, hiç umulmadýk þeyler yapabilen bir adamdý.
- Günümüzdeki sinema dizilerden gelen oyuncularla yürüyor. Yeþilçam farklýydý. Bu bir dezavantaj mý?
Bu iþin er meydaný tiyatrodur. Bana soruyorlar mesela çok star bir haným veya beyefendi olsun “Nasýl bir oyuncu?” diyorum ki “Tiyatroda görmem lazým.” Gene sinemada da, eðer kameraya yakýþýyorsa yönetmen onu oynatýr montajla bilmem neyle oynatýr. Ancak tiyatroda o sahneye çýkýyorsun, bir baþlýyorsun, sen, seyirci ve Allah var. Yaptýn yaptýn. Tiyatroda daima en arka sýraya oynarsýnýz. Sinemadaysa objektifi bilmezseniz, orada ilk zamanlar çuvallarsýnýz. Objektifi tanýyarak, yönetmenle, kameramanla, iyi diyaloglar kurarak, ne kadar oynayayým diye çekinmeden sormak lazým. Ben sinemayý film yapa yapa, tiyatroyu tiyatro yapa yapa öðrendim. Dizi için bir þey diyemeyeceðim, dizi ceptekini yemektir maalesef. Para da orda var ama kýnamak da istemem kimseyi.
- Peki Dedemin Fiþi’ni deðerlendirmenizi istesem...
Dedemin Fiþi, dengeli bir film. Sanat yönetimi de çok iyiydi. Mesela ben giysisine dikkat eden ama parasýzlýk yüzünden de eski giysiler giyen biriydim. Sanat yönetimi benim elbiselerimde bunu çok iyi saðladý.
- Ýzleyicileriniz için buradan bir mesaj verir misiniz?
Þu ekran baþýndan bir kalksýnlar, öncelikle. Dýþarý çýksýnlar. Þu anda ihtiyacýmýz olan þey bu. Tiyatroya, konsere, sinemaya gitsinler. Kalabalýða karýþsýnlar. Toplu yerlere gitsinler. Bir þeyler içsinler bir kafede. Ama bir arada olsunlar.
Evlere kapandýk, zaten travmatik bir zaman yaþýyor Türkiye. Ýnanýn iki aydýr yemek yiyemiyorum. Bir dýþarý çýkalým. Toplu olarak tükenmiþlik sendromu yaþýyoruz sanýrým. Dýþarý çýkalým, kardeþçe, el ele, sanatla faal olalým ki üstümüzdeki ölü topraðý atalým.
Dizilerdeki bolluk gerçek hayatta yok
“Dizilerde kýz oðlaný seviyor, kötü kadýn var o var bu var... Bunlar hep kliþe. Bir dizi vardý Bizimkiler diye, sinema, tiyatro tadýnda. Bir apartmanda tüm Türkiye vardý. Eleþtiriydi o. Eleþtiri olmazsa komedi de olmaz zaten. Bir de sponsor buluyorlar fakiri zengini ayný giydiriyorlar. Olmaz. Her dakika kýyafet deðiþiyor. Nerede bu bolluk? Oynayacaðýnýz rolün psikolojisi, sosyolojisi, tamam. Ancak en önce ekonomisi. Ben bir dizide diyorum ki, “Aaa bilmem ne teyze, balýktan ne iyi anlýyorsun.” O da karþýlýk veriyor, “Anlarým tabii, kocam da balýkçýydý.” Bunu birinci bölümde söylüyor. Sonrasýnda birden bire evi görüyoruz, ev üç katlý köþk. Balýkçý görmemiþler. Bir balýkçý eþi Bað-kur’dan alsa alsa bin lira maaþ alýr.”