Hani türküde deniyor ya “Þu Fýrat’ýn suyu akar derindir...”; öyle günlerdeyiz iþte.
Türkiye uzun süre PYD’nin Fýrat’ýn batýsýna geçiþine itiraz etti. PYD’nin, Tel Abyad’da yaptýðýný gibi bölgeyi Türkmen ve Arapsýzlaþtýracaðýný söyledi. PYD’nin böyle bir politika izlediði uluslararasý raporlarla da sabit zaten.
Fýrat derin akarken Amerika da Suriye’de derin planlar yaptý. Rusya’nýn Suriye’deki gücünü tahkim etmesi bile bu dahil. Bugün niza haline gibi gözüken ABD ve Rusya, Suriye iç savaþýný bu günlere birlikte taþýdýlar; Lavrow ve Kerry’nin yüksek katkýlarýyla...
DEAÞ-PYD çatýþmasýnýn, Suriye’yi parçalanmaya götürecek bir icat olduðunu da biliyoruz artýk.
Suriye’nin bir bütün olarak muhafazasýný artýk mümkün görmediðini söyleyen kaç ABD’li yetkili oldu saymadým. “ABD’nin Suriye politikasý nedir?” sorusunun cevabý tam da bu: Suriye’yi par
çalamak!
ABD, Suriye’nin geleceðinde statü tanýnmýþ bir PKK yönetimi ön görüyor. PYD’nin, PKK’nýn isim deðiþtirmiþ hali olduðunu da herkes biliyor. Yani Hillary Clinton’ýn baþkan olursa vaad ettiði “PYD’nin silahlandýrýlmasý” zaten vaka.
PYD’yi silahlandýrmanýn DEAÞ’la mücadelede iþe yaramadýðý da biliniyor. Bu silahlar ne iþe mi yarýyor? Türkiye’ye doðrultuluyor.
* * *
Peki Türkiye ne yapýyor?
15 Temmuz öncesi yapamadýðýný yapýyor; sýnýrý dýþýndan kendisine yönelen tehditleri yerinde bertaraf etmek için uluslararasý hukukun kendisine tanýdýðý haklarý kullanýyor.
ÖSO’nun El Bab’a doðru ilerleyiþinde ciddi baþarýlar kazanýldý. Azez-Cerablus hattýnda içeriye doðru 5 bin kilometrekarelik alanda ÖSO hakimiyetinin saðlanmasý Türkiye için kýrmýzý çizgi.
Gelelim Musul’a... Bugün çapýna bakmadan Türkiye’ye efelenen Ýbadi’nin askerleri, Musul’u neredeyse üniformalarýný da býrakýp terk etmiþti. Ýbadi “Musul’u DEAÞ’tan geri almak için Türkiye’ye ihtiyacýmýz yok” diyor þimdi. Türkiye’ye gelip yalvardýðý günleri unutuyor çünkü kendi ve halký adýna deðil ABD ve Ýran adýna konuþuyor.
* * *
Ýþ ilginç bir noktaya doðru ilerliyor; bir zamanlar Türkiye’nin DAEÞ’le yeterince mücadele etmediðini söyleyenler, Türkiye’nin son hamlelerinden feci halde rahatsýz olmuþ durumda. Suriye’nin parçalanmasý için icat ettikleri ve bugüne kadar örtülü olarak destekledikleri DEAÞ’ý korkarým bundan böyle açýktan sahiplenecekler.
Türkiye’nin Suriye’deki varlýðý, tüm aktörlerin ayarlarýný bozdu.
Anýtkabir CHP’ye baðlansýn!
“Anýtkabir muhalefeti” devam ediyor. CHP’lilerce yapýlmýþ oyun alaný, “Ata’ya bu ne saygýsýzlýk” denilerek yine CHP’lilerin baþlattýðý bir kampanya sonucunda kaldýrýldý. Çocuk oyuna alanýna tahammül edemeyen ama Atatürk’ü oyuncak haline getiren bir zihniyet. Dermansýz bir hastalýk gibi handiyse. Hiçbir þey bulamazsa gözünün üstünde kaþýn var diyecek.
Çocuk oyun alanýndan sonra þimdi de yine zaten öteden beri var olan bir futbol sahasýna sardýrmýþ vaziyetteler. CHP’den ihraç edilen Aylin Nazlýaka gidip sahayý incelemiþ bir de. CHP’nin Trabzon vekili Haluk Pekþen de 72 saat süre vermiþ, yoksa CHP gereðini yapacakmýþ. Bence býrakalým yapsýnlar. Hele bakalým ne yapacaklar? Sahaya doluþup çimleri mi yolacaklar yoksa her zaman olduðu gibi tek kale maç mý?
Bu CHP’lileri anlamak gerçekten zor, laiklik ve yaþam tarzý muhalefetinin siyaseten bir kuruþluk getirisi olmadýðýný biliyorlar. Ama kutuplaþtýrma siyasetinden de bir türlü vazgeçmiyorlar. “Milli bir muhalefet yapmýyorsunuz, ABD’nin AB’nin tayin ettiði görevi icra ediyorsunuz, yaptýðýnýz FETÖ’ye hamilik, HDPKK’ya hamilik” deyince kýzýyorlar.
Sahi bu saçmalama hali böyle devam edecekse Anýtkabir CHP’ye baðlansýn.CHP, Anýtkabir’in idaresi ve çevre düzenlemesinden sorumlu sayýlsýn. Türkiye’de iktidara gelemeseler de Anýtkabir’de muktedir olsunlar!