Önce bir dönem, cikletten çýkarak CHP Genel Sekreterliðine oturmuþ, Ýhtilal yapýp ha babam de babam seçim kazandýðýndan, Tayyip Bey ve arkadaþlarýný mahpus damýna atmadýðýndan kelli, TSK’ya “kaðýttan kaplan” diyen, demesiyle de oturduðu kattan tepetaklak aþaðý indirilen, Süleyman Demirel’le Hüsamettin Cindoruk’un nurtopu gibi yavrusu Süheyl Batum, siz beni bilmezsiniz; ben bu AK Ýtlere hadlerini bildiririm ki, breh breh breh! “Tosuncuklar, AK Ýtler bir daha ellerinde sopa, adam dövmeye nah çýkar!” demez mi ta Eskiþehir’den. Ha yanlýþ anlaþýlmasýn; kimsenin ona bir þey sorduðu falan yok. Zaten CHP’de herhangi bir konuyla ilgili soru sorulacaklar arasýnda son sýrayý tutmakta bizim muhabir arkadaþlara göre!
Anayasa Profesörümüzden söz edelim az-biraz. Yani Süheyl Batum beyefendiden! Rüstem Batum deðil oðlum; o televizyonda sohbet ederdi insanlarla! Bu Süheyl bu... Süheyl! Allah Allah! Nerde kalmýþtýk? Ha evet, bu üslub-u þahane, Süheyl Batum efendimizin. Hani Tayyip Bey’in sert üslubu var ya, Gezi Parký olaylarýnýn baþlamasýna neden olan, sabýk genel sekreterinkinin yanýnda þefkat, sevgi ve de muhabbet dolu kalýr mý kalmaz mý? Laf aramýzda una bulanmýþ Batumzade Süheyl Efendi, yakýn siyasi tarihimizin deyimler sýnavýndan da sýfýr çeker. Adam hem “tosuncuk” hem de “AK Ýtler” olmaz emmi! Tosuncuk dediðin ta 1970’li yýllarda, Ülkücülere, solcularýn ve sol basýnýn verdiði addý. AK itlerinse ne ya da kim olduðunu bilmiyorum; belki kimi AK Parti il ve ilçe kuruluþlarýnda sevabýna beslenen sokak köpekleri olabilir. Ha bu köpekler ellerine nasýl sopa alýp da adam dövmeye çýkmýþlar onu açýklamak Süheyl kardeþe düþer. Aslýnda Süheyl’den niye söz ettik? Hatýrý kalmasýn diye; garibim kalkmýþ Eskiþehir’imizden postal gibi bir laf etmiþ, biz de onu yorumlamazsak bakarsýn bozulur mozulur, serde Galatasaray’lýlýk da var. Ama o liseli, bizim liseliliðimizse babamýz ve Kemal Tahir Aðabeyimizle sýnýrlý Allah’ýma þükür; bizim iþimiz kulübümüzle ki orda Süheyl Batum’un esamesi okunmaz, gene Rabbime þükür.
Süheyl’i unutalým gelelim Ýngiliz’in The Economist adlý dergisine ki, kapaðýna foto shop’tan yararlanarak III: Selim’in resmini Tayyip Bey’i basmýþ ve de “Demokrat mý Sultan mý?” diye sormuþ. Allahým sen benim aklýma mukayyet ol! Economist, Erdoðan’a, orta sýnýf demokrat” diyor ki, bu “middle class democrat” deyimi 2005 Nobel Ödülü kazanmýþ, dünyaca ünlü Ýngiliz oyu yazarý Harold Pinter’in, baþta Margaret Thatcher olmak üzere ta Disraeli’ye kadar uzanan nice baþbakan için kullandýðý bir yakýþtýrmadýr. Kötü bir yakýþtýrmada deðildir, Lordlara karþý kimi baþbakanlarýn, halkýn hakkýný hukukunu koruduðu anlamýna gelir, ama burada Economist “ikinci sýnýf demokrat” olarak nitelendiriyor aklýnca. Sonra da diyor ki, gezi parký olaylarý “Ýslam’la demokrasinin bir arada yürüyemeyeceðinin en güzel kanýtý!” Ancak hemen ardýndan etkisiz muhalefet karþýsýnda gene seçileceðini söylüyor Tayyip beyin. Bunun ardýndan kendi kendini tekzip ediyor; “sorun Ýslam’da deðil Erdoðan’da! “ diyor. “Ýstanbul ve Ýzmir burjuvazisini küçümsüyor. Partisinin Ýslam kökleri birçok kiþiyi Atatürk’ün laik devletinin Ýslamlaþacaðý endiþesine yönlendiriyor. Alkol satýþýný sýnýrlayan yasa bu kaygýyý arttýrdý...kurallara göre 2015’TE Baþbakanlýktan ayrýlmasý gerekecek; ama o bu kurallarý hiçe sayabilir...Thatcher’den, De Gaulle’den usanan halk Erdoðan’dan da usanmaya baþlamýþtýr...Eðer istifa eder yerini Gül’e býrakýrsa her þey rayýna oturabilir.”
Ben, “ The Economist’in” genel yayýn yönetmeni olsam bunu yazan her kimse kapýnýn önüne koyarým. O kadar yanlýþ var ki yazýda, hangi birini sayacaksýn? Örneðin kurallara göre Tayyip beyin, 2015’te Baþbakanlýktan ayrýlmasý gerekir, demekte. Hangi kurallar bunlar? Kim sýnýrlamýþ üç kereyle seçilmeyi? TBMM mi? Halk mý referandumla? Siyasi Partiler Yasasý mý? Yo, Tayyip beyin kendisi önermiþ parti de kabul etmiþ. Margaret Thatcher ve DeGaulle benzetmeleri de hepten saçma sapan! Thatcher’de “kelle vergisi” (poll tax) diye bir ucube vergi getirmeye çalýþtýðý ve halkýn büyük tepkisiyle karþýlaþtýðý için görevinden ayrýlmak zorunda kalmýþtý. De Gaulle’ün meselesiyse Cezayir’le ilgiliydi! Yani sapla samaný birbirine karýtýrmýþ, sürekli saçmalamýþ bu sözüm ona saygýnlýðýyla tanýnan dergi. Hatýrlarsýnýz son seçim öncesi CHP’nin ezici zaferini (!) taþýmýþtý birinci sayfasýna. Alkole girmiyorum hiç, çünkü alkol satýþýna en büyük kýsýtlamalarý getiren ülke Ýngiltere’dir, ABD’den sonra! Ha bu arada, Baþbakan dünyanýn hangi demokrasisinde istifa edip görevini Cumhurbaþkanýna devretmiþ ki, Tayyip bey bunu yapsýn? Ve de niye?
Þimdi insaný eleþtirenler bu kadar saçmalarsa, muhalefet bu kadar tapon olursa, yapýcý eleþtiriler de kaynar gider. Eleþtiri de demokrasilerin olmazsa olmazýdýr. Ama yapýcý, akýllý, ne dediðini bilen, bilgili, kültürlü, çýkarý ve önyargýsý olmayan insan bulabilirseniz tabi!