2008-2010 yýllarý arasýnda Abd’nin Ankara Büyükelçiliðini yapmýþ James Jeffrey. Önemli bir diplomat olarak geçiyor ajanslarda. ABD ve NATO’nun, 15 Temmuz’da yaþadýðýmýz hain iþgal ve darbe kalkýþmasýndan sonraki tavrýný deðerlendirdiði mülakatýnda, Erdoðan siyaseti ve Türkiye konumu hakkýnda yaptýðý yorum bu: ABD ve NATO’ya -biz kýsaca batý diyelim buna, kötücül bir anlamý vardýr bizde batý’nýn- yaltaklanmamak imiþ suçu Türkiye ve Erdoðan’ýn... Diðer Ortadoðu ve Asya ülkelerinin yaptýðý gibi yapsaydýnýz, sorun çýkmayacaktý diyor. Erdoðan bulduðu hemen fýrsatta ABD’nin ve NATO’nun çeliþkilerini yüzümüze yüzümüze çarpýyor diyor. Evet pek çok otoriter hükümet var dünyada diyor ama siz onlar gibi ABD’ye yaltaklanmayý bilmiyorsunuz, sorun burada diyor. Hatta Sisi gibi bir diktatöre bile olumlu atýf yaparak, Suudlar’a, son dönemlere kadar Putin’e bile ayný yaltaklanma segmentiyle iliþtirerek ama bakýn onlar sizler gibi yapmýyor iþte, bizimle dikine dikine konuþmuyorlar diyor...
O kadar pervasýzca ortaya dökülüvermiþ ki mülakattaki batý bakýþ açýsý... Bir taraftan özgürlükler ve adaletler bizim için çok önemlidir diyor, öbür yandan yaltaklanmýþ olabilseydiniz sizler için de önemli olduðunu teslim edebilirdik özgürlük ve adaletin diyor... Çeliþkilerle dolu denemez sadece mülakattaki ABD diplomasi profili için, apaçýk bir üstencilik. James Jeffry’nin de bundan hoþnutsuz olduðunu hissedebiliyorsunuz cümle aralarýndan ama o, sözcüsü olmak durumunda kaldýðý bir trajediyi seslendiriyor neticede. Dünyayý kana bulayan bir trajedidir bu... Bu konuþmadan sadece Türkiye ve Erdoðan öfkesi, nefreti çýkmýyor aslýnda. Amerikalý olmayan tüm yeryüzüne bakýþ açýlarýný eleveriyor. Ötekisinin yaltaklanmasý üzerine kurulmuþ çirkef ve bir o kadar da aptal bir arena ezberi bu... Amerikalý deðilsen ancak yaltaklanabildiðin sürece yaþamana müsamaha gösterebiliriz’e çýkýyor bunca diplomasi... Dünyaya söylenen güya adalet, özgürlük, insanlýk felsefesinin yýrtýldýðý bir düzlük...
Hisli insanlar þu Amerikalýlar vesselam... Bakan Çavuþoðlu’nun ‘’bu mesele ABD ile siyasi iliþkilerimizle ilgili’’ cümlesi mesela, ABD’ye “kara tahtaya týrnak sürtülmesi” kadar itici, irkiltici gelmiþ... Hisli insanlar þu Amerikalýlar vesselam! Üzerlerine tank sürülen, F16’larla, helikopterlerle taranan, kafasý kopartýlan, beyni patlayan, caddelerden organlarý toplanan insanlarýmýz ve yakýnlarý ve aslýnda sokaklardaki milyonlar ne hissediyoruz acaba... Hiç düþündünüz mü? Nagazaki, Hiroþima, Filistin, Ortadoðu’daki kan gölleri, Afganistan’da mezaristana dönmüþ kadim þehirler, Asya’da, Afrika’da delik deþik ettiðiniz insanlýk... Ne düþünüyor sizin hakkýnýzda? Ama hiçbiri tartýya çýkamaz deðil mi sizin o muhteþem açgözlülüðünüzle, sizin o sýnýr tanýmaz þýmarýk hissiyatýnýzla, hiç kimse, hiçbir millet, hiçbir ülke, tartýya çýkamaz deðil mi... Nasýl tartýlsýn ki insanlýk. Apaçýk, aptalca bir kötücüllük olduðunuz sürece...
***
“FETOGATE” skandalý, Amerika Birleþik Devletleri idarecilerini Uluslararasý Ceza Mahkemesi’nde yargýlanmaya doðru koþa koþa taþýyor... Kuklalar Kuklacýnýn ipini çekiyor.
Ve bu iþ, asýl meselenin sadece küçük ve alt kýsmý... Perde kalkýyor. Vahþi Batý’nýn deðer ve üslup olarak dünyaya dayattýðý zulüm sistemi çöküyor. NON PASARAN...
(Not. Mezkur mülakatý gerçekleþtiren Cansu Çamlýbel’e teþekkürler, perdeyi kaldýrdý...)