Suçunuz çok büyük Sayýn Cumhurbaþkaný...

Hayýr, “one minute”den söz etmiyorum, çok daha büyük bir suç iþlediniz: Emperyalizm, Ertuðrul Özkök’ün “uðursuz ve karanlýk” diye nitelediði Ortadoðu coðrafyasýný, devletlerin milletler üzerindeki diktasý üzerine kurgulamýþtý, bu coðrafyada, ilk kez devlet-millet yakýnlaþmasýnýn iki yönlü yolunu açmaya çalýþtýnýz.

Ýktidara geldiðiniz yýllarda, küresel sisteme ayar vermeye çalýþan neo-conlar ve Ýsrail için Türkiye’yi “ýlýmlý Ýslam” zeminine çekecek bir portre olarak deðerlendirildiniz. Amaç, Batý’nýn kenarýnda köþesinde, kolay kontrol edilebilir, yeri geldiðinde dýþlanan, yeri geldiðinde kolay kullanýlan bir Türkiye yaratmaktý. 

Siyasi sezileri güçlü bir portresiniz, fark ettiniz. Beklentinin ve oyunun bozulduðu yer, doðrudur, 2009’da Davos’ta Þimon Peres’e söylediklerinizdir. Ama emperyalist mahfellerde asýl kýyameti kopartan, 2012 yýlýnda, Mýsýr, Libya ve Tunus’ta ýsrarla vurguladýðýnýzdýr: Bireyler laik olmayabilir ama devlet laik olmalý!..

Emperyalizm, sizden, “ýlýmlý Ýslam”ýn Müslüman coðrafyayý dünya entegrasyonundan kopartacak satrancýnda vezir olmanýzý istemiþti, siz, “ýlýmlýlaik”liðin rotasýný, üstelik, orduyu da ikna ederek çizdiniz.

Bir neo-con/paralel yapý ittifakýyla hapse atýldýðýný açýklayan Ýlker Baþbuð’un þu özeleþtirisi gelinen noktanýn iþaret taþýdýr: Bizim de hatalarýmýz, çeliþkili tutumlarýmýz vardý. Mesela þehidimiz olduðu vakit gidiyoruz, þehidimizin baþý örtülü annesinin elini öpüyoruz, ona anne diyoruz, sarýlýyoruz, acýsýný yürekten paylaþýyoruz. Ama o anneler yemin törenine geldiklerinde baþlarý örtülü diye içeri almýyoruz. Ýþte bu bizim çeliþkimiz ve hatamýzdý.

Ertuðrul Özkök, son yazýsýnda, “seçimle gitmeyi” kabul etmiþ Tunus’un “Ýslamcý” partisine Nobel ödülü verildiðini belirtip, kurucusu olduðunuz partiyi de benzer nitelemeyle eleþtiriyor. Ama atladýðý bir konu var: Nahda’yý bugünkü Tunus demokrasisinin inþasýna ve ülkenin iç çatýþmadan uzaklaþmasýna sizin ikna ettiðiniz.

Birbirimizi 21 yýldýr tanýyoruz, bir “Erdoðan güzellemesi” yazacak en son kalemlerden biri olduðumu en iyi siz biliyorsunuz, ama, haksýz saldýrýlar karþýsýnda susmak, tarihe karþý suçtur, bildiðimi söylemezsem, dilsiz þeytan olurum.

Ýþlediðiniz suçun büyüklüðü neo-conlarýn 17-25 Aralýk’ta üzerinize saldýrttýðý örgütten belli oldu zaten...

Emperyalizmin “Arap Devrimi”nden korkmasýnýn ana nedeni, Ortadoðu’nun tarihinde ilk kez devlet-millet uyumunu yakalayacak bir þansýn doðmasýydý. Kanla boðdular!.. 

Türkiye, bu hesaplaþmada, Ortadoðu halklarýnýn yanýnda yer aldý, yine büyük suç!.. Sizi Beþar gibi bir kanlý diktatörle veya Sisi gibi bir darbeciyle el sýkýþmaya zorlamalarýnýn ana nedeni bu... Sýkýþmayýn, yumuþadýðýnýz anda bu sütun için yazýlacak son yazý, mutlaka internette okunacaktýr.

Ne demek, “çözüm süreci...”

Durmadýnýz, ikinci büyük suça bulaþtýnýz: Çözüm Süreci... Emperyalizmin tüm oyunu, Ortadoðu halklarý arasýnda etnik/dini ayrýlýklarý kanlý bir çatýþmaya dönüþtürmek üzerine kuruluydu. Zaten, “Dersim katliamý” nedeniyle Aleviler’den özür dileyerek o mahfelleri sarsmýþtýnýz, bir de “çözüm süreci...” geldi, bardak taþtý. Bakýn, Kemal Burkay yaþanýlan bu berbat senaryoyu ne güzel anlattý: PKK’nýn ne istediðini ne için savaþtýðýný anlamak çok zor. Biz Kürtler anlayamadýk. Siz Türkler anlayabildiniz mi? Bilmiyorum. Ama en baþta biz Kürtler anlayamadýk. Bu arkadaþlar niçin savaþýyor biz anlayamadýk çünkü bir þey istemiyorlar.

Fazla söze gerek var mý?

Ankara’da 95 masum insanýmýzýn canýna kast eden o bomba, bir kýrýlma noktasýdýr. Ýki terör örgütünü Ortadoðu coðrafyasýnda karþýlýklý mevzilerde buluþturan emperyalizm ve bölgesel hegemonyacý güçler Türkiye’ye kanlý bir mesaj verdi.

Mesajý aldýk, devamýnda, yapanlardan hesabýnýn sorulmasýný beklemek hakkýmýzdýr.

“No pasaran” dönemi...

Dönemin Ýspanyol Komünist Partisi lideri Gomez, 1936’da Franko’nun faþist güçlerinin kuþatmasýndaki Madrid’de ünlü “No Pasaran” konuþmasýný yaptýðýnda “geçit yok” kavramýnýn 1915’te Çanakkale Destaný’nda ortaya çýktýðýný çok iyi biliyordu.

Bu topraklar, “küresel saldýrýyla” bir kez daha karþýlaþtý, 100 yýl sonra...

Bunu anladýk, meydan okumayý görüyoruz... Emperyalizm ve hegemonyacý güçler, belli ki, Ortadoðu’da güçlendirdikleri tüm faþist unsurlarla üzerimize mermi, bomba, kan ve gözyaþý yaðdýracak...

Geçit vermeyeceðiz...